Ekonomi bilimi genel olarak, "İnsan ihtiyaçlarının karşılanması" olarak tarif edilir. Yani ekonominin hedefi yeryüzünde yaşayan insanların ihtiyaçlarını temin etmektir.Kapitalist ve sosyalist modeller bu tarife, "Kaynakların sınırlı, ihtiyaçların da sınırsız" olduğu varsayımını ilave etmişler ve ciddi bir çelişkiye düşmüşlerdir.Çünkü kaynakları sınırlı gören bir anlayışın, sınırsız olarak tarif edilen insan ihtiyaçlarını karşılaması asla mümkün değildir. Kapitalizm ve sosyalizm yenilgiyi baştan kabul etmiştir. Sınırlı bir şeyle sınırsızı tatmin etmek hiç akla mantığa uygun mu? Dolayısı ile baştan yenilgiyi kabul eden, ekonominin temel hedefine asla ulaşamayacağını baştan ilan eden kapitalizm ve sosyalizmi aslında bir ekonomi modeli olarak tanımlamak doğru değildir.Teoride böyle peki ya pratikte?Temeli eksik ve yanlış olan bir anlayışın uygulamasında doğru sonuç çıkmaz.İnsanların ihtiyaçlarını sağlamakla mükellef olan ekonomi biliminin üç temel sorunu mutlaka çözmesi gerekmektedir: Tam istihdama ulaşmak, sürekli büyümek, gelir dağılımındaki dengesizliği ortadan kaldırmak.Kapitalizm oluşturduğu tekelci mantıkla hep sermayeyi elinde bulunduranların yanında olmuş, bir grup azınlığın çıkarlarının gözetilmesini amaç edinmiştir. İnsanların çoğunluğunu da göz ardı etmiştir. Bir grup insan, bir eli yağda bir eli balda keyifle hayat sürerken, milyarlarca insan açlık ve yoksullukla mücadele halindedir. Gelir dağılımında korkunç bir uçurum oluşmuştur.Kapitalist anlayış, insanların çoğunluğundan parayı ve kaynakları esirgediği için pazar sürekli daralmış, bunun neticesinde üretilen mallara müşteri bulunamadığı için üretim daralmış ve ekonomi tam istihdam ve sürekli (sağlıklı) büyüme seviyesine asla ulaşamamıştır.Peki ya sosyalizm? Sosyalizm de hep eşitlikten bahsetmiş, ama maalesef bu eşitlik refah ve huzurda değil, açlık ve yoksullukta eşitlik olarak zuhur etmiştir. Yine organizasyonu yapan bir grup azınlık, ekonominin kaymağını toparlamıştır. Tabiri caizse sosyalizmde herkes eşittir, ama bazıları daha eşittir. Sosyalizm, bırakalım insanların ihtiyaçlarını karşılamayı, insanların özgürlüklerinin kısıtlanmasına yol açmıştır. Kabiliyetli insanların kabiliyetleri körelmiş, kabiliyetsiz ya da tembel olanlarla bir tutulmuştur. Kısaca sosyalizm de ekonominin temel hedefi olan insanların ihtiyaçlarının karşılanmasını gerçekleştirememiştir.Dünya ekonomi literatürüne girmiş olan ekonomi modelleri arasında, hangi düzeyde olursa olsun insan ihtiyaçlarını karşılama potansiyeli olan bir tek model gözükmektedir: Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli.Milli Ekonomi Modeli'nin çözüm projelerinde işçiye yer vardır, çiftçiye, memura, esnafa, sanayiciye, tüccara, bilim adamına, hamala? yer vardır. Başka? Kadına, erkeğe, yaşlıya, çocuğa, yeni doğan bebeğe yer vardır. İlköğretim öğrencisine, liselisine, üniversitelisine yer vardır. Prof. Dr. Haydar Baş, Modeli'ni anlatırken şu veciz ifadeleri kullanmaktadır: "Milli Ekonomi Modeli iktidarında herkes kendine çalışacak, yetmedi, devlet de milletine çalışacak"Ve Milli Ekonomi Modeli ekonomiyi sınırsız kaynaklarla sınırlı ihtiyaçların karşılanması ilmi olarak tanımlar, doğrusu da budur. MEM, teorisinden, uygulanabilir projelerine kadar her adımında şu hedefi benimsemiştir: Bütün insanların ihtiyaçlarının karşılanması. Bu nedenle dünya tarihinde tek bir, gerçek ekonomi modeli vardır, o da Milli Ekonomi Modeli'dir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024