Temel Karamollaoğlu BTP’ye niye düşman?

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu dün İsmail Küçükkaya'nın programına katıldı. Programın sonunda Sayın Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı: "Hiçbir parti hiçbir partinin düşmanı değildir. Bırakın düşman olmayı hasmı bile değildir…"

Sayın Karamollaoğlu böyle söylüyor ancak arka kapılarda Bağımsız Türkiye Partisi ile ilgili yaptığı engellemeleri ve düşmanlığı yakın kaynaklar aktarıyor! 

Örneğin gazeteci İsmail Saymaz 22 Nisan 2022 tarihli yazısında "Eğer Saadet Partisi ikna edilebilseydi, altılı masanın yedinci sandalyesinde Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş oturacaktı. Ne var ki Saadet Partisi, öteden beri çekişme halinde olduğu BTP'nin ittifaka katılmasına karşı çıkıyor" bilgisini paylaştı. 

BTP Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş da attığı tweet mesajında "Doğru mu bu Temel amca?" diye sordu ancak herhangi bir cevap gelmedi!

Hani diyor ya Sayın Karamollaoğlu, partiler birbirlerinin düşmanı değildir diye, peki bu nedir? Saadet Partisi'nin "öteden beri BTP ile çekişme halinde" olmasının nedeni nedir, bunun adı düşmanlık değil midir?

24 Haziran 2018 seçimlerine katılmama kararı alan Bağımsız Türkiye Partisi'nin merhum lideri Prof. Dr. Haydar Baş'tan şu açıklama gelmişti: 

"Biz ülkemizin birliğini sağlamak, Atatürk ve Cumhuriyeti yaşatmak için mücadele vermekteyiz. Yaklaşan seçimlerde CHP'den Genel Merkezimize kadar gelerek bize teklifte bulundular. Daha sonra bize sırt dönen bu güçlere karşı Millet İttifakında yer almamız yönünde son ana kadar desteklerini esirgemeyen CHP'li seçmenlere, vekillere ve yetkililere teşekkürlerimi sunuyorum." 

Peki, BTP'nin Millet İttifakında yer almasını CHP'li yetkililerin istemesine hatta teklifte bulunmalarına rağmen bu işi bozan güçler kimlerdi?

CHP eski grup başkan vekili Sayın Haluk Koç o dönemle ilgili şunları söylemişti: "BTP'nin ittifak içerisinde yer alması gerektiğini partime ifade ettim. Savunduğu fikirler ve ortaya koyduğu siyasi çizgi Millet İttifakını tarif eden, bütün unsurlara en iyi uyum sağlayan partiydi. Ama sadece CHP yok biliyorsunuz. Başka siyasi partiler de vardı. Daha üst düzey görüşmelerde bu gerçekleşmedi. Şunu da itiraf edeyim: Akif Hamzaçebi de aynı düşüncedeydi; ben kendi sıramdan bile Sayın Haydar Baş için feragat ettim."

Eski Orman Bakanı Sayın Hasan Ekinci de SP Genel Başkanı Karamollaoğlu'nun BTP'yi nasıl engellediğini şu sözlerle açıklıyor: 

"Ben Kılıçdaroğlu ile konuştum ve anlaştık. Meral Hanımla da konuştum o da memnuniyetle kabul etti. Fakat sonradan Saadet Partisi'nin Genel Başkanı demiş ki; eğer onu alırsanız bu ittifaka, ben çekiliyorum deyince bu ittifakı bozmamak için bu birleşme gerçekleşmedi."

Bütün bu açıklamalara karşın Sayın Karamollaoğlu'ndan hiçbir yalanlama gelmedi. Yani "hiçbir parti, hiçbir partinin düşmanı değildir" derken Karamollaoğlu'nun doğruyu söylemediğini, BTP düşmanlığı yaptığını cümle âlem biliyor. 

Üstüne üstlük Necmettin Erbakan'ın cenaze törenine katılan Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu inceliğine ve nezaketine karşın büyük bir kabalık da yapılmış oldu. 

Ayrıca tek adam rejiminin "demokratik krallık" olduğunu ilk günden beri dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş'ın ve aynı görüşü sürdüren BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın 6'lı masada yer almaması tuhaf bir durum değil mi!

Şimdi Sayın Karamollaoğlu'na biz soralım, Bağımsız Türkiye Partisi'ne olan düşmanlığınızın nedeni nedir, BTP'nin savunduğu hangi değerler sizi rahatsız ediyor? Dini yönü mü, milli yönü mü, bağımsızlık yanlısı olması mı, milletin egemenliğini savunması mı yoksa Atatürkçü olması mı?