Temennilerle inanıp, yaşamak' / Akın Aydın

Allah'ın sınırsız nimetleriyle donattığı şu âlemde mahkûm olarak yaşamamızın sebebi nedir acaba? (Hâşâ) Rabbimiz bize zulüm mü ediyor? Asla ve asla. Tam aksine "Ey kulum, bu âlemi senin için yarattım ve senide bana kulluk etmen için yarattım" diyor. Peki, ama neden mutsuzuz? Çünkü biz Hakk'ı bilemedik, haklının yanında olamadık, haksızlık karşısında sustuk ve de daha vahimi zalimin yanında olduk, zalime destek verdik. Şimdi de yakınıyoruz, ağlıyoruz, sızlıyoruz?Düşünsenize bir insan Allah'tan başka ilah yoktur, güç ve kudret sahibi odur diyecek sonra Allah'a isyan eden, Allah'a eş koşan, Allah'ın lanetlediği kişilerden, toplumlardan medet umacak? Sen Rabbine karşı esir olacak yerde Rabbini tanımayana esir olmayı seçtin ve de bunun adına hürriyet dedin, özgürlük dedin, diyalog dedin, hoşgörü dedin?Bakın gerçek bir insan sarrafı olan Prof. Dr. Haydar Baş ne diyor; "?Bu caddeler çıkmaz sokaktır. Mülkün sahibinin yoluna dönülmedikten, caddedeki kılavuzlara gönül verilmedikten sonra bu arayış bitmeyecektir. Çünkü ruh sahibini arıyor. Onu bir kuş misali kafesten uçurup hürriyetine kavuşturmak gerek. Bu manada mümin iki kanatlı bir kuş gibidir. Bir kolu dünyada diğeri ahirettedir?" (İman ve İnsan sayfa:31)                 Hep bir temenniler denizinde kulaç atıyoruz. Arkamıza bakmadan, önümüzü görmeden? İyi de nereye kadar? Senin kimliğini elinden aldılar, ailenin içine kadar sızdılar, çocukların bile sana bırak itaat etmeyi bir yük gibi bakıyor. İmanını çaldılar, onun yerine kendi inançlarını koyup adına da İslam dediler farkında değilsin. Artık uyan! Kardeşini öldüren, bacının ırzına geçen conilerin sağlık ve sıhhati için dua eden birine destek olamazsın sen? "İman için La İlahe İllallah yeterlidir, Muhammedür Resulullah, teferruattır" diyenleri sevemezsin. İki papaz arasında oturup sözüm ona mücahit kimliğiyle; kuranda onlar diye bir ayrım yoktur diyenlerin safında yer alamazsın? "Bunların niyetleri hakkı dünyaya hâkim kılmak" gibi temennide bulunduğunu görür gibiyim. Bak Abdülkadir Geylani Hazretleri ne diyor; "Yazık sana! Temenni kimi kurtardı ki, senide kurtarsın? Temenni ahmaklar çukurudur, onlar çukurda boğuldular. Sen, onlar gibi olma? Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki; "Bilhassa kuru temenniden sakınınız; o ahmaklar batağıdır." Sen ehli olmadığın işleri görmektesin, sonra da hayır sahiplerinin derecesini dilemektesin. Ümitlere kapılıp, çekinme duygusunu azaltan manevi yoldan sapar, sebebini sezmeden manevi duyguları sönmeye başlar. Çekinme duygusu çoğalan ve ümitsizliğe düşen pişman olur. Kurtuluş yolu ümit ve korkunun eşit yürümesidir?" (İlahi Armağan sayfa:154) Artık hakkını ara, hürriyetini ilan et. Ben varım, de. Nasıl mı? Doktorun yanı başında, reçeten hazır. Kim mi? Tabii ki Prof. Dr. Haydar Baş. Bak ne diyor; "İnsan hakkı demek, Allah'ın (c.c) bahşettiği, insana faydalı ve ona ait olan ve doğuştan getirilen kıymetlerdir. Bu haklar, Allah-u Teâlâ'nın karşılıksız bahşettiği lütuflardır. Bu haklar ne kimsenin tekelindedir, ne de bu hakları vermek yahut kısıtlamak kimsenin yetkisindedir. Bu hakları Allah (c.c) verir, insanı mükellef tutar. ?Hürriyet, kâmil anlamda ifadesini Allah'a(c.c) kullukta bulur. Zira esasen hürriyet, kayıtlardan kurtulmaktır. Allah'a(c.c) kul olmayan insan, başta nefsine kulluk yapmaktadır. Asıl esarette nefsine kul olmak zorunda kalmaktır. Zira insan acizdir, mükemmele dayanmak ister. Mutlak kudret ve kuvvet sahibi Allah'tır. Allah'a(c.c) dayanan ve güvenen en büyük güce ve hareket serbestliğine kavuşmuş demektir. Dolayısıyla en büyük hürriyet Allah'a(c.c) kullukla gerçekleşir. O halde denilebilir ki, hürriyetin en kâmil şekli, en kuvvetli tezahürü, kulun Allah'a(c.c) tevekkülüdür, her şeyi ile Allah' a(c.c) yönelmesi, teslim olmasıdır?"                                    (Veda Hutbesi'nde İnsan Hakları sayfa: 246-47)