Allah'ın (cc) yarattığı canı alma yetkisi kul olan kimseye verilmemiştir. Bu canı almaya kalkışan her kim olursa olsun Allah huzurunda hesap verecektir. Bu bağlamda; öldürülen gazeteci Hrant Dink'e sıkılan kurşunun hiçbir haklı gerekçesi yoktur ve olamaz. İnsanoğlunun farklı fikirler taşıması, fikirleri doğrultusunda verdiği mücadele, tamamıyla kendi tercihi olup, gerek toplum, gerekse de Hakk nizamında hesaba tabi tutulacaktır. Önemli olan yapılan mücadelenin hak-hukuk ölçüsünde yapılmasıdır. Dünyanın gözü her zaman üzerimizde olmuş, şer güçler; asırlardır topraklarımızı elimizden almak için, her türlü yolu denemişlerdir. Tarihteki haçlı seferleri buna en açık örnektir.Topraklarımız üzerinde dün kirli emelleri olanların; bugün de niyetleri aynıdır ve hiçbir zaman değişmeyecektir.Önceleri düşmanı tanımak kolaydı. Çünkü düşmanlığın bile bir şekli şemalı vardı. Dünya küresellik denen baş belasıyla tanıştıktan sonra "şeytana taş çıkaracak" nitelikte kötülükler zuhur etmeye başladı. Üretilen teknoloji insanlığın yararından çok zararına yol açmakta, insanların; canları, malları, inanç ve düşünceleri dikkate alınmadan hayat hakkı tanınmamaktadır.AB ve ABD nin başını çektiği küresel güçler, sözde ermeni soykırım iddialarını meclislerinden, parlamentolarından birer birer geçirirken, Türkiye'nin sesini kesmek ve dünya kamuoyunda haksız konumuna düşürmek için "şeytanca düşünülmüş" bir plan devreye konuldu. Tetik çekildi; Türkiye'de yaşayan Türk vatandaşı, bir ermeni olan Hrant Dink menfur bir cinayete kurban gitmiştir.Hemen herkes bu konuda komplo teorileri üretmektedir. Öyle bir zamanda ve mekanda yaşamaktayız ki, hiç kimse yarın aynı akıbetten farklı bir akıbetle karşılaşmayacağından emin değildir. İnsanlık terör denen bela ile huzurunu yitirmiştir. Gelinen noktada; dünyanın hiçbir yerinde terörden azade yaşamak da mümkün değildir. İnsanlık terör denen belayı yine kendi elleriyle üretmiştir. Kendi menfaatlerine kavuşmak için her şeyi mubah sayar bir mantıkla yaşaya geldiğinden, vicdan ve imandan yoksun bir süreçten sonra terör denen bela kontrolsüz bir güç halini almıştır. Terör öyle bir hal almıştır ki, katliamlara taraf olanlar kılını bile kırpmadan yığınların yaşamlarına yine aynı derecede vahşetle son verebilmektedirler.Ülkemizde stratejik öneme haiz kimselerin, hassas zamanlarda teröre kurban gittiklerinde, tetiği çeken eller bulunsa bile, hiçbir zaman tetiği çektirenler bulunamamıştır. Oynanan bu oyunlara kolayca gelinmesinin sebebi "devletin bekası" için gerekli olan milli direncin kaybolmaya yüz tuttuğundandır. MİT Müsteşarının yaptığı son açıklamalar bu görüşümüze teyit eder niteliktedir.Böylesine şeytanca planların komploların üretildiği bir zamanda dost düşman, birbirine karışmış, kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir süreç yaşanmaktadır. Bu süreçte ancak ve ancak devlet millet, asker sivil, bir yürek bir bilek olunmadan bu güçlere karşı koymanın asla imkanı yoktur. Daha açık ifadeyle şer güçlerin oyunlarını bozmak; "Tam Bağımsız Türkiye" gerçeğini sağlamakla mümkün olacaktır.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024