Türkiye köklü bir tarihi geçmişe, dünya üzerinde kritik bir Jeopolitik konumu, zengin, doğal kaynaklara, eşsiz doğa güzelliklerine önemli ve en önemlisi GENÇ BİR NÜFUS potansiyeline sahip bir ülkedir. Bu nedenle ülkemiz, siyasal, kültürel, askeri ve sosyo-ekonomik çıkar çatışmalarının çekim merkezinde bulunmaktadır. Ülkemizin Dünya güç dengesini etkileyen bir konumda bulunması sürekli iç ve dış tehlikelere maruz kalmasına neden olmaktadır. Bilindiği gibi dünya zenginliklerinden sınırsızca yararlanmak isteyen ve tek güç haline gelmek isteyen ülkeler askeri işgallerle ulaşmak istedikleri amaçlarına, büyük maddi ve manevi kayıplara yol açması neticesinde yöntem değiştirerek, terörist faaliyetlere yönelmiştir. Dış odakların desteği ile ülkemizdeki bazı terör örgütleri faaliyetler yürütmektedir. Bu örgütler ayakta kalabilmek için muhtaç olduğu insan kaynağını da biz gençlerden sağlamak amacındadır. Özellikle 14-25 yaş arası gençlerimizi kullanmaktadırlar. Neden 14-25 YAŞ? Çünkü bu yaştaki gençler enejiktir, dinamiktir, maceracıdır, heyecan severdir, sportiftir. İşte bu yüzden kandırılması kolaydır. Ülkemizin mevcut problemlerinin çözümü, bizlerin güç, kuvvet ve üstün zekamızı, ülkemizin geleceği için, bizlerin geleceği için kullanmamıza bağlıdır. Bilindiği gibi insanların sevgi, ilgi, samimiyet gibi her zaman geçerli duygusal ihtiyaçları vardır. Terör örgütlerinin ÜNİVERSİTE GENÇLERİ kazanmak için ilk hareket noktası insan psikolojinin bu durumdan yararlanmasıdır. Üniversitelerimize sızan terör örgütü mensupları, örgüt içerisine çekmeye planladıkları kişileri öncelikle aile yapılarını, zaaflarını ve gelir durumları hakkında toplarlar. Gerekli bilgi toplama aşamasından sonra duygusal yakınlaşma devam eder ve daha sıcak bir yakınlaşma başlar; arkadaş toplantıları, sinema, tiyatro, konser davetleri,sevgili,ekonomik sıkıntıda ise burs yardımı, kalacak yer yardımı, kitap temini ve hatta para yardımında bile bulunarak kişiye yaklaşırlar.Bu sıcak diyalog sonrasında kendisine değer veren senaryosu, sahnesi ve oyuncuları önceden planlanmış bu grubun içerisine girer. Grubun içine giren bu kişi örgütün ideolojisi doğrultusunda yayın yapan kitap, dergi ve gazeteler okutularak beyinleri yıkanır. Çünkü davranışların görülmez dünyası düşüncelerdir. Bunun sonucunda örgüt ideolojisi uğruna ölmeye hazır militanlar yetiştirilmesinin ilk aşaması tamamlanır. Daha sonraki aşama eylem aşamasına geçilir. Beyinleri yıkanan bu şahıslar öncelikle bildiri dağıtma, afiş asma, yasa dışı miting, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma gibi küçük eylemlere sevk edilirler. Tüm bunlar ile birlikte kişiyi güvenlik kuvvetleri ile karşı karşıya getirerek hissedeceği suçluluk duygusunu kullanıp içinde yaşadığı toplum ile hatta ailesi ile bağlarını koparmaya çalışmaktadır. Bu aşamalardan adım adım geçirilen gençler artık silahlı eylemlere hatta canlı bombalara dönüştürülerek örgütün kirli emellerinde kullanıldığı bir robot haline getirilmektedir.GENÇLER! GELİN HEP BİRLİKTE KENDİ GELECE?İNİZ İÇİN ÜLKEMİZİN GELECE?İNE SAHİP ÇIKALIM. TÜM DÜNYA GENÇLERİ UZAY TEKNOLOJİSİ KULLANIRKEN, BİZ TERÖR TEKNOLOJİSİ KULLANMAYALIM.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012