Başbakan Erdoğan veya Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün yaptığı önemli açıklamaları yapıldığı yere göre üç kategoride değerlendirmeliyiz:Havada, karada ve Amerika'da?Başbakan Erdoğan ve Gül'ün karadaki konuşmaları genellikle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaptıkları konuşmalar oluyor. Bu konuşmalarda milletin nabzına göre bir üslup kullanılıyor. Vatandaşın sınırlarını zorlayacak konuşmalara rastlamak pek mümkün olmuyor. Hatta aşırı abartılı ve samimiyetsiz beyanların tamamı karada gerçekleşiyor diyebiliriz. Mesela İsrail'i devlet terörü yapmakla suçlayan konuşmayı Başbakan Erdoğan Türkiye'de yapmıştı. ABD'nin Irak'ta yaptığı katliamlara cılız da olsa tepkili konuşmalar da bu topraklarda gerçekleşmişti. Abdullah Gül'ün Türkmenler, Irak, PKK ve AB ile ilgili kestiği ahkamlar da Türkiye'de yapılmıştı. Havada yani uçakta gerçekleşen konuşmalarda özellikle Başbakan Erdoğan'ın farklı bir tarzı var. Türkiye'de birilerine mesaj vermek istiyorsa, başörtüsü, imam hatip, ÖSS gibi milletin yüzüne bakamayacağı konularda atıp tutma işlerini daimi suretle uçakta yapıyor sayın Başbakan! Nedense Türkiye'de vatandaşlarının, söz verdiği seçmeninin karşısında bu tür açıklamaları yapamıyor Başbakan.Bir de Amerika'da yapılan konuşmalar var? İşte burada hem Başbakan Erdoğan'ın, hem de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Burada yaptıkları konuşmalarda "kem küm" edemiyorlar, laf salatası yapamıyorlar, muğlak ifadeler kullanamıyorlar? Çünkü karşılarında muhatap olarak, seçim öncesinden gebe kaldıkları ve taşındıkları bu noktaya onlara verdikleri sözler sayesinde geldiklerini çok iyi bildikleri Amerika var.Lafı uzatmayalım? Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'deyken Telafer'deki ABD katliamıyla ilgili sessiz kalmayı yeğliyordu. Gelen Türkmen heyetlerine ise üzüntülerini ifade ediyordu. Ama New York topraklarında Abdullah Gül, Türkmen kardeşlerimizi Telafer'de katliama tabi tutan ABD'yle ilgili bakın neler diyor: "Nasıl Telafer'de silahlı direnişçiler var diye operasyonlar yapılabiliyorsa, başka teröristlerin bulunduğu yerlerde de operasyonların yapılması gerekir. Bu bizim beklentimizdir. Irak'ın gücünün ne olduğunu tabii ki biliyoruz." Tefsire mahal yok ama yine de açalım konuşmayı. Abdullah Gül diyor ki, ABD Telafer'de teröristleri öldürüyor, PKK'yı da aynen bu şekilde temizlesin!Telafer'deki Türkmen kardeşlerimiz ne zamandan beri terörist oldu sayın Gül?Madem Telafer'deki Türkmen soydaşlarımız terörist, peki neden Kızılay'a talimat verip tırlarla yardım malzemesi gönderiyorsunuz? Kızılay ne zamandan beri teröristlere yardım taşıyor?Abdullah Gül'ün bu sorulara cevap verebileceğini sanmıyorum. Bir de Başbakan Erdoğan'ın New York'ta yaptığı açıklamalar var. Erdoğan peşmerge lideri Talabani ile görüşmesi öncesinde şunları söylüyor: "ABD ile ortak bir mücadeleyi her zaman yapıyoruz. Bu süreci de bu şekilde devam ettirerek, Irak'ı adeta terör örgütlerinin bir antrenman alanı olmaktan çıkarılması, bunun çabası ve gayreti içerisindeyiz." Erdoğan da Gül gibi PKK'ya operasyon umuduyla bir zamanlar kırmızı çizgimiz olan Türkmen soydaşlarımızı peşmergeler zaviyesinden bakarak terörist olarak görüyor. Talabani'nin "ABD, Irak'tan çekilirse bizi Türkler'den kim korur" endişesi yersiz. Çünkü Türkiye'de bu yönetim zihniyeti olduğu sürece bırakın Türkmenlerin haklarını korumayı, Türkmenlerin katledilişine ortak olmaya doğru hızla gidiyoruz.Bugün Türkmenleri terörist ilan ettik, yarın da terörle mücadele adı altında onlara karşı ABD ile ortak operasyon düzenleriz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012