"Terörü şiddetle kınıyoruz"

Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısını başkentinde yaşayan Türkiye'nin ardından şimdi de Fransa, tarihinin en büyük terör saldırısını başkenti Paris'te yaşadı. 2015'in başında 17 kişinin öldüğü bir saldırı düzenlenmişti Fransa'nın başkenti Paris'te. Bu terör saldırısı için Fransa'nın 11 Eylül'ü denmişti. Daha 2015 yılı bitmeden Fransa daha büyük bir terör olayına sahne oldu.Dünyadaki tüm liderler "terörü lanetliyoruz" mesajları gönderiyorlar. Evet, doğrudur terör lanetlenmeli ve hiçbir ülke tarafından desteklenmemeli.Fakat buna rağmen bugün karşı karşıya kalınan terör, eskisinden daha etkili ve kanlı!..Peki, ülkeler sürekli terörü lanetliyorken ve güya onunla mücadele ediyorken nasıl oluyor da terör her geçen gün daha da büyüyor ve etkisini artırıyor? Tabi ki bütün bunlar desteksiz olmuyor. Terörü lanetleyenler terörü destekliyorlar aslında. Kirli dış siyasetlerini terör örgütleri üzerinden yürütüyorlar. Onları maşa olarak kullanıyorlar. Kendilerinin hiçbir alakası yokmuş gibi davranıyorlar. Yalan söylüyorlar?Bu yüzden bu tür örgütlere ihtiyaç bile duyuyorlar. Terör örgütlerinin yaratıcıları da işte bu düşünceyle yola çıkan ülkeler. 7 Ocak'ta Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırının ardından Paris'te "Teröre Lanet" yürüyüşü düzenlenmişti. Bütün dünya liderleri de bu yürüyüşe katılmışlardı. Türkiye'den Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanı sıra, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron, İsrail Başbakanı BenyaminNetanyahu, Amerika ve daha onlarca ülke lideri ve temsilcisi oradaydı. Sonuç olarak daha aradan bir yıl bile geçmeden aynı şehirde yine terör saldırısı yaşandı. Şunu söylemek isterim ki, Türkiye de dahil olmak üzere o gün orada olan ülkelerin çoğu terör konusunda sorumludurlar. Örneğin, Suriye huzur içerisinde yaşayan bir ülkeyken birden bire savaş ve gözyaşıyla anılıyor olmasının ardında teröre gizlice verilen destek yatmakta.Fransa'nın sicili de bu konuda oldukça kabarık. Geçmişte Fransa'nın PKK'ya verdiği desteği unutmuş değiliz. Hatırlayalım, DanielleMitterand'ın desteği ile Paris'te Kürt enstitüsü açılmış, PKK,radyo ve dergiler kurmuştu.1993'te, Le Monde gazetesinde, Fransa Cumhurbaşkanı'nın eşi Bayan DanieleMitterand, "Bağımsız bir Kürt devleti" kurulması gerektiğini söylemişti.Bir diğer örnek de PKK'nın Fransa'nın Marsilya kentindeki finansman faaliyetlerini yürüten terörist grubun, Fransa'da iş kurmak isteyen Kürt kökenli vatandaşlara ''kredi'' vermesidir. Bu suretle onları örgüte bağlı hale getiriyorlar ve PKK, işyeri sahiplerinden daha sonra''vergi'' ve ''bağış'' adı altında haraç almaya başlıyordu.Haraç vermeyi kabul etmeyen kişileri ise ölümle ya da çocuklarını kaçırmakla tehdit ediyor ve oralarda resmen at koşturuyorlardı.Ayrıca Fransa'daki Larzak Ovası'nda Mehmet Ali Doğan'ın kurduğu silahlı eğitim veren bir PKK kampı ortaya çıkarılmıştı.Fransa'nın göbeğinde silahlı eğitim veren bir PKK kampı!Kamp kadar hatta ondan daha ilginç olan şey ise Avrupa Parlamentosu üyesi Fransız milletvekili JoseBove'nin açıklamasıydı. Bove şöyle diyordu: "PKK kampının yerini bulma konusunda Mehmet Ali Doğan'a ben yardım ettim. Bu kamptan hem Fransız polisinin hem de benim hem diğer parlamenterlerin haberi vardı"PKK'ya yardım ve yataklık yapmaktan yargılanması gereken Fransız parlamenter bu bilgiyi verirken hiç çekinmiyordu. Sözü uzatmaya gerek yok. Hiçbir terör örgütünün kendi kendine ortaya çıkması mümkün değil. Destek görmedikçe de yaşayabilmesi ve gelişebilmesi asla düşünülemez. PKK, El Kaide, IŞİD, El Nusra, Boko Haram? adına ne derseniz deyin hepsi birileri tarafından el altından destekleniyor çünkü başka türlü yaşayamazlar. O yüzden "Terörün her türlüsünü şiddetle kınıyoruz" sözleri kuru bir laftan öteye geçemiyor. Gün geliyor o sözde kınadığınız terör sizi de vuruyor?