logo
19 NİSAN 2024

Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir

Türkiye'nin dört bir yanından Şii, Sünni, Alevi ve Caferi binlerce Müslüman, dün düzenlenen Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda buluştu. Büyük buluşma, Müslümanların birlik olabilmesinin ancak Ehl-i Beyt'le mümkün olabileceğini ispatladı
14.05.2012 00:00:00

YENİ MESAJ-İSTANBUL

İslam âleminin ancak Ehl-i Beyt paydasında birlik olabileceğinin gür bir sesle vurgulandığı Ehl-i Beyt Sempozyumu, dün İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde Şii, Sünni, Alevi ve Caferi binlerce vatandaşın katılımıyla düzenlendi. Sempozyumda İslam dünyasının birliğini bozmak amacıyla Şii - Sünni çatışması çıkarmak isteyen küresel şer odaklarına tokat gibi cevap verildi. İcmal Dergisi'nin organizasyonuyla düzenlenen sempozyuma katılımın yoğun olması dikkat çekti. 3 bin 500 kişilik salon Ehl-i Beyt sevdalılarına dar geldi. Binlerce vatandaş konuşmaları salonun dışında kurulan ekranlardan takip etti. Adını Ehl-i Beyt'ten alan sempozyum her kesimden Müslüman'ı aynı salonda bir bilek, bir yürek olmasını sağlayarak, birlik ve beraberliğin tek adresinin Ehl-i Beyt olduğunu bir kez daha teyit etmiş oldu.

Kapanış konuşmasını Prof. Dr. Baş yaptı

4 oturum halinde düzenlenen sempozyum programında 20'den fazla akademisyen ve konuşmacı tebliğ sundu. Sempozyumun kapanış konuşmasını ise Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptı. Konuşmasına Salat-ü Selam'la başlayan Prof. Dr. Haydar Baş manifesto niteliğinde bir konuşma yaptı. Konuşmasında her mezhep ve meşrebin merkezinin Ehl-i Beyt olduğunun altını çizen Prof. Dr. Baş “Herkesin Ehl-i Beyt'e dönmesi kaçınılmazdır” dedi. İşte Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda yaptığı konuşmasından ayrıntılar:

Mezhep ve meşreplerin merkezi Ehl-i Beyt'tir

“Peygamberimiz (SAV) Kur'an-ı Kerim'in hem mücerret, hem de müşahhas halidir” diye konuşan Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: “Zahir ve batın bütün hükümlerin, ilimlerin kaynağı Kuran'dır. Onun için bütün mezhepler, meşrepler o merkeze yönelerek zuhur etmiş ve ortaya çıkmıştır. Peygamberimiz Veda Haccı'nda, “size iki emanet bırakıyorum. Biri Allah'ın kitabı Kur'an, diğeri ıtretim, Ehl-i Beyt'imdir. Bunlara sarıldığınız sürece hidayettesiniz “buyurdu. Her mezhep ve meşrebin merkezi Ehl-i Beyttir. Herkesin onlara dönmesi kaçınılmazdır. Ehl-i Beyt Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hakk'ın (cc) doğru, temiz, sevilmesi şart olarak buyurduğu Peygamber ailesidir.” Prof. Dr. Haydar Baş, konuşmasında Kur'an-ı Kerim'de Ehl-i Beyt hakkında yer alan ayetleri dile getirdi. Meveddet ayeti olarak bilinen “De ki: Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık sizden yakınlarıma sevgiden başka hiç bir ücret istemiyorum” ayetini okuyan Prof. Dr. Haydar Baş, bu emre dayanarak İmam Şafi'nin Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğunu işaret ettiğini vurguladı.

Müslüman'ın kanı Müslüman'a haramdır

“La ilahe illallah Muhammedun Resulullah” diyen herkes mümindir, Müslüman'dır diye konuşan Prof. Dr. Haydar Baş, “bir mümine kılıç çeken bizden değildir” ve “Bir mümini kasten katleden ebedi cehennemliktir” hadislerini hatırlattı. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: “Yani Müslüman'ın Müslüman'a kanı haramdır. Müslüman, Müslüman'ın canını, malını ve inancını korumakla mükelleftir. Hal böyle iken, bugün mezhep ayrılıklarını bahane ederek Müslüman'ı kâfir ilan edip onunla savaşmak, kan dökmek, topraklarını işgal etmek, kaynaklarını ele geçirmek gibi büyük bir oyun İslam âleminde sergileniyor. Şia Hz. Ali'ye ve Ehl-i Beyt'e taraf olmak; İmam Ali'yi sevmek ve O'nunla olmak manalarına gelir. Şia veya Şii gerçek manada sahabe içinde İmam Ali'yi sevenlere, züht ve takvada ileri olan sahabelere verilen addır. Zaman içinde bu sahabelerle hiç de alakası olmayan şahsın veya şahısların bidat veya hurafe uydurmaları Şiilik olarak tanıtılmıştır. Bu anlayıştan hareketle hayali İbn Sebe Şia'nın kurucusu olarak ilan edilmiştir.”

Hadis yazmakta tek yetkili İmam Ali'dir

“Ehl-i Beyt ekolü ve Ehl-i Sünnet arasında ekilen nifak tohumları ile İslam alemi bugün parçalanmıştır” diyen Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasına şöyle devam etti: “Günümüzde de, Şiileri ve Hz. Ali'ye (as) inananları batılda göstermek için oryantalistlerin kullandığı uydurma hadislerdeki iftiralara rastlamaktayız. Bu iftiraların başında Şii hadis külliyatında ravi zinciri olmaması gelmektedir. Öyle ki, 12 imamın birinden nakledilen bir hadise, ravi zinciri verilmediği için “sahih değildir” denilmektedir.

Hatta bazı kendini bilmezler, bu külliyata “Acem palavrası” deme cüretini dahi göstermektedir. Bu eleştiri, Şia dünyasının kabul ettiği hadis kaynaklarını bilmemekten başka bir şey değildir. Ehl-i Beyt dünyası için hadislerin asıl kaynağı İmam Ali'dir (as). Hz. Peygamber (SAV) kendi döneminde Hz. Ali dışındaki diğer sahabesine hadis yazımını yasaklamış ve “Benden bir şey yazmayın. Benden Kur'an dışında bir şey yazan onu yok etsin” buyurmuştur.

Yani Hz. Peygamber Hz. Ali (as) dışındaki sahabelerine kendinden hadis yazılımını yasaklamış, bir tek Hz. Ali'ye izin vermiştir. Bu sayede Şii ulemanın ilk hadis külliyatı ve ilk hadis kaynağı Hz. Ali'nin (as) yazdığı Camia, Cifr ve Hz. Ali'nin Mushafı'dır. Bunlara bir de Hz. Fatıma'nın (as) ilham yolu ile kendine ulaşan bilgilerin yazılı olduğu Hz. Fatıma'nın Mushafı da eklenecektir. Bu hadis külliyatı, bir imamdan diğerine bir sandık içinde nakledilmiş emanetlerdir. Şii dünyasından hadisler direk Resulullah'a (SAV) ve Hz. Ali'ye (as) dayandığı için bir rivayet zincirine gerek yoktur. Sahih olmaları dayandıkları kaynaktandır. İmamların hepsi de bu hadis külliyatına göre hüküm vermiştir. Şia hadis külliyatı, imamlara sorulan sorular karşısında bu hadislerle verilen cevapları yazmıştır.”

Ehl-i Beyt dünyası İslam'ın savunucusu olmuştur

Şianın batılda gösterilmesi ve “mum söndü” mantığında olduğu gibi hafife alınması, İslam coğrafyasının üzerindeki planlar için büyük bir oyundur. İmam Ali'den itibaren, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'e sonra da babadan oğula diğer Ehl-i Beyt imamlarına geçen hadis külliyatları ile Ehl-i Beyt dünyası, hakkın ve İslam'ın en büyük savunucusu olmuşlardır.

Gizlenen ve yok edilen bu dünya esasen, sapık akımlar ve din dışı fikirlerle mücadeleyi yapan tek taraftır. Şahsımızın kaleme aldığı Ehl-i Beyt Külliyatı'ndan sonra benzer iddialar bizim hakkımızda da ortaya atılmıştır. Bunlardan ilki Hz. Ali'nin imametinin eserlerimizde dile getirilmesi meselesidir. Ancak bizim bu görüşlere yer vermemiz hadislerin nakli şeklindedir.

Hilafet meselesi “hakkı yenmiştir” şeklinde değil, hadisler incelenerek “hilafette İmam Ali'nin yeri nedir”, bu ortaya konmuştur.

Amacımız Şii-Sünni dünyayı buluşturmaktır

“Bir Sünni olarak bizim Ehl-i Beyt külliyatı ile yapmak istediğimiz iki dünyayı buluşturmaktır” diyen Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: “Gerçekleri de gizlemeden olayları beyan etmek ve bu şekilde ortaya koymaktır. Çünkü bu Allah ve Resulü'nün (SAV) tayini ve naspıdır. Biz bundan sonra da Şia dünyasının inandığı Ehl-i Beyt Külliyatı ile Sünni âlemin bir olduğunu, kardeş olduğunu, ikisinin de hak olduğunu ispatlamaya devam edeceğiz.

Allah bizi bu konuda muvaffak kılsın. İnanıyoruz ki, ancak bundan sonra İslam âlemi, Haçlı seferi olarak adlandırılan Hıristiyan âlemine karşı beraber olarak hareket edebilir. Ve ondan sonra İslam coğrafyası Haçlı çizmeleri altındaki işgalden kurtulabilir.

Şia ile Ehl-i Sünnet itikatta da birdirler

Sempozyumdaki konuşmasında Ehl-i Sünnet ve Şia âleminin Tevhid akidesindeki bir olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, “Allah'ın birliği, zatı, sıfatları ve fiilleri gibi temel itikat konularında iki dünya arasında fikir ayrılığı yoktur” dedi. BTP genel Başkanı Prof. Dr. Baş şunları söyledi: “Ehl-i Beyt imamlarından İmam Hüseyin'in (as) oğlu İmam Zeynelabidin (as) dualarının mecmuu olan ‘Sahife-i Seccadiye'de şöyle buyurmaktadır: “Sen Allah'sın. Senden başka ilah yoktur. Adaleti ayakta tutarsın, hükmünde adilsin; mülkün maliki ve sahibisin. Hamd Allah'a ki, ilktir, Ondan önce bir ilk yoktur, sondur, O'ndan sonra bir son yoktur.” Yani Ehl-i Sünnet ve Şii dünya Tevhid akidesi üzeredirler. Her iki dünyanın “İslam” tarifi aynıdır. İki dünyanın da iman tarifi, imamet mevzusu dışında birdir. Kader konusunda da görüş birliği vardır. Ehl-i Beyt ekolüne göre hayır ve şer Allah'tandır. Ehl-i Sünnet'e göre de hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmak imanın şartıdır.”

Şii ve Sünni aslında birbirinin kardeşidir

Şii alemi ve Sünni dünya için müşterek paydanın Ehl-i Beyt olduğunun altını çizen Prof. Dr. Haydar Baş, “Ortak payda, Kur'an ve hadislerin beyan ettiği Ehl-i Beyt görüşünde ve yaşantısında bir ve beraber olmaktır” dedi. Prof. Dr. Baş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Her iki dünya da Ehl-i Beyt etrafında akaidini ve İslami şartlarını yaşamalıdır. Bu aynılık, sosyal hayata da yansımalı siyasette, kültürde, medeniyette bir ve beraber olarak İslam kardeşliği temin edilmelidir. Esasen Şii ve Sünni dünyası birbirinin kardeşidir. Birbirinin itikat ve ibadetine her konuda sahip çıkacak; can, mal ve namus emniyetini koruyacaktır. Böylece vücuda gelen İslam kardeşliği adındaki birlik, bu dünyanın canına, malına, namusuna, din ve vicdan emniyetine savaş açan Haçlı dünyasının karşısında bir bilek ve bir yürek olabilecektir.

Bu sayede İslam coğrafyasının yeraltı ve yer üstü kaynaklarının sömürülmesinin de önüne geçilecektir.”

Bu kardeşlik bir zarurettir

Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasının son bölümünde, “İslam kardeşliği anlayışı ile vücuda gelecek Şii-Sünni bloğu aynı zamanda, Müslüman olan bütün ırkların kardeşliğine sebep olarak, suni Şii-Sünni ayrılığı kullanılarak ortaya çıkabilecek muhtemel savaşların da önüne geçecektir. Bu coğrafyada vücuda gelecek böyle bir blok, ekonomik, kültürel, siyasi birlikteliğinin yanı sıra, birliği koruyacak olan bir silahlı gücün oluşması ile arzu edilen ve Müslümanların beklediği en mükemmel birlik haline gelecektir. Bugün, özellikle İslam dünyasının ihtiyacı bunadır. İslam âlemi üzerine yönelen kaynaklar savaşının yaşandığı günümüzde İslam kardeşliği birliği bir zarurettir. Kaldı ki, insanlığın hangi dinden olursa olsun can, mal, namus, din ve vatan emniyetini temin edecek olan Ehl-i Beyt etrafındaki İslam kardeşliğidir. Çünkü yalnızca bu birlik dil, din farkı gözetmeksizin bütün insanların hayat garantisi olacaktır” dedi.
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.