Hatırlarsanız bendeniz bu konuda sık sık şunu beyan ederim:Toplumlarda mevcut güzellikler gökten inmemiştir. Senin benim güzelliğimdir. Bu güzellik olmaz da, onun yerine, çirkinlik, dedikodu,fitne, gasp, hırsızlık, dolandırıcılık varsa, o da senin, benim halimdir. Toplumun, cemiyetin, milletin görünümü senin benim iç dünyamızın dışa yansımasıdır. Aynasıdır yani. O aynada herkes kendini seyrediyor."Efendim sahabe güzel ahlakta çok ilerde. Öyle ki, müsteşrikler bile onları medhü sena ediyor". Doğru. O sahabe topluluğunu Allah Resulü (sav) eğitmiş, öyle bir noktaya getirmiş ki, bakıyorsun hilm deryaları orada, sabır deryaları orada. Şecaat deryaları orada. Merhamet deryaları orada. Hepsi bir alem. Sadece bir tanesinde var bu özellik, diğerinde yok, değil. Hepsi mükemmel.Demek ki, o mükemmel toplumu, sahabe vücuda getirdiği için mükemmel olmuş. O toplumu Hz. Muhammed (sav) Efendimiz güzel şekilde yoğurmuş, şekilden şekle, kalıptan kalıba sokmuş da ondan mükemmel olmuştur. Allah (cc)'ın verdiği kalıplara, Allah (cc)'ın beyan ettiği şekillere sokmuş da ondan mükemmel olmuştur. Hakikaten bugün biz, çok şikayette bulunuyoruz. Kurumlarımızı şikayet ediyoruz. İnsanlarımızı şikayet ediyoruz. İki insan bir araya gelse, mesela birisi A'dan birisi B'den olsa, sohbete başlasalar, sonunda münakaşa ile ayrılıyoruz. Bu hale geldik. Artık iç tabiatımızdaki güzellikleri ortaya çıkartacak bir zemin, bir zaman sanki bulamıyoruz. Bunlar kaybolmuş gitmiş. Rütbelerimiz, mevkilerimiz oluyor; içimizdeki çirkinlikler bizde hapsedilip gizlendiği halde, o rütbelerle, o mevkilerle, o sıfatlarla beraber kendimizi iyi insan, güzel zannediyoruz. Öyle değil. Senin rütben de, koltuğun da olmayabilir. Vekil, bakan da olmayabilirsin. Ama tertemiz bir insan olabilirsin. O tertemiz insan toplumda çöpçü oldu, çiftçi oldu. O zaman çöpçülük, çiftçilik mükemmel olur. Öğretmen oldu; öğretmenlik mükemmel olur. Resulullah'ı anlatırken günümüzün olaylarını O'ndan kopuk olarak değerlendirirsek, o zaman Peygamber ütopik bir varlık olur. Bulutlar üstünde ber insanı değrlendiriyorsun manasına gelir. Hayatımıza örnek olması için O'nun yaptığını günümüze taşımamız gerekir ki, böylece faydasını görelim, zararlı şeylerden uzaklaşalım.Cenab-ı Fahr-i Alem Efendimiz hadiselerin, olayların tamamına hüsn-ü zanla bakar. Zaten toplum içerisinde benim görebildiğim kadarıyla biz bu duygudan ve oluştan mahrum olduğumuz için hep suizanla bakıyoruz. İki kişi bir araya gelsek, birbirimizdeki güzellikleri değil de, hiç kimsenin görmediği dalavereleri arıyoruz. Biz karşımızdakinde, karşımızdaki de bizde arıyor. İkimiz melek de olsak, değil mi ki hep birbirimizin kötü tarafını öne çıkarmaya çalışıyoruz; bu halde olduk mu, bulunduğumuz yerden kavgadan başka bir şeyle ayrılmayız. Fakat, sende ve bende yüzde dosan dokuz yanlış tarafyler olsa da, ber tan de iyi tarafımız olsa; kötü zanla değil de hüsn-ü zanla birbirmize yaklaşsak, hemen dost olur, birbirimize yaklaşırız. Selam veririz. Ondan sonra sendeki kötü vasıflar da bendeki kötü vasıflar da iyiliğe tebdil olur.