Tourette Sendromu çocuklukta başlayan sessiz mücadele
Tourette Sendromu, hem istemsiz kas hareketlerine hem de istemsiz ses üretimine yol açan motor ve vokal tiklerle karakterize nörogelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanıyor. Uzmanlara göre, belirtiler çoğunlukla çocukluk çağında, 5–10 yaş aralığında ortaya çıkıyor ve erkek çocuklarda daha sık görüldüğü bildiriliyor
28.11.2025 14:16:00 / Güncelleme: 28.11.2025 14:24:53
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Tikler; göz kırpma, baş sallama, omuz silkme gibi basit motor hareketlerden karmaşık ses çıkarma, boğaz temizleme ya da ani vokal tiklere kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkabiliyor. Sendromun nedeni kesin olarak bilinmese de genetik faktörlerle nörokimyasal süreçlerin etkileşimi üzerinde duruluyor.
GÜNLÜK YAŞAMDA ZORLUKLAR
Yeni araştırmalar, tik bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin büyük bir bölümünün günlük yaşamda ciddi güçlüklerle karşılaştığını ortaya koyuyor. Katılımcıların önemli bir kısmı her gün tik yaşadığını, bazı bireylerde tiklerin birkaç saniyede bir tekrarladığını, bazılarında ise saatler süren yoğun ataklar görüldüğünü ifade ediyor.
Bu durum yalnızca psikolojik değil fizyolojik sonuçlar da yaratabiliyor. Araştırma verilerine göre katılımcıların yaklaşık beşte dördü tiklerinin fiziksel acıya yol açtığını, üçte ikisi ise tikler nedeniyle zaman zaman yaralanmalar yaşadığını bildiriyor.
Eğitim ve iş yaşamında ise tablo daha da karmaşık. Çocukların üçte dördü okulda akran zorbalığına maruz kaldığını belirtirken, yetişkinlerin önemli bir bölümü iş ortamında ayrımcılıkla karşılaştığını ifade ediyor. Uzmanlar, sendrom hakkında bilgi eksikliğinin hem tanının gecikmesine hem de sosyal desteğin yetersiz kalmasına yol açtığını vurguluyor.
EŞLİK EDEN RUHSAL SORUNLAR
Tourette Sendromu çoğu zaman yalnız başına görülmüyor. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), kaygı ve depresyon gibi psikiyatrik durumlar tabloyu daha karmaşık hâle getirebiliyor. Tiklerin şiddeti ise zaman içinde değişiklik gösterebiliyor; bazı bireylerde ergenlik döneminde zirve yaparken, bazılarında yetişkinlikte belirgin olarak azalabiliyor.
TEDAVİDE YENİ YAKLAŞIMLAR
Tourette Sendromu için kesin bir tedavi bulunmasa da ilaç tedavileri, davranış terapileri ve sinir uyarımına yönelik yöntemler yaşam kalitesini yükseltebiliyor. Türkiye'de yakın dönemde yapılan bir çalışma, klasik tedavilere yanıt vermeyen bir vakada 40 seanslık tekrarlayıcı manyetik uyarım (rTMS) uygulamasının olumlu sonuç verdiğini ortaya koydu. Bu bulgu, ileri nöromodülasyon uygulamalarının gelecekte daha fazla gündeme gelebileceğini gösteriyor.
TOPLUMSAL YANILSAMALAR
Uzmanlar, toplumda yaygın olan yanlış algıların Tourette Sendromlu bireyler üzerinde büyük psikososyal yük oluşturduğunu belirtiyor. Tiklerin çoğu zaman "sinirlilik", "isteyerek yapılan davranış" veya "kendini tutamama" şeklinde yorumlanması, nörolojik bir mekanizmanın hatalı biçimde karakter yargısına dönüştürülmesine neden oluyor.
Bu yanlış inanışlar nedeniyle hem eğitim hem de sağlık alanında tanı süreçleri gecikebiliyor. Erken tanının ve doğru yönlendirmenin gecikmesi ise kişinin sosyal, akademik ve duygusal gelişimini olumsuz etkiliyor.
NEDEN KONUŞMALIYIZ?
Tourette Sendromu yalnızca tiklerden ibaret değil; bireyin eğitim başarısından sosyal iletişimine, ruh sağlığından erişkin yaşamındaki iş performansına kadar pek çok alanı etkiliyor. Uzmanlar, erken tanı, uygun tedavi planlaması ve toplumsal farkındalığın artırılmasının bu yükü hafifletmede kritik rol oynadığını vurguluyor.
Toplumda empati, bilgi ve destek mekanizmalarının güçlenmesi; çocukların, ailelerin ve eğitimcilerin doğru bilgilendirilmesi hem tedavi süreçlerine katkı sağlıyor hem de sendromun yarattığı sosyal baskıyı azaltıyor.
GÜNLÜK YAŞAMDA ZORLUKLAR
Yeni araştırmalar, tik bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin büyük bir bölümünün günlük yaşamda ciddi güçlüklerle karşılaştığını ortaya koyuyor. Katılımcıların önemli bir kısmı her gün tik yaşadığını, bazı bireylerde tiklerin birkaç saniyede bir tekrarladığını, bazılarında ise saatler süren yoğun ataklar görüldüğünü ifade ediyor.
Bu durum yalnızca psikolojik değil fizyolojik sonuçlar da yaratabiliyor. Araştırma verilerine göre katılımcıların yaklaşık beşte dördü tiklerinin fiziksel acıya yol açtığını, üçte ikisi ise tikler nedeniyle zaman zaman yaralanmalar yaşadığını bildiriyor.
Eğitim ve iş yaşamında ise tablo daha da karmaşık. Çocukların üçte dördü okulda akran zorbalığına maruz kaldığını belirtirken, yetişkinlerin önemli bir bölümü iş ortamında ayrımcılıkla karşılaştığını ifade ediyor. Uzmanlar, sendrom hakkında bilgi eksikliğinin hem tanının gecikmesine hem de sosyal desteğin yetersiz kalmasına yol açtığını vurguluyor.
EŞLİK EDEN RUHSAL SORUNLAR
Tourette Sendromu çoğu zaman yalnız başına görülmüyor. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), kaygı ve depresyon gibi psikiyatrik durumlar tabloyu daha karmaşık hâle getirebiliyor. Tiklerin şiddeti ise zaman içinde değişiklik gösterebiliyor; bazı bireylerde ergenlik döneminde zirve yaparken, bazılarında yetişkinlikte belirgin olarak azalabiliyor.
TEDAVİDE YENİ YAKLAŞIMLAR
Tourette Sendromu için kesin bir tedavi bulunmasa da ilaç tedavileri, davranış terapileri ve sinir uyarımına yönelik yöntemler yaşam kalitesini yükseltebiliyor. Türkiye'de yakın dönemde yapılan bir çalışma, klasik tedavilere yanıt vermeyen bir vakada 40 seanslık tekrarlayıcı manyetik uyarım (rTMS) uygulamasının olumlu sonuç verdiğini ortaya koydu. Bu bulgu, ileri nöromodülasyon uygulamalarının gelecekte daha fazla gündeme gelebileceğini gösteriyor.
TOPLUMSAL YANILSAMALAR
Uzmanlar, toplumda yaygın olan yanlış algıların Tourette Sendromlu bireyler üzerinde büyük psikososyal yük oluşturduğunu belirtiyor. Tiklerin çoğu zaman "sinirlilik", "isteyerek yapılan davranış" veya "kendini tutamama" şeklinde yorumlanması, nörolojik bir mekanizmanın hatalı biçimde karakter yargısına dönüştürülmesine neden oluyor.
Bu yanlış inanışlar nedeniyle hem eğitim hem de sağlık alanında tanı süreçleri gecikebiliyor. Erken tanının ve doğru yönlendirmenin gecikmesi ise kişinin sosyal, akademik ve duygusal gelişimini olumsuz etkiliyor.
NEDEN KONUŞMALIYIZ?
Tourette Sendromu yalnızca tiklerden ibaret değil; bireyin eğitim başarısından sosyal iletişimine, ruh sağlığından erişkin yaşamındaki iş performansına kadar pek çok alanı etkiliyor. Uzmanlar, erken tanı, uygun tedavi planlaması ve toplumsal farkındalığın artırılmasının bu yükü hafifletmede kritik rol oynadığını vurguluyor.
Toplumda empati, bilgi ve destek mekanizmalarının güçlenmesi; çocukların, ailelerin ve eğitimcilerin doğru bilgilendirilmesi hem tedavi süreçlerine katkı sağlıyor hem de sendromun yarattığı sosyal baskıyı azaltıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































