Her iki takımın da kazanabileceği bir karşılaşma oldu.
Trabzonspor da kazanabilirdi ama Ankaragücü de kazanabilirdi. Karşılaşma maç boyunca tempolu geçti.
Fakat heyecanlı ve kaliteli bir maç mı oldu derseniz ben pek olumlu konuşamam. Trabzonspor da Ankaragücü de iyi oynamadı.
Trabzonspor bu maçı kazansaydı maç fazlasıyla ikinciliğe yükselecekti.
Trabzon'un bu fırsatı tepmesi ve pek de iyi futbol oynamaması eleştirilecek bir durum.
Benim ilk tespit olarak söyleyebileceğim şey şu.
Maç tempolu geçti ve Trabzon'un orta sahada en önemli silahı Hamsik.
Ne var ki Hamsik tempolu bir oyuncu değil. Hamsik tempoya ayak uyduramadı. Tempo ve organizasyonu bir arada yapamadı ki bu futbolumuzun temel sorunu.
Fakat Hamsik gibi İtalya'da yıllarca top koşturmuş bir oyuncunun bu açıdan eksik olması düşündürücü.
Orta sahada oyunda kaldığı süre boyunca Gbamin gerçek bir hayal kırıklığıydı.
Yusuf Yazıcı'yı anlamak mümkün değil. Neden bu kadar tutuk ve neden hâlâ form tutamadı ben anlamıyorum.
Yusuf Yazıcı 45+1'de bir kontratakta rakibini çok iyi geçtikten sonra çok kötü bir pas atarak hücumu harcadı.
Şimdi ilk yarıyı düşünüyorum Trabzon'un doğru düzgün bir pozisyonu var.
O da 10'da Abdülkadir Ömür'ün altı pas içinde dar açıdan kaleci Bahadır'ın üzerine yolladığı şut.
Hamsik'in zorlandığını gösteren pozisyonlardan biri 17'de gerçekleşti.
Hugo'nun kötü pasında Taylan, Hamsik'ten topu çaldı.
Kendi oluşturduğu fırsatı yine Taylan kendi harcadı.
Trabzon'da diğer futbolculardan bir parmak ayrışan Bardhi oldu.
Ne var ki onun da ne çok ciddi bir katkısı oldu ne de ürettiği net bir pozisyonu oldu.
Bardhi kötülerin iyisiydi. Maxi Gomez için söylenecek çok şey yok. Ancak ikinci yarı sonlarına doğru hareketlendi.
İlk yarıda sahada yoktu denebilir. Oysa transferi çok sükseli olmuştu.
Gomez 44'te Gbamin'den aldığı pası geri oynayarak bir hücumu harcadı mesela.
40'ta Gbamin'in müdahalesi ile Beridze ceza sahası içinde yere düştü ve penaltı bekledi ama bence bu pozisyonda penaltıya hükmedilecek bir durum yoktu.
İkinci yarıda her iki takımın oyun anlayışlarında bir değişiklik olmadı. Her iki takım da tempolu oyunlarına devam ettiler.
Ciddi pozisyon oluşturmayan karşılıklı hücumlar devam etti. Bu yarıda Abdullah Avcı saha içinde birçok değişikliklere gitti.
En başta Ömür'ü sağ taraftan orta sahaya çekti. Sonra Ömür'ü oyundan aldı Bardhi'yi soldan orta sahaya çekti.
En son ise 4-4-2'ye döndü. Bütün bu arayışlar bir sonuç getirmedi.
İkinci yarı 58'de Djaniny kendi oluşturduğu bir pozisyonda kaleci Bahadır ile karşı karşıya kaldı.
Rakibinin kritik müdahalesi ile Djaniny fırsatı kullanamadı. Djaniny 70'te Trabzon'un kazandığı golde hücumu başlatan pası veren oyuncuydu.
Golü bulduktan 2 dakika sonra Larsen'in hatası ile Trabzon aleyhine doğru bir penaltı kararı verildi.
Penaltı vuruşu golle sonuçlandı. Bu Trabzon adına çok talihsiz bir durum. Trabzon gibi bir takım öne geçtikten 2 dakika sonra gol yememeli.
Ankaragücü'nde Malcuit savunma yönünden iyi bir performans sergiledi.
Benim beğendiğim Taylan Antalyalı kredisini tüketti derim. Galatasaray'da kadro bulamadığı için form tutmadığını düşünüyordum ama Ankaragücü'nde sürekli ilk 11 fırsatı bulmasına rağmen form tutamadı.
İyi oynayamıyor maalesef. Uzatmalarda Denswil ve Larsen'in kritik müdahaleleri olmasa Ankaragücü maçı kazanabilirdi de.
Şimdi Trabzon Dünya Kupası arasına kazanarak giremedi. Bu ara öncesi kazansa Trabzon araya kafası rahat girecekti.
Trabzon bu fırsatı tepti. Üstelik aradan hemen sonra Fenerbahçe maçı var. Trabzon bu maça da bu kayıp ile girmiş olacak.
Trabzonspor da kazanabilirdi ama Ankaragücü de kazanabilirdi. Karşılaşma maç boyunca tempolu geçti.
Fakat heyecanlı ve kaliteli bir maç mı oldu derseniz ben pek olumlu konuşamam. Trabzonspor da Ankaragücü de iyi oynamadı.
Trabzonspor bu maçı kazansaydı maç fazlasıyla ikinciliğe yükselecekti.
Trabzon'un bu fırsatı tepmesi ve pek de iyi futbol oynamaması eleştirilecek bir durum.
Benim ilk tespit olarak söyleyebileceğim şey şu.
Maç tempolu geçti ve Trabzon'un orta sahada en önemli silahı Hamsik.
Ne var ki Hamsik tempolu bir oyuncu değil. Hamsik tempoya ayak uyduramadı. Tempo ve organizasyonu bir arada yapamadı ki bu futbolumuzun temel sorunu.
Fakat Hamsik gibi İtalya'da yıllarca top koşturmuş bir oyuncunun bu açıdan eksik olması düşündürücü.
Orta sahada oyunda kaldığı süre boyunca Gbamin gerçek bir hayal kırıklığıydı.
Yusuf Yazıcı'yı anlamak mümkün değil. Neden bu kadar tutuk ve neden hâlâ form tutamadı ben anlamıyorum.
Yusuf Yazıcı 45+1'de bir kontratakta rakibini çok iyi geçtikten sonra çok kötü bir pas atarak hücumu harcadı.
Şimdi ilk yarıyı düşünüyorum Trabzon'un doğru düzgün bir pozisyonu var.
O da 10'da Abdülkadir Ömür'ün altı pas içinde dar açıdan kaleci Bahadır'ın üzerine yolladığı şut.
Hamsik'in zorlandığını gösteren pozisyonlardan biri 17'de gerçekleşti.
Hugo'nun kötü pasında Taylan, Hamsik'ten topu çaldı.
Kendi oluşturduğu fırsatı yine Taylan kendi harcadı.
Trabzon'da diğer futbolculardan bir parmak ayrışan Bardhi oldu.
Ne var ki onun da ne çok ciddi bir katkısı oldu ne de ürettiği net bir pozisyonu oldu.
Bardhi kötülerin iyisiydi. Maxi Gomez için söylenecek çok şey yok. Ancak ikinci yarı sonlarına doğru hareketlendi.
İlk yarıda sahada yoktu denebilir. Oysa transferi çok sükseli olmuştu.
Gomez 44'te Gbamin'den aldığı pası geri oynayarak bir hücumu harcadı mesela.
40'ta Gbamin'in müdahalesi ile Beridze ceza sahası içinde yere düştü ve penaltı bekledi ama bence bu pozisyonda penaltıya hükmedilecek bir durum yoktu.
İkinci yarıda her iki takımın oyun anlayışlarında bir değişiklik olmadı. Her iki takım da tempolu oyunlarına devam ettiler.
Ciddi pozisyon oluşturmayan karşılıklı hücumlar devam etti. Bu yarıda Abdullah Avcı saha içinde birçok değişikliklere gitti.
En başta Ömür'ü sağ taraftan orta sahaya çekti. Sonra Ömür'ü oyundan aldı Bardhi'yi soldan orta sahaya çekti.
En son ise 4-4-2'ye döndü. Bütün bu arayışlar bir sonuç getirmedi.
İkinci yarı 58'de Djaniny kendi oluşturduğu bir pozisyonda kaleci Bahadır ile karşı karşıya kaldı.
Rakibinin kritik müdahalesi ile Djaniny fırsatı kullanamadı. Djaniny 70'te Trabzon'un kazandığı golde hücumu başlatan pası veren oyuncuydu.
Golü bulduktan 2 dakika sonra Larsen'in hatası ile Trabzon aleyhine doğru bir penaltı kararı verildi.
Penaltı vuruşu golle sonuçlandı. Bu Trabzon adına çok talihsiz bir durum. Trabzon gibi bir takım öne geçtikten 2 dakika sonra gol yememeli.
Ankaragücü'nde Malcuit savunma yönünden iyi bir performans sergiledi.
Benim beğendiğim Taylan Antalyalı kredisini tüketti derim. Galatasaray'da kadro bulamadığı için form tutmadığını düşünüyordum ama Ankaragücü'nde sürekli ilk 11 fırsatı bulmasına rağmen form tutamadı.
İyi oynayamıyor maalesef. Uzatmalarda Denswil ve Larsen'in kritik müdahaleleri olmasa Ankaragücü maçı kazanabilirdi de.
Şimdi Trabzon Dünya Kupası arasına kazanarak giremedi. Bu ara öncesi kazansa Trabzon araya kafası rahat girecekti.
Trabzon bu fırsatı tepti. Üstelik aradan hemen sonra Fenerbahçe maçı var. Trabzon bu maça da bu kayıp ile girmiş olacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Fenerbahçe Galatasaray'ı örnek almalı / 01.06.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025