Trump mı Biden mi?
Donald Trump’la rakibi Demokrat Joe Biden'in ABD'nin yeni başkanı olabilmek için verdikleri mücadelenin sonucu yarın belli olacak. Anketlere göre Biden, Trump'ın 4 puan önünde, ancak kimin ABD Başkanı olacağı, Florida gibi kritik eyaletlerdeki sonuçlar belli olunca netleşecek
02.11.2020 16:47:00





ABD'de aylardır devam eden maratonun ardından 3 Kasım seçim günü gelip çattı. Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Donald Trump ile Demokrat Parti'den rakibi eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, kıyasıya mücedele ettikleri seçim kampanyalarının başarılı olup olmayacağı yarın kullanılacak oylarla belli olacak. Geçen seçimlerden farklı olarak bu yıl, sayımın uzaması ve hatta Trump ya da Biden'ın sonucu kabul etmemesiyle sürecin çekişmeli bir hal alması ihtimalleri de sıkça dile getiriliyor. Bazı yerlerde oyların sayılması, iptal edilen pusulaların mahkemeye taşınması ve hatta birçok noktada protestoların başlaması da konuşulan diğer seçim senaryoları arasında. Ülkede yeni başkanın Yüksek Mahkeme tarafından belirlenebileceğini dahi söyleyenler var.
Bu tartışmalar neden arttı?
Daha önceki seçimlerin aksine bu seçimde böyle senaryoların sayısının adeta patlama yapmasının nedeni postayla kullanılan oyların sayısındaki büyük artış. 2016 yılındaki seçimlerde, postayla oy kullananların sayısı 33 milyon olmuştu. Bu yıl, koronavirüs salgını nedeniyle postayla oy pusulası talep eden seçmenlerin sayısı 90 milyona yaklaşmış durumda. Bu oyların ne zaman ve nasıl sayılacağına dair her eyaletin kendine ait düzenlemeleri var. Örneğin, seçim sonucu üzerinde kritik rol oynaması beklenen eyaletlerden Michigan'da 3 milyon kişinin oyunu postayla kullanacağı tahmin ediliyor. Ancak, bu eyalette postayla kullanılan oyların sayımına seçim günü yerel saatle 07.00'ye kadar başlanamayacak. Bu da, oyların yeniden sayımı yönünde bir karar olmasa bile buradan sonuçların gelmesinin günler sürebileceği anlamına geliyor. Hem koronavirüs salgını hem de seçim nedeniyle posta dağıtımında da ciddi birikmeler ve gecikmeler yaşanıyor. Dahası, postayla oy kullanılmasının kendisinin aleyhine olacağını öne süren Başkan Trump, ABD Posta Hizmeti'ne ayrılan ek mali kaynağı da geçtiğimiz aylarda engellemişti. Yapılan araştırmalar, postayla oy kullanma eğiliminin Demokrat Parti seçmeninde daha yüksek olduğunu gösteriyor. Cumhuriyetçi Parti seçmeni ise seçim günü sandığa bizzat giderek oy kullanmayı tercih ediyor. Bu durum da kaybetmesi halinde Trump'ın postayla kullanılan oyların yeniden sayılması için başvuruda bulunmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Birçok dava açılacak
ABD'de seçimde adayların birbirine çok yakın oranda oy almaları halinde seçim sonuçlarında gecikme yaratabilecek ikinci bir konu da açılması muhtemel davalar. Birçok kişi, adayların başa baş gittiği yerlerde geçersiz sayılan oylarla ilgili çok sayıda dava açılmasından ve bunun da sayım işlemini iyice uzatmasından endişe duyuyor. Oyların geçersiz sayılmasının en büyük nedenlerinden birisi posta teslimatında yaşanan gecikmeler. Birçok eyalet, seçim günü geçtikten sonra ulaşan pusulaları sayıma dahil etmiyor. Diğer nedenler arasında da seçmenlerin imzalarının okunaklı olmaması ya da postayla oy kullanırken seçmenin kimliğinin gizli kalmasını sağlayan pusulanın "mahremiyet zarflarının" içine konmaması yer alıyor. Bu seçimlerde postayla kullanılan oyların sayısındaki büyük artış göz önüne alındığında, geç kalan ya da geçersiz sayılan pusulaların sayısının da artması bekleniyor.
Seçim gecesi sonuçlar belli olabilir
Herşeye rağmen, son kamuoyu yoklamalarına göre, seçim gecesi kazananın belli olması da halen olasılık dahilinde. Ancak hangi aday kazanırsa kazansın, bunu açık ara ve büyük bir farkla yapması gerekiyor. ABD'deki iki aşamalı seçim sistemi nedeniyle Beyaz Saray'a giden yol, 538 delegeli Seçici Kurul'da 270 delegenin desteğini almaktan geçiyor. Her eyaletin delege sayısı da kabaca nüfusuna göre belirlenmiş durumda. Seçmenler bulundukları eyaletin delegelerini, delegeler de başkan ve başkan yardımcısını seçiyor. Seçimin bitmesine saatler kala, oyunu postayla ya da şahsen sandık başına giderek erken kullananların sayısı 70 milyona ulaştı. Bu sayı, 2016 yılında kullanılan oyların yarısından fazlasına denk geliyor. 2016 yılında Trump, Wisconsin eyaletinde de kazandığının kesinleşmesiyle 270 delegeye ulaşarak, TSİ 10.30 civarında zaferini ilan etmişti. Ancak, postayla kullanılan oyların sayısındaki büyük artış, herhangi bir partinin kalesi olarak bilinmeyen değişken eyaletlerde sonuçların seçim gecesi netleşmemesi ihtimalini de beraberinde getiriyor. Michigan, Pennsylvania ve Wisconsin, postayla kullanılan oyların sayımına ancak seçim günü başlayacak olan kritik eyaletler. Sonuçların çok yakın çıkması halinde buralarda oyların yeniden sayılması ya da açılan davalar süreci daha da uzatabilir.
Florida kritik önemde
29 delegeyle en büyük kritik eyalet olan Florida'yı kazanan aday, seçimi kazanma yolunda önemli bir avantaj elde edecek gibi duruyor. Bu eyalette, postayla kullanılan oyların işlenmesine seçimden 40 gün önce başlanabiliyor. Şu ana kadar postayla ulaşan oyların sayısı 2.4 milyon. Her ne kadar sayılmayı bekleyen dağ gibi pusulalar olsa da bu eyaletin seçim gecesi sonuçları açıklama olasılığı diğerlerinden çok daha yüksek. Şu anda anketlerde önde giden Biden, Florida'yı kaybederse seçim gecesi zaferini ilan etme umutları da ağır darbe alabilir. Yine de Biden'ın Florida'yı kaybetmesi halinde bile Kuzey Carolina, Arizona, Iowa ve Ohio'yu kazanarak 270 delegeye ulaşma ihtimali bulunuyor. Ancak yapılan modelleme ve tahminler, kendisini Beyaz Saray'a en sorunsuz ve rahat şekilde götürecek yolların tamamının Florida'dan geçtiğini gösteriyor. Anketlerde rakibinin gerisinde kalan Başkan Trump'ın da aynı şekilde Florida'yı kazansa bile, diğer kritik eyaletlerden sonuçların gelme ihtimali düşük olduğundan zaferini ilan etmesi zor görünüyor. Tabi ki tüm bu senaryolar, anketlerin doğru çıkacağı ihtimaline dayanıyor. Ancak 2016 seçimlerinde görüldüğü gibi anketlerde de ciddi bir yanılma payı olabiliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.