Trump'ın 'Kudüs' inadı
ABD Başkanı Trump, Aralık ayında Büyükelçiğini Kudüs'e taşınacağını açıklamış, karara başta Türkiye olmak üzere tüm dünyadan tepki gelmişti. İstanbul'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olarak tanınması çağrısı yapılmıştı. Hiçbir İslam ülkesi bu çağrıya cevap vermedi. Kudüs kararını bir adım daha öteye götüren ABD ise İsrail'in bağımsızlığının 70'inci yıldönümü olan 14 Mayıs'ta ABD büyükelçiliği Kudüs'te faaliyete başlayacağını ilan etti
24.02.2018 00:00:00
ABD kamuoyunda eleştirilerin önünü almakta başarılı olamayan Donald Trump yönetimi, çareyi Yahudi lobisine sırtını dayamakta buldu.
Bu kapsamda ABD'deki Yahudi lobisinin tam desteğini almanın İsrail'le ilişkileri daha da güçlendirmekten geçtiğini bilen Trump, Aralık 2017'de Telaviv'deki ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınacağı emrini vermişti.
O dönemde büyük tepkiye neden olan bu hamlesini bir adım daha öteye götürek isteyen Trump yönetiminden İsrail'in bağımsızlığının 70'inci yıldönümü olan 14 Mayıs'ta büyükelçiliğin Kudüs'e taşınacağı açıklaması geldi.
Bu kararı ilk duyurduğu geçtiğimiz Aralık ayında Trump, "Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir. Dışişleri Bakanlığına, Tel Aviv'deki büyükelçiliğimizin Kudüs'e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatını verdim" açıklaması yapmıştı.
ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliklerini Kudüs'e taşınması kararı başta Filistin olmak üzere birçok ülkede siyasiler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından tepki ile karşılanmıştı.
Tepki gösteren ülkeler arasında Rusya, İngiltere, Hollanda, Çin, Bulgaristan gibi ülkelerin yanısıra Türkiye başta olmak üzere İslam ülkeleri de yer almıştı.
İİT Bildirgesi etkisiz kaldı
İsrail'i ziyadesiyle memnun eden Trump'ın ABD Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararından sonra İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Kudüs gündemi ile İstanbul'da toplanmış ve olağanüstü zirvesinin sonuç bildirisinde, Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olarak tanınması çağrısı yapılmıştı.
BM'ye de çağrı yapılarak Kudüs'ün yasal satatüsünün teyit edilmesi istenen söz konusu bildirgede, ABD yönetiminin barış sürecinden çekilmesi istenmiş ve "ABD kudüs kararından geri adım atmaz ise tüm sonuçlardan sorumlu olacak" ifadeleri kullanılmıştı.
Ancak tüm bu tepkiler sözde kaldı. Hiçbir İslam ülkesi resmen Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanımadı. İslam ülkelerinin Kudüs konusunda bile yek vücut olamadığını gören ABD, 14 Mayıs'ta büyükelçiliğini Kudüs'e taşımaya karar verdiğini açıkladı.
Türkiye'den tepki
Telaviv Büyükelçiliğini 14 Mayıs'ta Kudüs'e taşıyacağını açıklayan ABD'ye ilk tepki Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi.
Kararın son derece kaygı verici olduğunun ifade edildiği Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde şu açıklama yer aldı: "ABD Yönetimi'nin Tel Aviv'deki Büyükelçiliğini Mayıs ayında Kudüs'e taşıyacağını açıklaması, uluslararası hukuku, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Kudüs'le ilgili kararlarını ve yerleşik BM parametrelerini çiğneyerek barış zeminini tahrip etmekte ısrar ettiğini göstermektedir. ABD ne yazık ki bu kararıyla ahiren İstanbul'da toplanan İİT Olağanüstü Zirvesinin Sonuç Bildirisine ve akabinde BM Genel Kurulu'nda alınan karara yansıyan uluslararası toplumun vicdanının sesini duymadığını ya da daha vahimi, umursamadığını ortaya koymaktadır. ABD'nin son derece kaygı verici söz konusu kararına karşı, Türkiye Filistin halkının meşru haklarının korunması için uluslararası toplumun ağırlıklı çoğunluğu ile birlikte çaba harcamayı sürdürecektir."
Bu kapsamda ABD'deki Yahudi lobisinin tam desteğini almanın İsrail'le ilişkileri daha da güçlendirmekten geçtiğini bilen Trump, Aralık 2017'de Telaviv'deki ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınacağı emrini vermişti.
O dönemde büyük tepkiye neden olan bu hamlesini bir adım daha öteye götürek isteyen Trump yönetiminden İsrail'in bağımsızlığının 70'inci yıldönümü olan 14 Mayıs'ta büyükelçiliğin Kudüs'e taşınacağı açıklaması geldi.
Bu kararı ilk duyurduğu geçtiğimiz Aralık ayında Trump, "Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir. Dışişleri Bakanlığına, Tel Aviv'deki büyükelçiliğimizin Kudüs'e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatını verdim" açıklaması yapmıştı.
ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliklerini Kudüs'e taşınması kararı başta Filistin olmak üzere birçok ülkede siyasiler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından tepki ile karşılanmıştı.
Tepki gösteren ülkeler arasında Rusya, İngiltere, Hollanda, Çin, Bulgaristan gibi ülkelerin yanısıra Türkiye başta olmak üzere İslam ülkeleri de yer almıştı.
İİT Bildirgesi etkisiz kaldı
İsrail'i ziyadesiyle memnun eden Trump'ın ABD Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararından sonra İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Kudüs gündemi ile İstanbul'da toplanmış ve olağanüstü zirvesinin sonuç bildirisinde, Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olarak tanınması çağrısı yapılmıştı.
BM'ye de çağrı yapılarak Kudüs'ün yasal satatüsünün teyit edilmesi istenen söz konusu bildirgede, ABD yönetiminin barış sürecinden çekilmesi istenmiş ve "ABD kudüs kararından geri adım atmaz ise tüm sonuçlardan sorumlu olacak" ifadeleri kullanılmıştı.
Ancak tüm bu tepkiler sözde kaldı. Hiçbir İslam ülkesi resmen Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanımadı. İslam ülkelerinin Kudüs konusunda bile yek vücut olamadığını gören ABD, 14 Mayıs'ta büyükelçiliğini Kudüs'e taşımaya karar verdiğini açıkladı.
Türkiye'den tepki
Telaviv Büyükelçiliğini 14 Mayıs'ta Kudüs'e taşıyacağını açıklayan ABD'ye ilk tepki Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi.
Kararın son derece kaygı verici olduğunun ifade edildiği Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde şu açıklama yer aldı: "ABD Yönetimi'nin Tel Aviv'deki Büyükelçiliğini Mayıs ayında Kudüs'e taşıyacağını açıklaması, uluslararası hukuku, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Kudüs'le ilgili kararlarını ve yerleşik BM parametrelerini çiğneyerek barış zeminini tahrip etmekte ısrar ettiğini göstermektedir. ABD ne yazık ki bu kararıyla ahiren İstanbul'da toplanan İİT Olağanüstü Zirvesinin Sonuç Bildirisine ve akabinde BM Genel Kurulu'nda alınan karara yansıyan uluslararası toplumun vicdanının sesini duymadığını ya da daha vahimi, umursamadığını ortaya koymaktadır. ABD'nin son derece kaygı verici söz konusu kararına karşı, Türkiye Filistin halkının meşru haklarının korunması için uluslararası toplumun ağırlıklı çoğunluğu ile birlikte çaba harcamayı sürdürecektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.