Meşhur ve merhum şairimiz Âşık Reyhani bir şiirine böyle başlamış.Mürekkep tükenmedi ama satırların da sadırların da, hatta zihinlerin ve gönüllerin de acayip karıştığı, karıştırıldığı günlerden geçiyoruz.Yazarların, düşünce adamlarının izah etmekte zorlandıkları, mevcut duruma bir ad koymak için uğraşanların, körlerin fil tanımları gibi meseleye sadece tek taraftan yaklaştıkları dolayısıyla teşhislerinde yanıldıkları gelişmeler yaşıyoruz.Üç aydan beri devam eden ve nice ocakları söndüren, nice anaların bağrına ateş düşüren, nice masum yavruları yetim bırakan terör, bu kez başkentte hortladı ve kelimenin tam anlamıyla korkunç bir katliama imza attı.Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısı ile, sonuçları itibariyle de en korkunç felaketiyle karşı karşıyayız.En uçtakinden en diptekine kadar, en tepedekinden en alttakine kadar teröre destek olanları, teröriste göz kırpanları, teröristlere yol vererek, meydan açarak palazlanmalarına ve dolayısıyla masum canlara kıymalarına sebep olanları Allah'ın şaşmaz adaletine havale ediyoruz.Gelişmeleri, gözyaşları içinde, yüreğimiz ağzımızda takip ederken, elbette her zaman ve zeminde okumamız gereken Kerim Kitabımızı da bir yandan okumaya, anlamaya çalışıyoruz:"Allah ibret için bir memleketi örnek vererek anlatıyor. Bu memleket güvenli, huzurlu idi. Servet ve gıda her yandan bol bol akardı. Sonra Allah'ın nimetlerini, dinini, şeriatını inkâr ettiler, nankörlük ettiler. Allah da onlara, yapmaya devam ettikleri düzenbazlıklardan dolayı açlık ve korku gömleği giydirdi, huzursuz ve mutsuz hale getirdi." (Nahl: 112)"Biz senden önce, şehirler halkına kendilerine vahyettiğimiz erkekler dışında (başkalarını elçi olarak) göndermedik. Hiç yeryüzünde dolaşmıyorlar mı, ki kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görmüş olsunlar? Korkup-sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?Nihayet peygamberler ümitlerini kestiklerinde ve (insanlar onların) yalanlandıklarını sandıklarında onlara yardımımız ulaştı ve dilediğimiz kurtarıldı. Azabımız ise suçlular topluluğundan geri çevrilmez.Şüphesiz onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. (Bu Kur'an) uydurulacak bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin açıklaması ve iman eden topluluk için bir hidayet ve rahmettir." (Yusuf: 109-111)"Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın!" (Fatır: 43).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024