Tüm yollar Esad'a çıkıyor
300 bini aşkın kişinin ölümüne, 13 milyona yakın kişinin evlerini terk etmesine yol açan Suriye'deki iç savaşa çözüm bulmak için yeniden yoğun bir diplomasi trafiği başlatıldı. Artık yeni diplomasi atağında tüm yollar Esad'a çıkıyor
30.09.2015 00:00:00
RECEP BAHAR/HABER-ANALİZ
ABD Başkanı Barack Obama, önceki gün New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ülkesinin 4.5 yıldır izlediği Suriye politikasından ciddi ölçüde çark ettiğini ilk kez net sözlerle ortaya koydu: "Suriye'deki sorunu çözmek için Rusya ve İran dahil her ülkeyle çalışmaya hazırız." Obama'yı bu noktaya taşıyan iki faktör vardı. Öncelikli faktör Rusya'nın Esad yönetimine askeri desteğini güçlü bir şekilde artırmasıydı. Rusya, bir taraftan Esad'a yeni savaş uçakları gönderdi, öte yandan askerlerini ülkenin kritik noktalarında mevzilendirdi. Moskova'nın BM Genel Kurulu öncesi bu atağı diplomatik dengeleri altüst etti, Washington ve ortaklarını mevcut Suriye politikalarının sürdürülemez olduğuna ikna etti. İkinci faktör ise Obama'nın Avrupalı ortaklarının sayıları günde 10 bine ulaşan mülteci kriziyle baş etmekte zorlanmasıydı. Bugüne kadar Suriye'de 'Esad gitsin' diyen Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler artık "Mülteci gelmesin de, Suriye'yi kim yönetirse yönetsin" noktasına geldi.
Esad yeniden merkezde
Şimdi başta Rusya ve ABD olmak üzere soruna dahil olan ülkeler, Esad'ın Suriye krizinin çözümünde nasıl bir rol üstleneceği konusunu konuşuyor. Bu bağlamda politika değişikliği konusunda Batı'dan ilk sinyal ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'den gelmişti. Kerry, bir süre önce Esad'ın Suriye müzakerelerinin başlangıcında gitmesinin zorunlu olmadığını söylemişti. Ardından İngiltere Başbakanı David Cameron'dan da benzer açıklamalar geldi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise bu görüşü bir adım daha ileriye taşıyarak, Esad'ın IŞİD'e karşı mücadelede 'bir aktör' olabileceğini ifade etti. Bu arada geçen hafta Moskova'daki 10 bin kişilik cami açılışı için Rusya'ya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönüş yolunda ABD ve Batılı ülkelerin yeni çizgisine yakın açıklamalar yapmış ve "Geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme gibi bir şey olabilir" demişti. İşte Esad'ın Suriye'de yeniden bir numaralı aktör konumuna gelmesinde yukarıda saydığımız faktörler etkili oldu.
Suriye'nin kuzeyi Barzani'nin oldu, oyun bitti
Suriye'de Esad'a Obama, Putin, Almanya Başbakanı Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, İngiltere Başbakanı Cameron, Çin Devlet Başkanı Şi Cinpin gibi liderlerin yer aldığı büyük masada yer verilmesinin arkasında yatan önemli bir faktör ise Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Bilindiği gibi ABD'nin Irak işgalinin ana omurgasını ülkenin kuzeyinde bir Kürt devletinin altyapısını oluşturmak teşkil ediyordu. 2003'ten 2011'e kadar süren işgalde Irak'ın kuzeyi dışında tüm bölgeleri kaosa sürüklenirken, Barzani'nin egemen olduğu Kuzey Irak tam bir güvenli vaha olarak öne çıktı. Kerkük dahil önemli petrol kaynakları Barzani'nin emrine verildi. Suriye'deki kaosun bir amacı da bu ülkedeki Kürtleri Barzani'nin emrine tevdi etmek oluşturuyordu. Amaç Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e ulaşan bir Barzani kontrolünde bir koridor inşası olarak öne çıkıyor. Nitekim ABD, geçtiğimiz günlerde IŞİD'in elindeki Cerablus'u da PYD'ye vererek bu misyonu tamamlayacağını ilan etti. Şu anda 821 kilometrelik Türkiye-Suriye sınırındaki Cerablus dışındaki tüm şehirler, PYD'nin, bir başka ifadeyle Barzani'nin eline geçti. Burada asıl amacın Büyük İsrail olduğunu bugüne kadar onlarca kez vurguladık.
Rusya 4.5 yıldır pes etmedi
Esad'a bağlı birlikleri destekleyen Rusya, Batı'nın ağır ekonomik müeyyidelerine rağmen son haftalarda bu girişimlerini artırarak Esad ailesinin memleketi olan Lazkiye kentinde bir hava üssü inşa edip çok sayıda uçak gönderdi. Çok sayıda Rus askerinin de Suriye'ye gittiği yönünde haberler çıksa da, Rusya hala bu askerlerin Suriye'ye verilen askeri teçhizatın bakımından sorumlu olduğunu savunuyor. Son olarak Esad'ı destekleyen bir diğer güç olan İran'ın yanı sıra komşu Irak'ı da ikna edip, Bağdat'ta Esad rejimi yetkililerinin de katıldığı bir IŞİD karşıtı istihbarat paylaşım merkezi kuran Rusya, IŞİD'e karşı mücadelede adından söz ettirmeye başladı. Washington merkezli düşünce kuruluşu Savaş Araştırmaları Enstitüsü'nün raporunda, Rusya'nın son girişimleriyle ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyona bir rakip oluşturmayı amaçladığını söylüyor.
ABD Başkanı Barack Obama, önceki gün New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ülkesinin 4.5 yıldır izlediği Suriye politikasından ciddi ölçüde çark ettiğini ilk kez net sözlerle ortaya koydu: "Suriye'deki sorunu çözmek için Rusya ve İran dahil her ülkeyle çalışmaya hazırız." Obama'yı bu noktaya taşıyan iki faktör vardı. Öncelikli faktör Rusya'nın Esad yönetimine askeri desteğini güçlü bir şekilde artırmasıydı. Rusya, bir taraftan Esad'a yeni savaş uçakları gönderdi, öte yandan askerlerini ülkenin kritik noktalarında mevzilendirdi. Moskova'nın BM Genel Kurulu öncesi bu atağı diplomatik dengeleri altüst etti, Washington ve ortaklarını mevcut Suriye politikalarının sürdürülemez olduğuna ikna etti. İkinci faktör ise Obama'nın Avrupalı ortaklarının sayıları günde 10 bine ulaşan mülteci kriziyle baş etmekte zorlanmasıydı. Bugüne kadar Suriye'de 'Esad gitsin' diyen Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkeler artık "Mülteci gelmesin de, Suriye'yi kim yönetirse yönetsin" noktasına geldi.
Esad yeniden merkezde
Şimdi başta Rusya ve ABD olmak üzere soruna dahil olan ülkeler, Esad'ın Suriye krizinin çözümünde nasıl bir rol üstleneceği konusunu konuşuyor. Bu bağlamda politika değişikliği konusunda Batı'dan ilk sinyal ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'den gelmişti. Kerry, bir süre önce Esad'ın Suriye müzakerelerinin başlangıcında gitmesinin zorunlu olmadığını söylemişti. Ardından İngiltere Başbakanı David Cameron'dan da benzer açıklamalar geldi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise bu görüşü bir adım daha ileriye taşıyarak, Esad'ın IŞİD'e karşı mücadelede 'bir aktör' olabileceğini ifade etti. Bu arada geçen hafta Moskova'daki 10 bin kişilik cami açılışı için Rusya'ya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönüş yolunda ABD ve Batılı ülkelerin yeni çizgisine yakın açıklamalar yapmış ve "Geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme gibi bir şey olabilir" demişti. İşte Esad'ın Suriye'de yeniden bir numaralı aktör konumuna gelmesinde yukarıda saydığımız faktörler etkili oldu.
Suriye'nin kuzeyi Barzani'nin oldu, oyun bitti
Suriye'de Esad'a Obama, Putin, Almanya Başbakanı Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, İngiltere Başbakanı Cameron, Çin Devlet Başkanı Şi Cinpin gibi liderlerin yer aldığı büyük masada yer verilmesinin arkasında yatan önemli bir faktör ise Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Bilindiği gibi ABD'nin Irak işgalinin ana omurgasını ülkenin kuzeyinde bir Kürt devletinin altyapısını oluşturmak teşkil ediyordu. 2003'ten 2011'e kadar süren işgalde Irak'ın kuzeyi dışında tüm bölgeleri kaosa sürüklenirken, Barzani'nin egemen olduğu Kuzey Irak tam bir güvenli vaha olarak öne çıktı. Kerkük dahil önemli petrol kaynakları Barzani'nin emrine verildi. Suriye'deki kaosun bir amacı da bu ülkedeki Kürtleri Barzani'nin emrine tevdi etmek oluşturuyordu. Amaç Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e ulaşan bir Barzani kontrolünde bir koridor inşası olarak öne çıkıyor. Nitekim ABD, geçtiğimiz günlerde IŞİD'in elindeki Cerablus'u da PYD'ye vererek bu misyonu tamamlayacağını ilan etti. Şu anda 821 kilometrelik Türkiye-Suriye sınırındaki Cerablus dışındaki tüm şehirler, PYD'nin, bir başka ifadeyle Barzani'nin eline geçti. Burada asıl amacın Büyük İsrail olduğunu bugüne kadar onlarca kez vurguladık.
Rusya 4.5 yıldır pes etmedi
Esad'a bağlı birlikleri destekleyen Rusya, Batı'nın ağır ekonomik müeyyidelerine rağmen son haftalarda bu girişimlerini artırarak Esad ailesinin memleketi olan Lazkiye kentinde bir hava üssü inşa edip çok sayıda uçak gönderdi. Çok sayıda Rus askerinin de Suriye'ye gittiği yönünde haberler çıksa da, Rusya hala bu askerlerin Suriye'ye verilen askeri teçhizatın bakımından sorumlu olduğunu savunuyor. Son olarak Esad'ı destekleyen bir diğer güç olan İran'ın yanı sıra komşu Irak'ı da ikna edip, Bağdat'ta Esad rejimi yetkililerinin de katıldığı bir IŞİD karşıtı istihbarat paylaşım merkezi kuran Rusya, IŞİD'e karşı mücadelede adından söz ettirmeye başladı. Washington merkezli düşünce kuruluşu Savaş Araştırmaları Enstitüsü'nün raporunda, Rusya'nın son girişimleriyle ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyona bir rakip oluşturmayı amaçladığını söylüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.