Dizilerde sanal, gerçek dışı, bizi ilgilendirmeyen sorunlar, dünyalar, yaşantılar, beklentiler, üzüntüler, sevinçler yaşatılmaktadır. Bu da izleyicide kişilik bölünmesine hatta parçalanmasına sebep olmaktadır. Kendi gerçeğimizden kopup dizi kahramanlarının sanal gerçekleriyle özdeşleşmeye ve kendi dünyamızda değil, onların dünyasında yaşamaya başlıyoruz. Bu da aslında kişinin kendi tabiatına bir ihaneti demek olan kişilik bozukluğunu doğurur. Televizyon dizileri, büyük oranda yerleşik, millî, İslamî nitelikli Müslüman Türk hayat tarzını ve değerlerini yerle bir etmeyi, yıkmayı, parçalayıp yok etmeyi hedef almaktadır. Türk-İslam hayat tarzını ve değerlerini itibarsızlaştırarak, değersizleştirerek, anlamsızlaştırarak, yok sayarak saldırgan bir tutum takınmaktadır. Öbür taraftan tamamen batılı bir hayat tarzını özendirmektedir.Dizilerde Türk-İslam kültürünün cinsel ahlâkı ve mahremiyet kavramı hedef alınmaktadır. Buna gore İslam'ın haram kıldığı, uygun görmediği cinsel ilişki biçimleri meşrulaştırılmakta, normal ve olağan gösterilmektedir. Nikâhsız birliktelikler, evli insanların eşlerinden habersiz gizli aşk yaşantıları, aile ve akraba içi yasak aşk ilişkileri yaygın biçimde ön plana çıkarılarak bilinçaltımıza bu sapıklık, olağan bir durum olarak telkin edilmektedir.Çocuklar için yapılan dizilerde de özellikle sihir, büyü, esrarengiz gizemli figürler, olaylar, dünyalar yoğun olarak ön plana çıkarılmaktadır. Bu da çocukların ruhsal dünyalarında büyük tahribatlara yol açmaktadır. Gerçeklikle gerçekdışılık arasındaki farkı ortadan kaldırmakta, çocukların gerçeklik algısını yerle bir etmektedir. Dizi esiri edilmiş çocukların sağlıklı ruhsal gelişimleri darmadağın edilmektedir.Dizilerin muhatap kitlesi, genellikle ve çoğunlukla entrik olayları merak etme duygusu tahrik edilmeye en çok müsait olan genç kızlar, hanımlar ve çocuklardır. Türk milletini bilinçli bir millet olmaktan çıkarmanın yolunun, toplumun ana omurgasını oluşturan bu kitleyi bozmaktan, çürütmekten geçtiğini bilen ifsat komiteleri, projelerini akıllıca uyguluyorlar.Dizilerde gerilim motifi, çok kötü bir niyetle ve amaçla kullanılmaktadır. Sert tartışmaların, büyük kavgaların, çıkar çatışmalarının, acımasız mücadelelerin yoğun bir şekilde sergilendiği dramatik ve trajik olayların insan psikolojisini darmadağın ettiği bu dizilerin etkisi, fert ve milet hayatında büyük yıkımlara yol açmaktadır. Gergin, huzursuz, stresli, umutsuz, korkulu, kaygılı, endişeli, tedirgin, güvensiz, sevgisiz bir kalabalık yığın üretilmektedir. Dizilerde sürükleyiciliği, ilgiyle izlenmeyi, ekrana hapsetmeyi sağlamak için yoğun olarak öne çıkarılan unsurlar şunlar: Aile içi şiddet, boşanmalar, kız uğruna cinayetler, çocukların anne babalarına asi olması, mutluluğu uyuşturucuda, içkide, yasak ilişkilerde, sokakların karanlık, izbe köşelerinde arama, lüks yaşama tutkusuyla helal haram demeden, kısa yoldan çok para bulma ve tüketme ihtirası. Bunlar, insanı insan olmaktan çıkaran hallerdir ve diziler, aslında insanımıza bunları telkin ediyor.Tabii dizilerin bir diğer önemli işlevi, Müslüman Türk milletini güncel anlamda siyasi, toplumsal, ekonomik, kültürel sorunlardan uzak tutmaktır. Dizilerin işlevi, Haçlı-siyon emperyalizminin Türk millet birliğini paramparça edişini, Türk milletinin tasfiye edilişini, Türk vatanının gâvura peşkeş çekilişini, bağımsız millî Türk devlet kurumunun yok edilişini perdelemek ve gizlemektir. Yani altından vatan ve millî kimlik halısı çekilen Türk milletini dizilerle sıraya dizip dize getirme projesi gerçekleştiriliyor. Dizilerle uyutulan, uyuşturulan, mankurtlaştırılan, millet olmaktan çıkarılıp kuru, ruhsuz, şuursuz, milliyetsiz bir kalabalığa dönüştürülen insanlar kolayca sömürülebilir, güdülebilir ve istenilen şekilde kullanılabilir. Haçlı??"Siyon emperyalizminin istediği budur ve bunu da diziler kanalıyla ustalıkla başarıyorlar.Kötü dizi furyasına karşı alınacak tedbir, bu yazıda ortaya konan eleştirilerin içinde gizlidir. Yani eleştirilerle aslında dolaylı olarak bunların tersi teklif edilmektedir. Türk milletinin önüne olumlu, faydalı, iyi, güzel sıfatlarına layık değerleri telkin eden, Türk??"İslam hayat tarzına uygun ve bunu özendiren, doğru bilgilere dayalı Türk??"İslam tarihini günümüz şartlarında faydalanılacak, örnek alınacak bir zemin olarak sergileyen, eğitici, olumlu anlamda bilgi ve bilinç sunan diziler yapılmalıdır. Bugün televizyon, en etkili kitle eğitim, yönlendirme, şekillendirme kurumu haline gelmiştir. O bakımdan ilgili kişi ve kurumların acilen bu alana el atmaları, yerli, millî, İslamî bir ruhla Türk??"İslam değerlerini tahkim edici, sanat ve telkin gücü yüksek, çok kaliteli, ilgi çekici, cazibeli, etkileyici, evrensel nitelikte değere sahip bir dizi çalışmasına vakit geçirmeden başlaması gerekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015