Türk profesör literatüre geçti
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yetik, prematürelerde körlüğe neden olan 'prematüre retinopatisi' ile mücadelede bağırsak kanserinde kullanılan bir ilacı kullanarak yüzde 100 başarı sağladı
04.02.2016 00:00:00
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yetik, prematürelerde retina hasarı yapan ve körlükle sonuçlanabilen "prematüre retinopatisi" hastalığının tedavisini değiştirecek önemli bir yeniliğe imza attı.
Prof. Dr. Hüseyin Yetik, "prematüre retinopatisi" ile mücadelede bağırsak kanserinde kullanılan bir ilacı kullanarak yüzde 100 başarı sağladı. Yetik'in kendi buluşu olan enjeksiyon görüntüleme tekniği, "Dr. Hüseyin Yetik'in Dijital Görüntüleme Sistemi" adı altında literatüre geçti.
Yetik, çalışmasına ilişkin bilgi verirken, prematüre çocuğun görme kabiliyeti eksik bir retinayla doğduğunu, olgunlaşmamış, görme kabiliyetini henüz kazanmamış retinanın doğum sonrası gelişme sürecinde bir takım sıkıntılara maruz kalmasının, gelişmesinin aksamasının da prematüre retinopatisi veya "ROP Hastalığı" olarak adlandırıldığını anlattı.
Daha önce sürdürülen tedavi yöntemine ilişkin bilgi veren Yetik, şu bilgileri aktardı:
"Damarsız retina tabakasını yakıyorduk. Bunun pratik karşılığı, hastanın görme alanının olması gerekenden daha küçük bir hale gelmesine razı oluyorduk. İkincisi ise o anormalleşmiş damarları da yakarak kontrolü elde etmeye çalışıyorduk. En azından bu vakte kadar gelişen retina bizim olsun maksadıyla belirli bir miktar kayba razı oluyorduk. Bu tedavide ise gözün içine bir ilaç enjekte ediyoruz ve bu ilaç enjeksiyonuyla anormalleşmiş damarların tümden ortadan kalkmasını sağlıyoruz. Vücut bu kez anormal damarların ortadan kalkmasını normal bir şekilde sağladığımız için sağlıklı damarlarını tekrar retina kumaşı üzerine doğru döşüyor ve olgunlaştırıyor. Tedaviden 6 ay, 1 yıl veya 4 yıl sonra bile o hastanın ROP hastalığı geçirmiş olduğuyla ilgili neredeyse en küçük bir delile bile rastlamıyoruz. Hemen hemen tamamen normal bir retina elde edebiliyoruz."
Yetik, kendi buluşu olan enjeksiyon görüntüleme tekniğini şöyle anlattı:
"Göz içine ilaç enjeksiyonları yıllar evvelden başlamış uygulamadır. Prematüre çocuklardan edindiğim tecrübe ile bir enjeksiyon tekniği tanımladım. Prof. Dr. Hüseyin Yetik'in İntravitral Enjeksiyon Tekniği adı altında enjeksiyon uygulaması, iğnenin göze girdiği, iğne ucunun göz içi boşluğunda görüldüğü ve gözün içine ilacın nasıl yayıldığını görüntüleyen sahneyi de kayda aldığımız video, film olarak yayına kabul edildi. Şu anda Springer yayınevinin internet sayfasında abonelerine o tekniğin videosunu da yayın halinde sunuyorlar. Meslektaşlarımız bu tekniği de yine bizim tanımladığımız teknik olarak oradan izleyip görebiliyor. Özellikle prematüre çocuklarının retinalarının tedaviden evvel, tedaviden sonraki süreçte ne olduğu dokümante edilip, gerek anne babaya anlatılması gerekse medikolegal gerekçelerle aktarılması çok önemlidir."
Prof. Dr. Hüseyin Yetik, "prematüre retinopatisi" ile mücadelede bağırsak kanserinde kullanılan bir ilacı kullanarak yüzde 100 başarı sağladı. Yetik'in kendi buluşu olan enjeksiyon görüntüleme tekniği, "Dr. Hüseyin Yetik'in Dijital Görüntüleme Sistemi" adı altında literatüre geçti.
Yetik, çalışmasına ilişkin bilgi verirken, prematüre çocuğun görme kabiliyeti eksik bir retinayla doğduğunu, olgunlaşmamış, görme kabiliyetini henüz kazanmamış retinanın doğum sonrası gelişme sürecinde bir takım sıkıntılara maruz kalmasının, gelişmesinin aksamasının da prematüre retinopatisi veya "ROP Hastalığı" olarak adlandırıldığını anlattı.
Daha önce sürdürülen tedavi yöntemine ilişkin bilgi veren Yetik, şu bilgileri aktardı:
"Damarsız retina tabakasını yakıyorduk. Bunun pratik karşılığı, hastanın görme alanının olması gerekenden daha küçük bir hale gelmesine razı oluyorduk. İkincisi ise o anormalleşmiş damarları da yakarak kontrolü elde etmeye çalışıyorduk. En azından bu vakte kadar gelişen retina bizim olsun maksadıyla belirli bir miktar kayba razı oluyorduk. Bu tedavide ise gözün içine bir ilaç enjekte ediyoruz ve bu ilaç enjeksiyonuyla anormalleşmiş damarların tümden ortadan kalkmasını sağlıyoruz. Vücut bu kez anormal damarların ortadan kalkmasını normal bir şekilde sağladığımız için sağlıklı damarlarını tekrar retina kumaşı üzerine doğru döşüyor ve olgunlaştırıyor. Tedaviden 6 ay, 1 yıl veya 4 yıl sonra bile o hastanın ROP hastalığı geçirmiş olduğuyla ilgili neredeyse en küçük bir delile bile rastlamıyoruz. Hemen hemen tamamen normal bir retina elde edebiliyoruz."
Yetik, kendi buluşu olan enjeksiyon görüntüleme tekniğini şöyle anlattı:
"Göz içine ilaç enjeksiyonları yıllar evvelden başlamış uygulamadır. Prematüre çocuklardan edindiğim tecrübe ile bir enjeksiyon tekniği tanımladım. Prof. Dr. Hüseyin Yetik'in İntravitral Enjeksiyon Tekniği adı altında enjeksiyon uygulaması, iğnenin göze girdiği, iğne ucunun göz içi boşluğunda görüldüğü ve gözün içine ilacın nasıl yayıldığını görüntüleyen sahneyi de kayda aldığımız video, film olarak yayına kabul edildi. Şu anda Springer yayınevinin internet sayfasında abonelerine o tekniğin videosunu da yayın halinde sunuyorlar. Meslektaşlarımız bu tekniği de yine bizim tanımladığımız teknik olarak oradan izleyip görebiliyor. Özellikle prematüre çocuklarının retinalarının tedaviden evvel, tedaviden sonraki süreçte ne olduğu dokümante edilip, gerek anne babaya anlatılması gerekse medikolegal gerekçelerle aktarılması çok önemlidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.