'Türk siyaseti saldırıya uğramıştır'
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıyı hatırlatarak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan saldırıya ilişkin, "Bu adamların kimliği ve geçmişlerine bakıldığında, kullanılmaya elverişli aparatlar olduklarına şahitlik ediyoruz" dedi
05.05.2025 13:45:00 / Güncelleme: 05.05.2025 13:49:37
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Halk TV'de yayımlanan Yeni Bir Sabah programında İsmail Küçükkaya'nın konuğu oldu. Programda gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik gerçekleştirilen fiziksel saldırıya ilişkin şunları söyledi:
"Bu meseleye bir siyasi pencereden bakmıyorum. Bu Türkiye'nin üzerinde durması icap eden çok önemli bir meseledir. Türk siyaseti saldırıya uğramıştır.
Bu saldırılar ve tehditler yeni değildir. Geride kalan saldırıların ve günümüzde yaşanan tehditlerin doğal bir sonucudur yaşananlar. Ben kınıyorum. Bir muhalefet partisi temsilcisiyim ama iktidar kınamakla yetinmemelidir.
Dolayısıyla bu kabul edilebilir olayların önceden tedbir alarak önlenebilmesinin mümkün olabileceğinin de artık kabul edilmesi gerekiyor. Mülki idare tedbir alır, kolluk kuvvetleri müdahale eder, yargı da gereken cezayı verir. Bu gibi durumlarda bir cezasızlık hali söz konusudur.
Kılıçdaroğlu'na bir saldırı yapıldı. 'İnek hırsızı' dendi ama neredeyse adamın heykelinin dikileceği bir noktaya taşındı siyaset ve kamuoyu gündemi. Bugün de bir evlat katilinden bahsediyoruz. Bu ve benzer saldırılarda esasen bu tür adamlar seçilir. Dolayısıyla bu adamların kimliği ve geçmişlerine bakıldığında kullanılmaya elverişli aparatlar olduklarına şahitlik ediyoruz ve bütün bunların hepsi de cezasızlıktan kaynaklanıyor.
Bu saldırılar siyasete yapılıyor, demokrasiye yapılıyor ama adi suç hükmünde yargılamalar gerçekleştiriliyor. Bu sıradan bir saldırı değildir. Bir kişinin, bir siyasi partinin genel başkanının siyaset yapma hak ve hürriyetine yapılmış bir saldırıdır. Yani doğrudan doğruya bir darp olayı değildir bu. Bu bir anayasal hakkın gaspına yönelik bir eylemdir. Ayrıca başkalarına da bunların yapılabilmesinin mümkün olduğunu gösteren bir provokasyon emaresidir."
'Alparslan Türkeş'in hatırasına bundan büyük saygısızlık olmaz'
Dervişoğlu, İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş'ın, Alparslan Türkeş'in mezarı başında ekibine yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Alparslan Türkeş'in bir anıt mezarı var ama anıt mezar statüsünde değil bu mezarlık. Oranın bir resmi statüsü de yoktur. Yani ora ailenin midir? Ailenindir. Türk milletinin midir? Türk milletinindir. Alparslan Türkeş ile olan gönül bağını koparmak için bundan daha büyük bir tuzak kurulamaz.
Siz Alparslan Türkeş'in mezarını onu sevenlere ve onun evlatlarına kapatırsanız bu işin nereye varacağını nasıl kestireceksiniz? Orası devletin arazisinin üzerinde milletin evladının yattığı bir yerdir. Hiç kimsenin inhisarında ya da korumasında olan bir alan değildir.
Oraya eğer birileri gidip ziyaretçilerin giriş ve çıkışlarını denetlemeye kalkarsa, bir kısım insanların ziyaretini engellemeye kalkışırsa yaptıkları iş fuzuli işgalin ötesine geçer. Buradan özellikle devlet yetkililerine de sesleniyorum. O kabrin bulunduğu anıt mezar niteliğindeki yere anıt mezar statüsü kazandıracak kanuni düzenlemeyi yapmak için zaman kaybetmeden adım atmaları gerekiyor.
Bu yapılan işler doğrudan doğruya Alparslan Türkeş'i milletten koparma çabası ve gayretidir. Hiç kimsenin bunu yapmaya hakkı ve selahiyeti yoktur. Yaptıkları iş bölücülüktür. Bakın bu ülkede, bu ülkenin ve bu milletin birliğinin temini öyle hiç kolay bir iş değildir.
Siz sağcı-solcu mezarlığı diye bir yer duydunuz mu? Alevi-Sünni mezarlığı diye bir şey duydunuz mu? Kürt-Türk mezarlığı diye bir şey duydunuz mu? Mezarlıklarımız bizimdir. Kim burada hangi hakla kimin mezarını gasp etmeye kalkışıyor? Bu sorunun cevabının aranması lazım. Bu millete yapılmış büyük bir haksızlıktır. Bu işin gideceği yer bölücülüktür."
"Bu meseleye bir siyasi pencereden bakmıyorum. Bu Türkiye'nin üzerinde durması icap eden çok önemli bir meseledir. Türk siyaseti saldırıya uğramıştır.
Bu saldırılar ve tehditler yeni değildir. Geride kalan saldırıların ve günümüzde yaşanan tehditlerin doğal bir sonucudur yaşananlar. Ben kınıyorum. Bir muhalefet partisi temsilcisiyim ama iktidar kınamakla yetinmemelidir.
Dolayısıyla bu kabul edilebilir olayların önceden tedbir alarak önlenebilmesinin mümkün olabileceğinin de artık kabul edilmesi gerekiyor. Mülki idare tedbir alır, kolluk kuvvetleri müdahale eder, yargı da gereken cezayı verir. Bu gibi durumlarda bir cezasızlık hali söz konusudur.
Kılıçdaroğlu'na bir saldırı yapıldı. 'İnek hırsızı' dendi ama neredeyse adamın heykelinin dikileceği bir noktaya taşındı siyaset ve kamuoyu gündemi. Bugün de bir evlat katilinden bahsediyoruz. Bu ve benzer saldırılarda esasen bu tür adamlar seçilir. Dolayısıyla bu adamların kimliği ve geçmişlerine bakıldığında kullanılmaya elverişli aparatlar olduklarına şahitlik ediyoruz ve bütün bunların hepsi de cezasızlıktan kaynaklanıyor.
Bu saldırılar siyasete yapılıyor, demokrasiye yapılıyor ama adi suç hükmünde yargılamalar gerçekleştiriliyor. Bu sıradan bir saldırı değildir. Bir kişinin, bir siyasi partinin genel başkanının siyaset yapma hak ve hürriyetine yapılmış bir saldırıdır. Yani doğrudan doğruya bir darp olayı değildir bu. Bu bir anayasal hakkın gaspına yönelik bir eylemdir. Ayrıca başkalarına da bunların yapılabilmesinin mümkün olduğunu gösteren bir provokasyon emaresidir."
'Alparslan Türkeş'in hatırasına bundan büyük saygısızlık olmaz'
Dervişoğlu, İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş'ın, Alparslan Türkeş'in mezarı başında ekibine yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Alparslan Türkeş'in bir anıt mezarı var ama anıt mezar statüsünde değil bu mezarlık. Oranın bir resmi statüsü de yoktur. Yani ora ailenin midir? Ailenindir. Türk milletinin midir? Türk milletinindir. Alparslan Türkeş ile olan gönül bağını koparmak için bundan daha büyük bir tuzak kurulamaz.
Siz Alparslan Türkeş'in mezarını onu sevenlere ve onun evlatlarına kapatırsanız bu işin nereye varacağını nasıl kestireceksiniz? Orası devletin arazisinin üzerinde milletin evladının yattığı bir yerdir. Hiç kimsenin inhisarında ya da korumasında olan bir alan değildir.
Oraya eğer birileri gidip ziyaretçilerin giriş ve çıkışlarını denetlemeye kalkarsa, bir kısım insanların ziyaretini engellemeye kalkışırsa yaptıkları iş fuzuli işgalin ötesine geçer. Buradan özellikle devlet yetkililerine de sesleniyorum. O kabrin bulunduğu anıt mezar niteliğindeki yere anıt mezar statüsü kazandıracak kanuni düzenlemeyi yapmak için zaman kaybetmeden adım atmaları gerekiyor.
Bu yapılan işler doğrudan doğruya Alparslan Türkeş'i milletten koparma çabası ve gayretidir. Hiç kimsenin bunu yapmaya hakkı ve selahiyeti yoktur. Yaptıkları iş bölücülüktür. Bakın bu ülkede, bu ülkenin ve bu milletin birliğinin temini öyle hiç kolay bir iş değildir.
Siz sağcı-solcu mezarlığı diye bir yer duydunuz mu? Alevi-Sünni mezarlığı diye bir şey duydunuz mu? Kürt-Türk mezarlığı diye bir şey duydunuz mu? Mezarlıklarımız bizimdir. Kim burada hangi hakla kimin mezarını gasp etmeye kalkışıyor? Bu sorunun cevabının aranması lazım. Bu millete yapılmış büyük bir haksızlıktır. Bu işin gideceği yer bölücülüktür."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.