Edirne'ye vardığınızda yaprak ciğerinden yemeden dönmeyiniz derler. Bizler de Edirne'ye vardığımızda yaptığımız ilk iş Selimiye Camii'ni gezdikten sonra biraz da acıkınca ciğer yemek oldu. Ciğer usta bir maharetle çok ince kıyıldıktan sonra una boca edilip yağın içerisinde 40 saniye kızartılıp servis ediliyor. Birçok tarihi çarşısı olan Edirne gezilip görülmesi gereken çok güzel butik bir şehir.
Selimiye Camii çekimlerinden sonra ve ciğerimizi yedikten sonra uçsuz bucaksız ekin tarlalarında bulduk kendimizi. Trakya toprakları çok bereketli ve mahsulü bol veren topraklar. Kapıkule sınır kapısını gördükten ve Meriç nehri kıyısında ufak bir gezinti yaptıktan sonra eli nasırlı köylümüze mikrofon uzattık. Her zaman ki gibi bir dokunduk bin ah işittik.
Köylü ve çiftçimiz gerçekten çaresiz sevgili okurlar. Düşünebiliyor musunuz, yıllardan beri ekip biçiyorsunuz, ürününüz ya para etmiyor ya da ederinin altında satılıyor. Girdilere yüzde yüz, yüzde iki yüz zam gelirken üretilen ürünler yerinde sayıyor. Bankalara borcu olmayan ve toprağı ipotek altında olmayan bir çiftçi göstermek çok zor…
Mikrofon uzattığımız Edirne Ziraat Odası yönetim kurulu eski başkanı Erdal Akgün, "Uzun yıllardır borçların devamlı devrolmasından dolayı Trakya'da çiftçilerin yüzde 90'ının tarlalarının ipotekli olduğu kanaatindeyim. Bu ülke ekonomisini de ortaya koyuyor. Türk tarımı tarihin en kötü dönemini yaşıyor. Çünkü AK Parti iktidarında birinci dönemin haricinde hiç bir zaman tarım işin ehli insanlara bırakılmadı. Tarımı bilmeyenler veya sadece kendi bölgesine hizmet eden Tarım Bakanları ile karşılaştık. Verilen sözler yerine getirilmiyor. Tarım ve hayvancılıkta tehlike çanı çalmıyor çanlar kırıldı bitti. Trakya'da tarım bitti diyebiliriz. Topraklar büyük sermayeye gidiyor. Daha önce araziler miras yoluyla paylaşılamazdı, artık çiftçinin tarlalarını bankalar satıyor" şeklinde konuştu mikrofonlarımıza…
Hayvancılığın durumunun tarımdan daha kötü olduğunu ve ahırların boş kaldığını ifade eden Akgün şöyle devam etti: "Hayvancılık tarımdan da kötü, para kazanılmıyor. Ahırlar boşaldı ahırlarda hayvan kalmadı. Yıllardır söylüyoruz maalesef iktidar bizlerin feryadına değil büyük sermayeye hizmet etti. Gerçek üreticiye hizmet etmedi. Hep söyledik özellikle bölgemizde büyük şehirlerden gelen yatırımcılar devletten kredi kullandılar, hayvan aldılar. Büyük krediler kullanıldı. Resmen onlar terk edildi gitti büyük firmaların buraya gelip hayvancılıkla ilgili yaptığı yatırımlarda bazı işletmelerde hayvanların açlıktan öldüğüne şahit olduk. Çünkü onlar için kredi almak önemliydi. Aldılar krediyi 'Hayvanlar ne olursa olsun' dediler. Yani iktidar onlara yaptığının onda birini bizlere yapsaydı bugün belki de Türkiye'de en büyük gelişim hayvancılıkta yaşanacaktı. Ama hiç bir zaman için bizlere kulak vermediler, bizleri dinlemediler."
Trakya çiftçisinin borç batağında olduğunu belirten Akgün; "AK Parti iktidara geldiğinden beri Trakya'da ne kadar ürün üretiliyorsa 20 yıldır yerle bir olduğunu görüyoruz. Trakya'ya özgü bir ürünün yıllardır para yapmamasından dolayı Trakya çiftçisi fakir düştü. İlimizin nüfusunun yarısı kadar olmayan Bulgaristan'ın parasının altında Türk Lirası'nın bir anlamda ezildiğini görmekten utanıyorum.
Tarımda kalıcı bir çözümün olması gerektiğinin altını çizen Akgün; "Uzun yıllardır tarımın sorunlarını her yerde dile getirdik. 'Bu tarım politikaları üreticiyi bitirir' dedik. Artık bitme noktasına gelmişken Ziraat Bankası'nın yanında özel bankalar da yapılandırmaya gidiyor. Kesin çözüm olarak görmüyorum. Bu işin kesin çözümü borç ve faiz silme gibi önlemler alınmalı. Çünkü hak etmediğimiz durumla karşı karşıyayız. Tarımda girdiler yüzde 200-300 artarken, ürünlerde düşüş yaşanması çiftçiyi bu hale getirdi. 20 yıldır sadece tarımı bilen bir Tarım Bakanı geldi o da Musa Demirci idi. Maalesef 60-70-80-90'lı yılların tarım bakanlarını özledik. Feryadımız haykırışlarımız iktidar tarafından görülmedi. Arpa ile buğdayı, pirinçle bulguru ayıramayan insanlar tarım bakanı oldu. Türk çiftçisinin Türk hayvancısının batışını hazırladılar. Şu anda hayvanlarımızı satamaz duruma geldik alıcı yok. Ne yapacağımızı şaşırdık. Tarımın çöküşü demek ülkenin çöküşü demek. Tarımda ürünlerinde dışa bağımlılık artarsa Türkiye'nin ekonomisinin daha da kötüye gideceği düşüncesindeyiz. Derhal önlem alınmalı, önlem alınmazsa Türk tarımının başı sağ olsun diyorum" şeklinde konuştu.
'Çiftçi neden kepek ekmiyor diyen bakanımız var'
Şu anki tarım bakanı 'Çiftçi neden kepek ekmiyor?' diyor… Kepek ve buğdayın ne olduğunu bilmeyen bir tarım bakanıyla karşı karşıyayız. Büyüklerin "Tarlada izi olmayanın harmanda sözü olmaz" diye bir sözü vardır. Bize tarlada izi olan bakan, tarımı iyi bilen insanlar lazım.
Haftaya yeni köy meydanları ve hasat yerlerinde buluşmak üzere…
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023