Türkiye bir emirlik, Başbakan emir mi?

CHP’li bir heyet Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüştü.
Ne dedi Esad?
—Hükümet ile köprüler atıldı, ama biz Türk halkını ayırıyoruz, biz bu iki halkın birbirine düşman olmasını istemiyoruz.
—Suriye’deki terör arttı, Türkiye’nin bunda çok büyük rolü var, şu anda 23 uyruktan terörist var, daha önce birkaç grup vardı. Bize en çok terörist Libya ve Yemen’den geliyor. Türkiye burada bir koordinatör ülke durumuna geldi. 2 bin tane Libyalı aldılar, İstanbul’da eğittiler, buraya gönderdiler.
—Katar bize komşu değil, Katar üzerinden milyarca dolar Türkiye’ye yardım geliyor. Bu para nereye gidiyor?
—Çözüm Türkiye’nin silah ve para insan girişlerini kontrol etmesinden geçiyor. Türkiye sınırından terörist, para girmesin biz bu sorunuzu çözeriz.
—Suriye halkı bu savaşı kazanırsa iki kişi kaybedecek, Erdoğan ve Katar Emiri. Çünkü savaş üzerine ikballerini inşa etmişlerdir. Suriye halkı kazanırsa Erdoğan’ın başkanlık hayalleri de karizması da boşa gidecek.
—Kuzey Suriye’deki Kürtler, Kuzey Irak’taki Kürtler görüşme halinde. Türkiye’deki Kürtleri de alarak bir devlet kurma çabası içerisinde. Erdoğan bunu görüyor ve kullanıyor.
Esad özetle bunları söylüyor.
Konuşmasından yola çıkarsak Esad’ın gücünden hiçbir şey kaybetmemiş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Esad konumunu daha da güçlendirmiş bir rahatlıkla konuşuyor.
Rusya’dan gelen son açıklama da Suriye’de desteğin güçlenerek sürdüğünü gösteriyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Suriye’de rejimi değiştirmek için yürütülen çalışmalara kesinlikle katılmadıklarını kaydederek, “Rusya olarak, Beşar Esad’dan görevini bırakmasını kesinlikle istemeyeceğiz. Rejim değişikliği tertiplerine karşıyız. İç sorunlara müdahale edilmesine de karşıyız” ifadelerini kullandı.
Suriye muhalefetinin bile Beşar Esad’la müzakerelere yeşil ışık yakması Türkiye ve Katar’ın destekledikleri muhaliflerce bile terk edildiklerini gösteriyor. Bu durum Esad’ı haklı çıkarıyor.
Esad’ın Suriye kazanırsa iki kişi kaybedecek dediği Erdoğan ve Katar Emiri için ufukta büyük bir yenilgi uzun zamandır görülüyor ve süreç uzadıkça ve Rusya’nın desteği sürdükçe bu yenilgi giderek yaklaşıyor.
Katar’la Suriye sınır komşusu değil. Dolayısıyla Suriye halkı Esad’ın iktidarda kalmasına karar verirse Katar Türkiye’ye göre daha rahat olabilecektir. Ama Türkiye AKP hükümetinin Suriye ile Türkiye arasına ektiği fitne tohumlarının şokunu çok uzun yıllar yaşayacak gibi görünüyor.
Türkiye uzun yıllardır mücadele ettiği PKK terör örgütünü tamamen bitirememesinin en önemli nedeni terörün arkasındaki dış desteklerin varlığıydı. Türkiye çok etkili mücadele etse, çok büyük darbeler vursa bile terör kısa zamanda yeniden palazlandı. Çünkü dış odaklar sürekli para akıttı teröre.
Şimdi de Suriyeli isyancılara -Esad 23 ülkeden teröristin Suriye’de olduğunu söylüyor. 2 bin Libyalının İstanbul’da eğitim verilip Suriye’ye gönderildiğini iddia ediyor- Katar’dan gelen milyarlarca dolar Türkiye aracılığıyla verildiği iddia ediliyor. Bunlar çok vahim iddialar. Türkiye bu yaptıklarıyla maalesef PKK’nın arkasındaki devletlerin rolüne adeta bürünmüş durumda.
Suriye’de bir halk hareketi olmadığı da isyancıların ancak Türkiye ve Katar aracılığıyla sağlanan yardımlarla ayakta kalabilmelerinden anlaşılıyor.
Eğer Suriye’deki olaylar bir halk hareketi olsaydı dış destek olmasa bile hiçbir hükümet ve hiçbir ordu duramazdı. Kendi evlatlarından oluşan bir ordu ayaklanan halkın karşısında ne yapabilir? Hiçbir şey yapamaz. Dolayısıyla Suriye’deki isyanlar Türkiye ve Katar istediği için sürmektedir. Ölümlerin devam etmesinin nedeni Türkiye ve Katar’ın ısrarla yanlışına devam etmek istemeleridir.
Katar Emiri bir diktatör olarak halkını kendi kölesi gibi gördüğü için ülkesini, milletini ülkesini tehlikeye atarak, kendi malı gibi har vurup harman savurduğu Katar halkının servetini isyancı teröristlerin emrine amade kılmış olabilir, bunu anlayabiliyoruz.
Ama anlamakta güçlük çektiğimiz şey demokratik hukuk devleti Türkiye’nin AKP sayesinde Katar Emirliğiyle ortak olarak aynı adımları atıyor olmasıdır.
Yoksa Başbakan kendini bir emir, Türkiye’yi de bir emirlik mi zannetmektedir?