Türkiye ekonomisi küresel etkilerin kıskacında
Küresel ekonomideki dalgalanmaların arttığı bu dönemde, faiz oranları ve enflasyonla mücadele öne çıkıyor. Türkiye ise uyguladığı yeni politikalarla bu çalkantılı süreçte ekonomik istikrarını koruma ve büyüme hedeflerine ulaşma arayışında
16.06.2025 17:23:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Bugün küresel ekonomi, bir yandan devam eden jeopolitik gerilimler, diğer yandan ise büyük ekonomilerin enflasyonla mücadele stratejilerinin yarattığı belirsizliklerle şekilleniyor.
Yılın ortasına yaklaşırken, piyasalardaki oynaklıklar ve faiz oranlarındaki potansiyel değişimler, Türkiye ekonomisi üzerinde de belirgin etkiler yaratıyor.
ENFLASYON, FAİZ ORANLARI VE BÜYÜME BEKLENTİLERİ
Küresel çapta, ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi büyük merkez bankalarının enflasyonla mücadeledeki kararlılığı, faiz oranlarının seyrini belirleyen temel faktör olmaya devam ediyor.
Son dönemde açıklanan enflasyon verileri, özellikle enerji ve gıda fiyatlarındaki belirli bir istikrarlaşmaya işaret etse de, çekirdek enflasyonun hala hedeflerin üzerinde seyretmesi, sıkı para politikalarının bir süre daha devam edebileceği beklentisini güçlendiriyor. Bu durum, küresel likidite koşullarını etkilerken, gelişmekte olan piyasalar için sermaye akışlarında hassasiyet yaratıyor.
Çin ekonomisindeki büyüme ivmesi, global tedarik zincirlerinin sağlığı ve emtia fiyatları üzerinde önemli bir belirleyici konumda. Makroekonomik veriler, Çin'in hedeflenen büyüme oranlarına ulaşmakta zorlandığını gösterirken, bu durum küresel talep beklentilerini aşağı yönlü etkileyebiliyor.
Avrupa ekonomisi ise, enerji maliyetleri ve jeopolitik risklerin baskısıyla daha yavaş bir toparlanma süreci yaşıyor.
TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Türkiye ekonomisi, bu küresel dalgalanmalara karşı kendine özgü dinamikleriyle bir denge arayışında. Hükümetin ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) uyguladığı ortodoks politikaların devam etmesi, özellikle enflasyonla mücadelede kararlılık mesajı verirken, bu durum küresel yatırımcıların Türkiye'ye yönelik algısını da şekillendiriyor.
MALİYET ENFLASYONU SORUN OLMAYA DEVAM EDİYOR
Küresel enflasyonist baskıların hafiflemesi, Türkiye'deki enflasyonla mücadele çabalarını bir nebze destekleyebilir. Ancak, yurt içi talep koşulları, döviz kuru hareketleri ve maliyet enflasyonu, TCMB'nin faiz politikalarını belirlemede kritik faktörler olmaya devam ediyor. Küresel faiz oranlarındaki potansiyel düşüşler, Türkiye'nin dış finansman maliyetlerini hafifletebilir ve sermaye girişlerini teşvik edebilir.
Küresel büyümedeki yavaşlama, Türkiye'nin ihracat performansını etkileyebilir. Özellikle Avrupa Birliği'nin ana ihracat pazarı olması nedeniyle, Avrupa'daki ekonomik daralmalar Türkiye'nin ihracat hacmini olumsuz etkileyebilir. Öte yandan, enerji ve emtia fiyatlarındaki olası düşüşler, ithalat maliyetlerini azaltarak cari açığın daralmasına katkı sağlayabilir.
JEOPOLİTİK RİSTLER YABANCI SERMAYEYİ ETKİLİYOR
Küresel likidite koşulları ve yatırımcıların risk algısı, Türkiye'ye gelen Doğrudan Yabancı Yatırımcıların miktarını doğrudan etkiliyor. Enflasyonla mücadelede kaydedilen bir nebze ilerleme ve makroekonomik istikrarın sağlanması, Türkiye'nin uluslararası yatırımcılar için cazibesini artırabilir. Ancak, jeopolitik riskler ve öngörülebilirlik seviyesi, bu konuda belirleyici olmaya devam edecektir.
Küresel seyahat kısıtlamalarının ve salgın sonrası normalleşmenin ardından turizm sektörü güçlü bir toparlanma sergilemişti. Ancak, küresel resesyon endişeleri ve gelir seviyelerindeki düşüş, seyahat harcamalarını etkileyerek turizm gelirleri üzerinde baskı yaratabilir.
Sonuç olarak küresel ekonomi, belirsizlikler ve fırsatlar arasında bir denge noktasında. Enflasyonla mücadele, faiz oranlarının seyri ve büyük ekonomilerin büyüme performansları, önümüzdeki dönemin ana belirleyicileri olacak.
Türkiye ekonomisi, uyguladığı politikalarla bu dalgalanmalara karşı dayanıklılığını artırmaya çalışırken, küresel gelişmelerin doğrudan etkilerini yönetmek zorunda kalacak.
Orta ve uzun vadede sürdürülebilir büyüme için yapısal reformların devamlılığı ve öngörülebilir bir ekonomik ortamın sağlanması, Türkiye'nin küresel ekonomideki konumunu daha da güçlendirecektir. Küresel piyasaları yakından takip etmek ve makroekonomik dengeleri korumak, bu dönemin anahtarı olacaktır.
Yılın ortasına yaklaşırken, piyasalardaki oynaklıklar ve faiz oranlarındaki potansiyel değişimler, Türkiye ekonomisi üzerinde de belirgin etkiler yaratıyor.
ENFLASYON, FAİZ ORANLARI VE BÜYÜME BEKLENTİLERİ
Küresel çapta, ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi büyük merkez bankalarının enflasyonla mücadeledeki kararlılığı, faiz oranlarının seyrini belirleyen temel faktör olmaya devam ediyor.
Son dönemde açıklanan enflasyon verileri, özellikle enerji ve gıda fiyatlarındaki belirli bir istikrarlaşmaya işaret etse de, çekirdek enflasyonun hala hedeflerin üzerinde seyretmesi, sıkı para politikalarının bir süre daha devam edebileceği beklentisini güçlendiriyor. Bu durum, küresel likidite koşullarını etkilerken, gelişmekte olan piyasalar için sermaye akışlarında hassasiyet yaratıyor.
Çin ekonomisindeki büyüme ivmesi, global tedarik zincirlerinin sağlığı ve emtia fiyatları üzerinde önemli bir belirleyici konumda. Makroekonomik veriler, Çin'in hedeflenen büyüme oranlarına ulaşmakta zorlandığını gösterirken, bu durum küresel talep beklentilerini aşağı yönlü etkileyebiliyor.
Avrupa ekonomisi ise, enerji maliyetleri ve jeopolitik risklerin baskısıyla daha yavaş bir toparlanma süreci yaşıyor.
TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Türkiye ekonomisi, bu küresel dalgalanmalara karşı kendine özgü dinamikleriyle bir denge arayışında. Hükümetin ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) uyguladığı ortodoks politikaların devam etmesi, özellikle enflasyonla mücadelede kararlılık mesajı verirken, bu durum küresel yatırımcıların Türkiye'ye yönelik algısını da şekillendiriyor.
MALİYET ENFLASYONU SORUN OLMAYA DEVAM EDİYOR
Küresel enflasyonist baskıların hafiflemesi, Türkiye'deki enflasyonla mücadele çabalarını bir nebze destekleyebilir. Ancak, yurt içi talep koşulları, döviz kuru hareketleri ve maliyet enflasyonu, TCMB'nin faiz politikalarını belirlemede kritik faktörler olmaya devam ediyor. Küresel faiz oranlarındaki potansiyel düşüşler, Türkiye'nin dış finansman maliyetlerini hafifletebilir ve sermaye girişlerini teşvik edebilir.
Küresel büyümedeki yavaşlama, Türkiye'nin ihracat performansını etkileyebilir. Özellikle Avrupa Birliği'nin ana ihracat pazarı olması nedeniyle, Avrupa'daki ekonomik daralmalar Türkiye'nin ihracat hacmini olumsuz etkileyebilir. Öte yandan, enerji ve emtia fiyatlarındaki olası düşüşler, ithalat maliyetlerini azaltarak cari açığın daralmasına katkı sağlayabilir.
JEOPOLİTİK RİSTLER YABANCI SERMAYEYİ ETKİLİYOR
Küresel likidite koşulları ve yatırımcıların risk algısı, Türkiye'ye gelen Doğrudan Yabancı Yatırımcıların miktarını doğrudan etkiliyor. Enflasyonla mücadelede kaydedilen bir nebze ilerleme ve makroekonomik istikrarın sağlanması, Türkiye'nin uluslararası yatırımcılar için cazibesini artırabilir. Ancak, jeopolitik riskler ve öngörülebilirlik seviyesi, bu konuda belirleyici olmaya devam edecektir.
Küresel seyahat kısıtlamalarının ve salgın sonrası normalleşmenin ardından turizm sektörü güçlü bir toparlanma sergilemişti. Ancak, küresel resesyon endişeleri ve gelir seviyelerindeki düşüş, seyahat harcamalarını etkileyerek turizm gelirleri üzerinde baskı yaratabilir.
Sonuç olarak küresel ekonomi, belirsizlikler ve fırsatlar arasında bir denge noktasında. Enflasyonla mücadele, faiz oranlarının seyri ve büyük ekonomilerin büyüme performansları, önümüzdeki dönemin ana belirleyicileri olacak.
Türkiye ekonomisi, uyguladığı politikalarla bu dalgalanmalara karşı dayanıklılığını artırmaya çalışırken, küresel gelişmelerin doğrudan etkilerini yönetmek zorunda kalacak.
Orta ve uzun vadede sürdürülebilir büyüme için yapısal reformların devamlılığı ve öngörülebilir bir ekonomik ortamın sağlanması, Türkiye'nin küresel ekonomideki konumunu daha da güçlendirecektir. Küresel piyasaları yakından takip etmek ve makroekonomik dengeleri korumak, bu dönemin anahtarı olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.