İktidar konuşmadan konuşmayan bir ana muhalefet partisi olur mu demeyin, çünkü var…
CHP, hükümet konuşmadan konuşmuyor.
Uludere istihbaratının ABD’den geldiği haberleri konusundaki görüşleri sorulan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Hele bir hükümet konuşsun bakalım ne diyecek” diye cevap vermiş.
Uludere’de ABD’nin yanlış ve maksatlı istihbaratıyla 34 vatandaşımızın öldüğü olayda Türkiye’nin ana muhalefet partisinin genel başkanının söyleyebileceği hiçbir söz yoksa eğer o zaman Meclis’te gerçekten bir muhalefet var mı yok mu bence tartışılmalıdır.
Hadi iktidara bir şey diyemiyor CHP bunu anlıyorum. Yeni CHP’nin misyonu iktidarı yıpratmadan muhalefet etmek bunu görüyoruz.
Ama istihbaratı veren ABD’ye edecek bir lafı da mı yok CHP’nin?
Yoksa tıpkı Uludere’de istihbaratın ABD’den geldiğini söylemeyenlerin yaptığı gibi ABD’yi zor durumda bırakmaktan mı çekiniyor CHP?
Durum buysa pek çok konuda olduğu gibi ABD hassasiyeti konusunda da AKP’yle CHP’nin aynı paydayı paylaştığı ortaya çıkmaktadır.
İktidara söz söyleyemeyen, ABD’yi eleştirmeyen bir muhalefet ne iş yarar?
Böyle bir iktidar ve dillere destan bir ana muhalefetin olduğu Türkiye’yi kusura bakmayın kimse ciddiye almaz.
ABD de ciddiye almıyor ve verdiği yanlış istihbaratı itiraf bile ederek adeta Türkiye’yle dalga geçiyorlar.
Şimdi bu aşamadan sonra ne yapılması gerekiyor?
Aklın yolu bir.
Türkiye, vatandaşlarımızın ölümüyle sonuçlanan olaylara sebep olan ve hiçbir işe yaramayan ABD’yle istihbarat paylaşımına hiç zaman kaybetmeden son vermelidir.
Uludere’deki faciaya sebep olan istihbaratı sağlayan ABD’ye bundan sonra Türkiye nasıl güvenebilecektir? Bu bağlamda Türkiye bu gerçeği de ifade ederek ABD’yle istihbarat paylaşımını elan sonlandırmalıdır.
Haddizatında hiçbir bağımsız devlet sınırının birkaç kilometre ötesini başka bir ülkenin aracılığıyla gözlemlemez. Başka bir ülkeden gelen istihbarata göre hiçbir bağımsız devlet harekete geçmez.
Türkiye’de ise siyaseti başta olmak üzere tam kadro ABD’ye iman derecesinde bir bağlılık var.
Oysa teknolojisi ne kadar yüksek olursa olsun, başka bir ülkenin size vereceği istihbarat asla tam güvenilir değildir. Kendi eski teknolojinizle elde edeceğiniz, hatta çıplak gözle kendi imkânlarınızla elde edeceğiniz istihbarat, en sağlıklı, en güvenilir istihbarat olacaktır.
Türkiye şu anda istihbaratı ABD’den dileniyor. Güvenliğini ise NATO’dan…
Türkiye’nin bu yanlışlara bir an önce son vermesi Uludere gibi üzücü ve utanç verici faciaların bir daha yaşanmaması için şarttır.
CHP, hükümet konuşmadan konuşmuyor.
Uludere istihbaratının ABD’den geldiği haberleri konusundaki görüşleri sorulan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Hele bir hükümet konuşsun bakalım ne diyecek” diye cevap vermiş.
Uludere’de ABD’nin yanlış ve maksatlı istihbaratıyla 34 vatandaşımızın öldüğü olayda Türkiye’nin ana muhalefet partisinin genel başkanının söyleyebileceği hiçbir söz yoksa eğer o zaman Meclis’te gerçekten bir muhalefet var mı yok mu bence tartışılmalıdır.
Hadi iktidara bir şey diyemiyor CHP bunu anlıyorum. Yeni CHP’nin misyonu iktidarı yıpratmadan muhalefet etmek bunu görüyoruz.
Ama istihbaratı veren ABD’ye edecek bir lafı da mı yok CHP’nin?
Yoksa tıpkı Uludere’de istihbaratın ABD’den geldiğini söylemeyenlerin yaptığı gibi ABD’yi zor durumda bırakmaktan mı çekiniyor CHP?
Durum buysa pek çok konuda olduğu gibi ABD hassasiyeti konusunda da AKP’yle CHP’nin aynı paydayı paylaştığı ortaya çıkmaktadır.
İktidara söz söyleyemeyen, ABD’yi eleştirmeyen bir muhalefet ne iş yarar?
Böyle bir iktidar ve dillere destan bir ana muhalefetin olduğu Türkiye’yi kusura bakmayın kimse ciddiye almaz.
ABD de ciddiye almıyor ve verdiği yanlış istihbaratı itiraf bile ederek adeta Türkiye’yle dalga geçiyorlar.
Şimdi bu aşamadan sonra ne yapılması gerekiyor?
Aklın yolu bir.
Türkiye, vatandaşlarımızın ölümüyle sonuçlanan olaylara sebep olan ve hiçbir işe yaramayan ABD’yle istihbarat paylaşımına hiç zaman kaybetmeden son vermelidir.
Uludere’deki faciaya sebep olan istihbaratı sağlayan ABD’ye bundan sonra Türkiye nasıl güvenebilecektir? Bu bağlamda Türkiye bu gerçeği de ifade ederek ABD’yle istihbarat paylaşımını elan sonlandırmalıdır.
Haddizatında hiçbir bağımsız devlet sınırının birkaç kilometre ötesini başka bir ülkenin aracılığıyla gözlemlemez. Başka bir ülkeden gelen istihbarata göre hiçbir bağımsız devlet harekete geçmez.
Türkiye’de ise siyaseti başta olmak üzere tam kadro ABD’ye iman derecesinde bir bağlılık var.
Oysa teknolojisi ne kadar yüksek olursa olsun, başka bir ülkenin size vereceği istihbarat asla tam güvenilir değildir. Kendi eski teknolojinizle elde edeceğiniz, hatta çıplak gözle kendi imkânlarınızla elde edeceğiniz istihbarat, en sağlıklı, en güvenilir istihbarat olacaktır.
Türkiye şu anda istihbaratı ABD’den dileniyor. Güvenliğini ise NATO’dan…
Türkiye’nin bu yanlışlara bir an önce son vermesi Uludere gibi üzücü ve utanç verici faciaların bir daha yaşanmaması için şarttır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024