IMF'nin Arjantin'i batırmasıyla birlikte, ister istemez Türkiye, aynanın karşısına geçmek zorunda kaldı. Ankara'da politikacılarımız başta olmak üzere herkes nihayet birbirine kısık sesle, gerçekten halimizin Arjantin'e benzeyip benzemediğini sordu, soruyor. Kısık sesle... Çünkü ola ki, bu sual etrafta duyulursa piyasa göçer fobisi var. Ama sualin güya kendilerince cevabını haykırarak veriyorlar: Türkiye Arjantin olmaz.
Türkiye, Arjantin olmaz mı?
Olmaz değil; belki olamaz. Niye mi?
Türkiye o devreyi sessiz sedasız geçirdi.
Şu anda Türk ekonomisi Arjantin tablosundan çok daha ağır şartlarda debeleniyor.
Halimiz Arjantin'inkinden daha fena...
Arjantin'in iç-dış borç toplamı 130 milyar dolar civarında.
Türkiye'ninkisini ise net olarak bilen yok. En alt rakamlarla söylersek iç-dış borç toplamımız 230-240 milyar dolar civarında. Kimileri bu rakamın sadece dış borç toplamı olduğunu bile ifade ediyor.
Arjantin, yüzde 3000'lerde gezinen enflasyonu, 1993-95'te yüzde 3'lere kadar çekti.
Türk ekonomisi yüzde 3'lük enflasyonu hayal bile edemedi, edemiyor.
1990-2000 döneminde Arjantin'e 80 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye, 150 milyar dolar da sıcak para girişi oldu.
Aynı dönemde Türkiye'ye giren doğrudan yabancı sermaye 10 milyar dolar civarında. Yabancı sermaye sevdalıları ve özelleştirme furyacıları için bu rakamlar Türkiye'nin aleyhine gibi görülse de şimdi Ankara'da herkes elini oğuşturup, iyi ki girmemişler, diyor.
Arjantin'de kişi başına milli gelir 9 500-10 000 dolar.
Türkiye'de bu rakam, krizden önce 3 100 dolar civarındaydı; krizden sonra ise 2 300 dolar.
Arjantin'de ihracat-ithalat dengesi sözkonusu. İthalat 27 milyar dolar, ihracat 27 milyar dolar. Açık yok.
Türkiye ise ithalat cenneti... İhracat 27 milyar dolar, ithalat 54 milyar dolar. Açık 27 milyar dolar.
Arjantin'de asgari ücret bile 200 dolar. Türkiye'de 83 dolar.
Bütün bu ekonomik göstergeler, Arjantin tablosunun Türk ekonomisinden kat be kat daha iyi durumda olduğunu ortaya koyuyor. Bu tabloya rağmen IMF Arjantin'i göçertiyor.
Bahane basit... Arjantin, 1.3 milyar dolarlık IMF borcu için uzatma istiyor, taksit yapın diyor. O kadar.
Türkiye bugün tarımından, sanayisinden, bağımsızlığından, milli egemenliğinden, milli hukukundan... tavizler sunarak borç alıyor. Borcunu kabartıyor. Geçmiş borcunu, aldığı yeni borçla ödüyor. İşin sonunu düşünen yok.
1.3 milyar dolar için Arjantini göçerten IMF, acaba Türkiye'yi kaç dolar için göçertir hesabı yapıyor koalisyon. Kemal Derviş ne derse kanun olup çıkıyor. Çünkü o, kendinden konuşmuyor. Yazık.
2002 yılının ilk 6 ayında toplayacağımız vergiler, borçlarımızın faizlerine yetmiyor. Memura, işçiye, kim, nereden maaş verecek bilen yok. Koalisyon, işi IMF ve Derviş'e ihale etti; ne denilirse yapıp borç alıyor o kadar.
Arjantin patladı kurtuldu.
Bu tablo ile IMF, Türkiye'yi gümbürdetirse Arjantin'inkine benzemez. Ulusal güvenlik bir yana, ülkenin geleceği yok ediliyor sinsice. Aklımızı başımıza devşirelim.
Haa... Şimdiye kadar niye mi gümbürdemedik?
Dünya ne kadar küreselleşirse küreselleşsin, sosyal ve ekonomik tabloların hep milli bir tarafı vardır. Toplumlar, hep bu milli zemine basar, bu zeminde yürür. Bu zeminden ayağa kalkar. Bu zemin çökertilirse, millet çöker.
Uzun süreden beri bu zemini zayıflatacak her türlü erozyon sürüyor. Ama bizde henüz bu zemin tam olarak göçertilemedi. Millet buraya tutunuyor.
Kuvay-ı Milliye mitinglerinde Prof. Dr. Haydar Baş bey, BTP'nin parti programına aldığı Milli Ekonomi Modeli'ni açıklarken ısrarla bu gerçeğe dikkat çekti. Bu zeminin Kuvay-ı Milliye ruhuyla güçlendirilerek Türkiye'nin çalışması, üretmesi, kalkınması ve cihan devleti olmaya doğru şahlanması için modeller sundu. Şu anda Türkiye'nin ve toplumsal hayatın sigortası, bu milli gerçek ve bu gerçek etrafında olgunlaştırılmış milli modeldir. Türkiye, ya bu milli modeli baştacı ederek kurtulacak; ya da bu modeli baştacı ederek kurtulacak... Başka yolu yok.
Aksi halde; bu dıştan güdümlü politikacılarla bu zemin ne kadar dayanırsa, Türk ekonomisinin ve tabii Türkiye'nin ömrü da o kadar olur.
Türkiye, Arjantin olmaz mı?
Olmaz değil; belki olamaz. Niye mi?
Türkiye o devreyi sessiz sedasız geçirdi.
Şu anda Türk ekonomisi Arjantin tablosundan çok daha ağır şartlarda debeleniyor.
Halimiz Arjantin'inkinden daha fena...
Arjantin'in iç-dış borç toplamı 130 milyar dolar civarında.
Türkiye'ninkisini ise net olarak bilen yok. En alt rakamlarla söylersek iç-dış borç toplamımız 230-240 milyar dolar civarında. Kimileri bu rakamın sadece dış borç toplamı olduğunu bile ifade ediyor.
Arjantin, yüzde 3000'lerde gezinen enflasyonu, 1993-95'te yüzde 3'lere kadar çekti.
Türk ekonomisi yüzde 3'lük enflasyonu hayal bile edemedi, edemiyor.
1990-2000 döneminde Arjantin'e 80 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye, 150 milyar dolar da sıcak para girişi oldu.
Aynı dönemde Türkiye'ye giren doğrudan yabancı sermaye 10 milyar dolar civarında. Yabancı sermaye sevdalıları ve özelleştirme furyacıları için bu rakamlar Türkiye'nin aleyhine gibi görülse de şimdi Ankara'da herkes elini oğuşturup, iyi ki girmemişler, diyor.
Arjantin'de kişi başına milli gelir 9 500-10 000 dolar.
Türkiye'de bu rakam, krizden önce 3 100 dolar civarındaydı; krizden sonra ise 2 300 dolar.
Arjantin'de ihracat-ithalat dengesi sözkonusu. İthalat 27 milyar dolar, ihracat 27 milyar dolar. Açık yok.
Türkiye ise ithalat cenneti... İhracat 27 milyar dolar, ithalat 54 milyar dolar. Açık 27 milyar dolar.
Arjantin'de asgari ücret bile 200 dolar. Türkiye'de 83 dolar.
Bütün bu ekonomik göstergeler, Arjantin tablosunun Türk ekonomisinden kat be kat daha iyi durumda olduğunu ortaya koyuyor. Bu tabloya rağmen IMF Arjantin'i göçertiyor.
Bahane basit... Arjantin, 1.3 milyar dolarlık IMF borcu için uzatma istiyor, taksit yapın diyor. O kadar.
Türkiye bugün tarımından, sanayisinden, bağımsızlığından, milli egemenliğinden, milli hukukundan... tavizler sunarak borç alıyor. Borcunu kabartıyor. Geçmiş borcunu, aldığı yeni borçla ödüyor. İşin sonunu düşünen yok.
1.3 milyar dolar için Arjantini göçerten IMF, acaba Türkiye'yi kaç dolar için göçertir hesabı yapıyor koalisyon. Kemal Derviş ne derse kanun olup çıkıyor. Çünkü o, kendinden konuşmuyor. Yazık.
2002 yılının ilk 6 ayında toplayacağımız vergiler, borçlarımızın faizlerine yetmiyor. Memura, işçiye, kim, nereden maaş verecek bilen yok. Koalisyon, işi IMF ve Derviş'e ihale etti; ne denilirse yapıp borç alıyor o kadar.
Arjantin patladı kurtuldu.
Bu tablo ile IMF, Türkiye'yi gümbürdetirse Arjantin'inkine benzemez. Ulusal güvenlik bir yana, ülkenin geleceği yok ediliyor sinsice. Aklımızı başımıza devşirelim.
Haa... Şimdiye kadar niye mi gümbürdemedik?
Dünya ne kadar küreselleşirse küreselleşsin, sosyal ve ekonomik tabloların hep milli bir tarafı vardır. Toplumlar, hep bu milli zemine basar, bu zeminde yürür. Bu zeminden ayağa kalkar. Bu zemin çökertilirse, millet çöker.
Uzun süreden beri bu zemini zayıflatacak her türlü erozyon sürüyor. Ama bizde henüz bu zemin tam olarak göçertilemedi. Millet buraya tutunuyor.
Kuvay-ı Milliye mitinglerinde Prof. Dr. Haydar Baş bey, BTP'nin parti programına aldığı Milli Ekonomi Modeli'ni açıklarken ısrarla bu gerçeğe dikkat çekti. Bu zeminin Kuvay-ı Milliye ruhuyla güçlendirilerek Türkiye'nin çalışması, üretmesi, kalkınması ve cihan devleti olmaya doğru şahlanması için modeller sundu. Şu anda Türkiye'nin ve toplumsal hayatın sigortası, bu milli gerçek ve bu gerçek etrafında olgunlaştırılmış milli modeldir. Türkiye, ya bu milli modeli baştacı ederek kurtulacak; ya da bu modeli baştacı ederek kurtulacak... Başka yolu yok.
Aksi halde; bu dıştan güdümlü politikacılarla bu zemin ne kadar dayanırsa, Türk ekonomisinin ve tabii Türkiye'nin ömrü da o kadar olur.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019