Dışişleri Bakanı Davutoğlu, geçen gün gazetelerin Ankara temsilcilerine verdiği iftar yemeğinde gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Vatandaşımıza kolaylık olsun diye âcizane Sayın Davutoğlu’nun açıklamalarını tercüme etmeye çalışacağım:
Ortadoğu’daki sınırlara siyasi olarak saygı göstermekle birlikte, ekonomik ve kültürel açıdan, fiilen kaldırılmaları, Avrupa Birliği sınırları gibi önemsiz kılınmaları gerekir. (Hıristiyan ülkeler Avrupa’da kardeş kardeş yaşıyorlar. Ortadoğu halkının da Müslüman olup savaşacağı yerde Hıristiyan olup sevişmeyi tercih etmesi gerekir.)
(Kürdistan’la ilgili bir soru üzerine) Ben daha büyük bir puzzle söyleyeyim: Ortadoğu puzzle’ı. Bunu öyle bir çizelim ki, daha küçük ölçeklere bölünmek değil de daha büyük ölçeklerde bir araya gelelim. (Kuzey Irak yetmez. Büyük Kürdistan olacaksa, Kuzey Suriye, Güney İran ve Güneydoğu da bu işin içine katılmalı ki ardından Büyük İsrail adımı kolay atılabilsin.)
Mülteci sayısı 100 bini bulursa belki onları Suriye içinde ağırlamak gerekebilir. (Muhalifler bi el daha atıp mülteci sayısını patlatırlarsa onları memleketlerinde ağırlama bahanesiyle Suriye’ye girmiş oluruz.)
Düşünün 10 bin kişi Türkiye sınırına doğru kaçıyor, arkasından tank top ateşi açılıyor. Bu durumda ne yaparsınız? Seyreder misiniz? Bu manada tedbirlerimiz hazırdır. (Gerekli askeri yığınak Suriye sınırına yapıldı. Dört gözle Esad ordusunun mültecilere ateş açmasını bekliyoruz.)
‘Bir şekilde Türkiye kaybetse’ diye yazılar yazıyorlar. Yüzyılın en büyük tasfiyesini, değişimini yaşıyoruz, bu değişimi hep beraber anlamaya çalışalım, hepimizi etkileyecek bu. (Yüzyılın en büyük Müslüman’ı Müslüman’a tasfiye ettirme oyunu oynanıyor. Bir şekilde Türkiye’nin kazanması mümkün değil. Biz bu değişimi erkenden anlayıp Haçlılarla beraber olduk, yoksa dayak sırası bizdeydi.)
Türkiye ya bütün bu halklarla birlikte yeni bir yola yürüyecek ya da kaos olacak. (Türkiye ya Arap âlemini önüne katıp Kudüs üzerinden Vatikan’a yürüyecek ya da buyurun cenaze namazına.)
Herhangi bir terör unsurunun sınır boylarımızda olmasına izin vermeyiz. Meşru müdafaa sebebi sayılır. (Terör unsuru olarak şimdilik Suriyeli muhalifler yeterli. Diğer terör unsurlarından ricam, pişmiş aşa su katmasınlar.)
Bu kaos durumundan yararlanarak de facto otoriteler oluşursa bu otoritelerin mevcudiyeti Suriye’nin birliğini yok eder. Bu durum Suriye’yi Lübnan’laştırır. (Lübnan’daki Hizbullah İsrail’in başının belası oldu. Suriye’de böyle bir oluşuma müsaade etmemiz Esad’ı dövmeye giderken Obama’dan dayak yememize sebep olabilir.)
Ortadoğu’daki sınırlar yanlış örülmüş bir duvara benziyor. Bir taşı çekseniz tüm duvar çöküyor. (Ortadoğu’da sınırlar bu günler düşünülerek mükemmel bir şekilde örülmüş. Obama’nın izniyle bir tokat attık, ardından herkes birbirini pataklamaya başladı.)
Ortadoğu’da hiçbir millet gökten zembille inmedi. Hiçbirini tehdit olarak görmüyoruz. (Kafamızı bozmayın, yoksa Obama kafanıza gökten zembille bomba yağdırır. Arkamızda Amerika varken kimse bizi tehdit edemez.)
Tunus’ta ilk Arap uyanışı başladığı andan itibaren belli ilkelerimiz öngörülerimiz oldu. Pek çok eleştiriye maruz kaldık. Ama herhangi bir şekilde aldığımız tutum dolayısıyla yanlış bir yerde bulunmadık. (Tunus’ta ilk Arap Dayağı başladığı andan itibaren ilkeli ve öngörülü bir şekilde dayağa devam ettik. Çok eleştirildik fakat dayak yememek için hep dayak atanların yanında bulunduk.)
Suriye yavaş yavaş ama sağlıklı bir şekilde değişsin istedik. Fakat Esad’ın tercihleri başka türlü oldu. Esad’ın yanında olsaydık acaba dünyadaki itibarımız ne olurdu? (Esad hızlı bir şekilde Rusya’yı bırakıp bizim gibi Amerika safına geçsin istedik. Fakat Esad hiç ummadığımız bir şekilde Rusya ile birlikte bize dayak atmayı tercih etti. Esad’ın yanında olsaydık acaba Amerika bize neler yapmazdı ki?!)
Irak ya da Suriye’deki Kürtlerin ülkeleri ile aidiyetleri ile bizdeki Kürtlerin devletle toplumun geneliyle iç içe geçmişliği aynı değil. Otururlar kendi geleceklerini tayin ederler. Biz de ona çıkıp ‘bu bizim kırmızıçizgimizdir’ demeyiz. (Atatürk nasıl yaptıysa bizdeki Kürtleri toplumun geneliyle iç içe bir yapıya büründürüp tek bir millet haline getirmiş. Ne yapsak istediğimiz neticeyi alamıyoruz. Bari Irak ve Suriye’deki Kürtler başlatsınlar da Büyük Kürdistan olayını, belki bizimkiler de tahrik olurlar bu vesileyle.)
Bir Suriye’de sıkıntı var diye ‘komşularla sıfır sorun iflas etti’ deniyor. Bunun akıl alır tarafı yok. (Bir Suriye kalmıştı sorunsuz komşumuz. Onu da hallettik çok şükür.)
Bir tarafta eli kolu bağlı halk var öbür taraf da silahlı gücüyle vurdukça vuruyor. Böyle bir maç var. Maçın da nasıl biteceğini hep beraber görürüz. (Esad gol üstüne gol atıyor fakat hakem bizden olduktan sonra maçı kazanmasına imkân yok.)
İlkesel olarak da paradoksal olarak da doğru yerdeyiz. Bu süreç daha çok sorun getirecek. Buna hazır olmalıyız. (İlkesizliğimiz sayesinde paradoksun bizzat kendisi olduk. Bu süreç daha başımıza Büyük Kürdistan, Büyük Ermenistan, Pontus ve Konstantin gibi bir dolu bela açacak. Demedi demeyin!)
Adana’daki üs haberleri gibi spekülatif haberlere itibar etmemek lazım. Ayrıca sınır denetimi kalmadı Suriye’nin, hiçbir sınırı artık güvenli değil. (Eleğe dönmüş sınır varken sadece Adana’ya tek bir üs kurmanın ne mantığı olabilir ki?)
Bu kadim şehirde (Halep’te) üzerime güneş doğmamıştır. Bu kente aşığım. Olağanüstü bir yerdir. (Ben Halep’e Halep demem Halep benim olmayınca.)
Şu ana kadar 26 General, Türkiye’ye sığındı. 47 albay, 130’a yakın subay ve muhtelif rütbelerde 500 asker aileleriyle birlikte Türkiye’ye sığındı. Ordu adım adım çözülüyor. (Ordu çözmedeki uzmanlığımız Suriye’de çok işe yaradı)
Suriye olayı herkes için bir turnusol işlevi gördü. Kim nerede duruyor, neyi savunuyor gördük. (Suriye olayı, kim Müslüman kim münafık, kimin boynunda haç var kimin koynunda yılan, kim göstermelik Amerikancı kim sapına kadar Obamacı dünya âleme gösterdi.
BM mevcut yapısıyla krizlere tepki vermede ne kadar yavaş kaldı, gördük. Kapsamlı bir reform şart. Eğer BM net bir tavır sergilese Esad bu katliamları yapamazdı. (Rusya ile Çin’e tek başlarına veto hakkı tanımanın ne kadar takoz olduğunu gördük. BM’de Rusya ve Çin’i devre dışı bırakacak bir reform şart.)
Arakan’la ilgili bizde çıkan bazı görüntülerin çoğu doğru şeyler değil. Bizzat Arakanlılardan da teyit ettim. (Biz Suriye’de çok katliam senaryosu yazdık ve oynadık. O sebeple Arakan’la ilgili görüntülerin bir iki tanesi doğru değil gibime geldi. Biraz daha bekleyelim Arakanlılar karşı atağa geçip Budistleri öldürmeye kalkışırlarsa olaya anında müdahale etmeyi düşünüyoruz.)
Vatandaşımıza kolaylık olsun diye âcizane Sayın Davutoğlu’nun açıklamalarını tercüme etmeye çalışacağım:
Ortadoğu’daki sınırlara siyasi olarak saygı göstermekle birlikte, ekonomik ve kültürel açıdan, fiilen kaldırılmaları, Avrupa Birliği sınırları gibi önemsiz kılınmaları gerekir. (Hıristiyan ülkeler Avrupa’da kardeş kardeş yaşıyorlar. Ortadoğu halkının da Müslüman olup savaşacağı yerde Hıristiyan olup sevişmeyi tercih etmesi gerekir.)
(Kürdistan’la ilgili bir soru üzerine) Ben daha büyük bir puzzle söyleyeyim: Ortadoğu puzzle’ı. Bunu öyle bir çizelim ki, daha küçük ölçeklere bölünmek değil de daha büyük ölçeklerde bir araya gelelim. (Kuzey Irak yetmez. Büyük Kürdistan olacaksa, Kuzey Suriye, Güney İran ve Güneydoğu da bu işin içine katılmalı ki ardından Büyük İsrail adımı kolay atılabilsin.)
Mülteci sayısı 100 bini bulursa belki onları Suriye içinde ağırlamak gerekebilir. (Muhalifler bi el daha atıp mülteci sayısını patlatırlarsa onları memleketlerinde ağırlama bahanesiyle Suriye’ye girmiş oluruz.)
Düşünün 10 bin kişi Türkiye sınırına doğru kaçıyor, arkasından tank top ateşi açılıyor. Bu durumda ne yaparsınız? Seyreder misiniz? Bu manada tedbirlerimiz hazırdır. (Gerekli askeri yığınak Suriye sınırına yapıldı. Dört gözle Esad ordusunun mültecilere ateş açmasını bekliyoruz.)
‘Bir şekilde Türkiye kaybetse’ diye yazılar yazıyorlar. Yüzyılın en büyük tasfiyesini, değişimini yaşıyoruz, bu değişimi hep beraber anlamaya çalışalım, hepimizi etkileyecek bu. (Yüzyılın en büyük Müslüman’ı Müslüman’a tasfiye ettirme oyunu oynanıyor. Bir şekilde Türkiye’nin kazanması mümkün değil. Biz bu değişimi erkenden anlayıp Haçlılarla beraber olduk, yoksa dayak sırası bizdeydi.)
Türkiye ya bütün bu halklarla birlikte yeni bir yola yürüyecek ya da kaos olacak. (Türkiye ya Arap âlemini önüne katıp Kudüs üzerinden Vatikan’a yürüyecek ya da buyurun cenaze namazına.)
Herhangi bir terör unsurunun sınır boylarımızda olmasına izin vermeyiz. Meşru müdafaa sebebi sayılır. (Terör unsuru olarak şimdilik Suriyeli muhalifler yeterli. Diğer terör unsurlarından ricam, pişmiş aşa su katmasınlar.)
Bu kaos durumundan yararlanarak de facto otoriteler oluşursa bu otoritelerin mevcudiyeti Suriye’nin birliğini yok eder. Bu durum Suriye’yi Lübnan’laştırır. (Lübnan’daki Hizbullah İsrail’in başının belası oldu. Suriye’de böyle bir oluşuma müsaade etmemiz Esad’ı dövmeye giderken Obama’dan dayak yememize sebep olabilir.)
Ortadoğu’daki sınırlar yanlış örülmüş bir duvara benziyor. Bir taşı çekseniz tüm duvar çöküyor. (Ortadoğu’da sınırlar bu günler düşünülerek mükemmel bir şekilde örülmüş. Obama’nın izniyle bir tokat attık, ardından herkes birbirini pataklamaya başladı.)
Ortadoğu’da hiçbir millet gökten zembille inmedi. Hiçbirini tehdit olarak görmüyoruz. (Kafamızı bozmayın, yoksa Obama kafanıza gökten zembille bomba yağdırır. Arkamızda Amerika varken kimse bizi tehdit edemez.)
Tunus’ta ilk Arap uyanışı başladığı andan itibaren belli ilkelerimiz öngörülerimiz oldu. Pek çok eleştiriye maruz kaldık. Ama herhangi bir şekilde aldığımız tutum dolayısıyla yanlış bir yerde bulunmadık. (Tunus’ta ilk Arap Dayağı başladığı andan itibaren ilkeli ve öngörülü bir şekilde dayağa devam ettik. Çok eleştirildik fakat dayak yememek için hep dayak atanların yanında bulunduk.)
Suriye yavaş yavaş ama sağlıklı bir şekilde değişsin istedik. Fakat Esad’ın tercihleri başka türlü oldu. Esad’ın yanında olsaydık acaba dünyadaki itibarımız ne olurdu? (Esad hızlı bir şekilde Rusya’yı bırakıp bizim gibi Amerika safına geçsin istedik. Fakat Esad hiç ummadığımız bir şekilde Rusya ile birlikte bize dayak atmayı tercih etti. Esad’ın yanında olsaydık acaba Amerika bize neler yapmazdı ki?!)
Irak ya da Suriye’deki Kürtlerin ülkeleri ile aidiyetleri ile bizdeki Kürtlerin devletle toplumun geneliyle iç içe geçmişliği aynı değil. Otururlar kendi geleceklerini tayin ederler. Biz de ona çıkıp ‘bu bizim kırmızıçizgimizdir’ demeyiz. (Atatürk nasıl yaptıysa bizdeki Kürtleri toplumun geneliyle iç içe bir yapıya büründürüp tek bir millet haline getirmiş. Ne yapsak istediğimiz neticeyi alamıyoruz. Bari Irak ve Suriye’deki Kürtler başlatsınlar da Büyük Kürdistan olayını, belki bizimkiler de tahrik olurlar bu vesileyle.)
Bir Suriye’de sıkıntı var diye ‘komşularla sıfır sorun iflas etti’ deniyor. Bunun akıl alır tarafı yok. (Bir Suriye kalmıştı sorunsuz komşumuz. Onu da hallettik çok şükür.)
Bir tarafta eli kolu bağlı halk var öbür taraf da silahlı gücüyle vurdukça vuruyor. Böyle bir maç var. Maçın da nasıl biteceğini hep beraber görürüz. (Esad gol üstüne gol atıyor fakat hakem bizden olduktan sonra maçı kazanmasına imkân yok.)
İlkesel olarak da paradoksal olarak da doğru yerdeyiz. Bu süreç daha çok sorun getirecek. Buna hazır olmalıyız. (İlkesizliğimiz sayesinde paradoksun bizzat kendisi olduk. Bu süreç daha başımıza Büyük Kürdistan, Büyük Ermenistan, Pontus ve Konstantin gibi bir dolu bela açacak. Demedi demeyin!)
Adana’daki üs haberleri gibi spekülatif haberlere itibar etmemek lazım. Ayrıca sınır denetimi kalmadı Suriye’nin, hiçbir sınırı artık güvenli değil. (Eleğe dönmüş sınır varken sadece Adana’ya tek bir üs kurmanın ne mantığı olabilir ki?)
Bu kadim şehirde (Halep’te) üzerime güneş doğmamıştır. Bu kente aşığım. Olağanüstü bir yerdir. (Ben Halep’e Halep demem Halep benim olmayınca.)
Şu ana kadar 26 General, Türkiye’ye sığındı. 47 albay, 130’a yakın subay ve muhtelif rütbelerde 500 asker aileleriyle birlikte Türkiye’ye sığındı. Ordu adım adım çözülüyor. (Ordu çözmedeki uzmanlığımız Suriye’de çok işe yaradı)
Suriye olayı herkes için bir turnusol işlevi gördü. Kim nerede duruyor, neyi savunuyor gördük. (Suriye olayı, kim Müslüman kim münafık, kimin boynunda haç var kimin koynunda yılan, kim göstermelik Amerikancı kim sapına kadar Obamacı dünya âleme gösterdi.
BM mevcut yapısıyla krizlere tepki vermede ne kadar yavaş kaldı, gördük. Kapsamlı bir reform şart. Eğer BM net bir tavır sergilese Esad bu katliamları yapamazdı. (Rusya ile Çin’e tek başlarına veto hakkı tanımanın ne kadar takoz olduğunu gördük. BM’de Rusya ve Çin’i devre dışı bırakacak bir reform şart.)
Arakan’la ilgili bizde çıkan bazı görüntülerin çoğu doğru şeyler değil. Bizzat Arakanlılardan da teyit ettim. (Biz Suriye’de çok katliam senaryosu yazdık ve oynadık. O sebeple Arakan’la ilgili görüntülerin bir iki tanesi doğru değil gibime geldi. Biraz daha bekleyelim Arakanlılar karşı atağa geçip Budistleri öldürmeye kalkışırlarsa olaya anında müdahale etmeyi düşünüyoruz.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Zühtü Kazancı / diğer yazıları
- Ateist devlet olmayacağız / 08.09.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022