Malumunuz olduğu üzere uzunca bir süredir Avrupa Birliği (AB) ile İngiltere, Brexit (İngiltere'nin AB'den ayrılması) konusunda hararetli görüşmeler yapıyor.
Son olarak taraflar Brexit'in ardından İngiltere-AB ilişkilerinin geleceğinin nasıl şekilleneceğini belirleyen siyasi bir bildiri taslağı üzerinde mutabakat sağladı.
Bu taslak üzerinde mutabakat sağlanan müzakerelerde İngiltere siyasetinde yaşanan hummalı tartışmalarda Türkiye'nin de adı geçti.
İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, geçen hafta İngiltere Başbakanı Theresa May'i Brexit anlaşması konusunda uyarmış ve Brüksel ile üzerinde mutabık kalınan metni "Türkiye tuzağı" sözleriyle nitelendirmişti.
İngiltere'nin önemli gazetelerinden Daily Telegraph da Dışişleri Bakanı Hunt'ın mevcut anlaşma metninin İngiltere'yi "AB'nin bir uydusu" konumuna düşüreceğini ve İngiltere'yi Türkiye gibi süresiz biçimde AB'ye üye olmaksızın Brüksel'in politikalarına bağımlı kılacağını söylediğini yazdı. Sonrasında anlaşma imzalandı.
İngiltere ve AB arasında imzalanan söz konusu mutabakat metni 25 Kasım Pazar günü gerçekleşecek AB Zirvesi'nde AB üyesi ülkelerin onayına sunulacak. Anlaşma burada onay aldıktan sonra İngiltere Parlamentosu'nda da onaylanırsa hayata geçebilecek.
Brexit tartışmalarında Türkiye'nin adının "Türkiye tuzağı" şeklinde geçmesi, İngiltere'den bakıldığında Türkiye ile AB ilişkilerinin nasıl göründüğünü net ortaya koyuyor.
Yani Türkiye-AB ilişkisi şöyle görülüyor: "Türkiye AB'nin bir uydusu. AB'ye üye dahi olmadığı halde Türkiye Brüksel'in politikalarına bağımlı."
İngiltere Dışişleri Bakanı Hunt, AB ile ilişkileri bağlamında Türkiye'nin mevcut durumunu haklı olarak bir tuzak olarak nitelendiriyor ve ülkesinin bu tuzağa düşmemesi için kendinin de bir üyesi olduğu May hükümetini eleştiri yağmuruna tutuyor.
İngiltere, Türkiye'nin AB'nin tuzağına düştüğünü ve yıllardır burada debelenip durduğunu görüyorken peki bizim politikacılarımız ne yapıyor? Bu tuzağın ne kadar farkındalar?
Yakın zamanda duyduğumuz "AB'ye tam üyelik hedefimizden vazgeçmedik" şeklindeki açıklamalar, Türkiye siyasetinin ülkemizi mahkûm ettiği AB tuzağından haz aldığını, hiç ama hiç şikâyetçi olmadığını gösteriyor.
Türkiye siyaseti, Türkiye'nin bir tuzağa düştüğünü fark edememişken ya da şahsi menfaatlerine uygun olduğu için ülkenin AB çukurunda debelenmesine göz yumarlarken, bu siyasete kuyruk olmuş milletin bu vahim durumu algılamasını beklemek yanlış olacaktır.
Bu bağlamda dışarıdan bakıldığında AB'nin tuzağına düşmüş bir ülke olan Türkiye, içeride istediği kadar ahkâm kessin, nihayetinde Avrupa'nın oltasının uçunda yakalanmış bir avdır o kadar…
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023