DP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Agah Oktay Güner; icra dosyası, kara liste, bankalara tüketici kredisi borcu, tutuklu ve hükümlü sayısı rakamları görüldüğünde dudaklarımızın uçukladığına işaret ederek, "Böyle bir ülkede huzur olmaz, böyle bir ülkede kalkınma olmaz" dedi.
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Agah Oktay Güner, yaptığı açıklamada, "Evimizin basılıp aranmayacağımızdan emin değiliz" dedi. Dr. Agah Oktay Güner, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Ne ben, ne siz, evimizin basılıp aranmayacağından emin değiliz. Türkiye'yi bu hale getirdiler. Eskiden kapı vurulduğu zaman; 'ya tanrı misafiri geldi, ya postacı telgraf getirdi veya bakkal unuttuğumuz bir alışverişi getirdi' diyorduk. Şimdi öyle mi? Efendim buyurun.. Nereye? Savcılığa. Nereye? Karakola. Türkiye o halde geldi."
Ekonomi felakete gidiyorEkonominin felakete gittiğini, çok uluslu şirketlerin Keban'ın arazisini boydan boya satın aldığını, vatan topraklarının yabancılara satıldığını ifade eden Güner, şunları söyledi: "İcra dosyası, kara liste, bankalara tüketici kredisi borcu, tutuklu ve hükümlü sayısı rakamlarını gördüğünüz zaman dudağınız uçuklar. Böyle bir ülkede huzur olmaz, böyle bir ülkede kalkınma olmaz. Bu ülkede kapkaç olayları, soygunlar ve hırsızlık gündeme yerleşti. Ankara'da soyulmadık ev kalmadı. Bazı evler üç defa bu şereften nasip aldılar. Bütün bunlar; ağır ve büyük çatlakların, yıkımların ifadesidir. Hükümet edenler lütfen evlenme ve boşanma istatistiklerine baksınlar. Parasızlık kapıdan girdi mi, muhabbet bacadan çıkar. Neden bu boşanmalar? Neden bu cinayetler? Neden bu soygunlar? Hükümet olmak kolay iş mi? İşte biz bütün bunlara cevap vermek için yola çıktık. Hedefimiz bu milletin mutluluğu, refahı ve büyük Türkiye'dir. Bütün ömrümüz bu yolla geçti. Şimdi bugün yine bu aşkla ve bu ateşle yola çıktık. Ama çok şükür yalnız değiliz, sahipsiz değiliz. Sahibimiz Allah'ın izniyle Millettir."
Türkiye'de yoksulluk artıyorTürkiye'de yoksulluğun artığını ifade eden Agah Oktay Güner, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Bugün Türkiye'nin fert başına gelirinin 10 bin dolar olduğunu söyleyen iktidar, Türkiye ekonomisini boğan işsizliğin farkında değil mi? Dil bilen, yüksek eğitim görmüş vatan çocukları işsizdir. Dil bilen, üniversite mezunu dört gençten birisi işsizdir. Bu diplomalı işsizliğidir ve bu bir faciadır. Üstelik, Türkiye'de yoksulluk artıyor. On iki milyon yurttaşımız sobasına atacak odunu, yiyecek ekmeği olmayan insandır, yoksulluk sınırındadır. Ülkede otuz beş kişi dolar milyarderi olmuştur. Bunlar bizim ekonomi anlayışımızın hoş göreceği anlayışlar değildir. Bölgelerarası dengeler olmalıdır. Sınıflar ve zümreler arasında milli gelir dağılımında denge olmalıdır. Benim ekonomi hocalarım, Paris'de Fransız Planlama Yüksek Okulu'nda okurken bize hep şu cümleyi söylerlerdi: 'Doğar aç midelerden, nur topu ihtilaller.' İşte Mısır. Gelirler arasındaki dengesizlik, Mısır'ı tepeden aşağı yıktı. Daha yıkım tamamlanmadı. Suriye sallanıyor. Petrol zengini ülkeler sallanıyor ve daha acısı Türkiye büyük ızdıraplar içerisinde. Eğer bizim dini ve milli zenginliğimizden gelen aile içi dayanışma, akraba arası dayanışma olmasa Türkiye çoktan patlardı bu ekonomi politikalarıyla. Onun için bu yollar yanlıştır. Bu sokaklar yanlıştır. Hükümet bu yanlışlardan dönmelidir. Biz iktidar olursak, buğday satan değil, buğdaydan ekmek yapan, bisküvi yapan, pasta yapan sanayi dallarını, hayvanın etini en ince noktaya kadar işleyen, onun derisini, yününü, ayağının tırnağını, boynuzunu değerlendiren, eski et kombinaları sistemini oluşturacağız. Ayrıca Keban ile ilgili en büyük tecrübe birikimine sahip olan parti Demokrat Parti'dir. Şimdi ülkede bir bölünme tehlikesi karşımızdadır. Uçurumun kenarına gelinmiştir. Hükümet bunu anlamıyor, anlamak istemiyor."
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Agah Oktay Güner, yaptığı açıklamada, "Evimizin basılıp aranmayacağımızdan emin değiliz" dedi. Dr. Agah Oktay Güner, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Ne ben, ne siz, evimizin basılıp aranmayacağından emin değiliz. Türkiye'yi bu hale getirdiler. Eskiden kapı vurulduğu zaman; 'ya tanrı misafiri geldi, ya postacı telgraf getirdi veya bakkal unuttuğumuz bir alışverişi getirdi' diyorduk. Şimdi öyle mi? Efendim buyurun.. Nereye? Savcılığa. Nereye? Karakola. Türkiye o halde geldi."
Ekonomi felakete gidiyorEkonominin felakete gittiğini, çok uluslu şirketlerin Keban'ın arazisini boydan boya satın aldığını, vatan topraklarının yabancılara satıldığını ifade eden Güner, şunları söyledi: "İcra dosyası, kara liste, bankalara tüketici kredisi borcu, tutuklu ve hükümlü sayısı rakamlarını gördüğünüz zaman dudağınız uçuklar. Böyle bir ülkede huzur olmaz, böyle bir ülkede kalkınma olmaz. Bu ülkede kapkaç olayları, soygunlar ve hırsızlık gündeme yerleşti. Ankara'da soyulmadık ev kalmadı. Bazı evler üç defa bu şereften nasip aldılar. Bütün bunlar; ağır ve büyük çatlakların, yıkımların ifadesidir. Hükümet edenler lütfen evlenme ve boşanma istatistiklerine baksınlar. Parasızlık kapıdan girdi mi, muhabbet bacadan çıkar. Neden bu boşanmalar? Neden bu cinayetler? Neden bu soygunlar? Hükümet olmak kolay iş mi? İşte biz bütün bunlara cevap vermek için yola çıktık. Hedefimiz bu milletin mutluluğu, refahı ve büyük Türkiye'dir. Bütün ömrümüz bu yolla geçti. Şimdi bugün yine bu aşkla ve bu ateşle yola çıktık. Ama çok şükür yalnız değiliz, sahipsiz değiliz. Sahibimiz Allah'ın izniyle Millettir."
Türkiye'de yoksulluk artıyorTürkiye'de yoksulluğun artığını ifade eden Agah Oktay Güner, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Bugün Türkiye'nin fert başına gelirinin 10 bin dolar olduğunu söyleyen iktidar, Türkiye ekonomisini boğan işsizliğin farkında değil mi? Dil bilen, yüksek eğitim görmüş vatan çocukları işsizdir. Dil bilen, üniversite mezunu dört gençten birisi işsizdir. Bu diplomalı işsizliğidir ve bu bir faciadır. Üstelik, Türkiye'de yoksulluk artıyor. On iki milyon yurttaşımız sobasına atacak odunu, yiyecek ekmeği olmayan insandır, yoksulluk sınırındadır. Ülkede otuz beş kişi dolar milyarderi olmuştur. Bunlar bizim ekonomi anlayışımızın hoş göreceği anlayışlar değildir. Bölgelerarası dengeler olmalıdır. Sınıflar ve zümreler arasında milli gelir dağılımında denge olmalıdır. Benim ekonomi hocalarım, Paris'de Fransız Planlama Yüksek Okulu'nda okurken bize hep şu cümleyi söylerlerdi: 'Doğar aç midelerden, nur topu ihtilaller.' İşte Mısır. Gelirler arasındaki dengesizlik, Mısır'ı tepeden aşağı yıktı. Daha yıkım tamamlanmadı. Suriye sallanıyor. Petrol zengini ülkeler sallanıyor ve daha acısı Türkiye büyük ızdıraplar içerisinde. Eğer bizim dini ve milli zenginliğimizden gelen aile içi dayanışma, akraba arası dayanışma olmasa Türkiye çoktan patlardı bu ekonomi politikalarıyla. Onun için bu yollar yanlıştır. Bu sokaklar yanlıştır. Hükümet bu yanlışlardan dönmelidir. Biz iktidar olursak, buğday satan değil, buğdaydan ekmek yapan, bisküvi yapan, pasta yapan sanayi dallarını, hayvanın etini en ince noktaya kadar işleyen, onun derisini, yününü, ayağının tırnağını, boynuzunu değerlendiren, eski et kombinaları sistemini oluşturacağız. Ayrıca Keban ile ilgili en büyük tecrübe birikimine sahip olan parti Demokrat Parti'dir. Şimdi ülkede bir bölünme tehlikesi karşımızdadır. Uçurumun kenarına gelinmiştir. Hükümet bunu anlamıyor, anlamak istemiyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.