logo
01 HAZİRAN 2025

Türkiye'nin altınları

25.11.2017 00:00:00
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin 490 ton olan altın rezervinin 450 tonunun, İngiltere Merkez Bankası Bank Of England'da emanette olduğunu açıkladı. Bu açıklama, Türkiye'nin karmaşık gündeminde yeterince ele alınmadı. Hiçbir bağımsız devlet, geleceğinin güvencesi olan birikmiş servetini, başka bir devlete; borç vermez, emanetine koymaz, rehin bırakmaz. Türkiye'de, askeri harcamalar artıp dış borç ödeme sınırını aşarken ve ekonomik bunalım derinleşirken, hazine 450 ton altını neden ve ne karşılığı yabancılara teslim etmiştir? Beklenti nedir? Libya'nın 200 milyar dolarına el koyan Batı'ya nasıl güvenilmiştir? Elde kalan son devlet varlıklarını, "Varlık Fonu" adı altında elden çıkarılmasının, altın olayıyla bir ilişkisi var mıdır? Varsa nedir?

Eski öykü
Osmanlı Devleti, ilk dış borcu 1854 yılında aldı ve kendini yıkıma götürecek borç sarmalına yakalanmış oldu. Yüksek faizle alınan borçlar, saray yapımı gibi tüketim harcamaları ya da askeri giderler için kullanıldı. Üretimsizliğe bağlı gelir yoksunluğu nedeniyle, alınan her borç yeni bir borcu gerekli kıldı ve Osmanlı devleti, 1875 yılında iflasını ilan etti. Alacaklılar, 1881 yılında İstanbul'da toplandı; üst yönetimini Avrupalı devletlerin oluşturduğu ve devlet gelirlerini alacaklılar yararına yönetmek üzere Düyun-u Umumiye İdaresi kuruldu. Padişah ll. Abdulhamid döneminde yapılan bu anlaşmaya Muharrem Kararnamesi adı verildi.
Osmanlı Hükümeti, Muharrem Kararnamesi'nin 8. maddesi gereği; tahsil edilmesi kolay devlet gelirlerini, "mutlak ve değişmez" bir biçimde borç ödemelerine ayırıyordu. Bu gelirler şunlardı: Tütün ve tömbeki (nargile tütünü) rüsumatı (vergileri), ipek öşürü (ondalık vergi), pul ve ispirto resimleri (harçlar), tütün ve tuz inhisarları (tekelleri), İstanbul ve civarı balık avı vergisi, Bulgaristan vergisi, Kıbrıs gelirleri, Doğu Rumeli vergisi, gümrük resimlerinde ve gelir vergisinde oluşacak gelir artıkları.
Türkiye, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yapılan Lozan Konferansı'yla Düyun-u Umumiye rejimine son verdi ve yeni devletin üzerine düşen borçları ödedi. Siyasi bağımsızlık yanında mali bağımsızlığını da gerçekleştirdi.

Borç yükü
Türkiye'nin 2002'de 130 milyar dolar olan brüt dış borcu 2016'nın ilk yarısı itibariyle 421.4 milyar dolara yükseldi. Bu çok hızlı bir artıştır ve Türkiye'nin yaşadığı cari açık nedeniyle (cari açık: kazandığından çok harcamak gibi bir şey) ödenebilirlik boyutunu aştı. Osmanlı'da olduğu gibi, borç alarak borç ödeyen bir ülke haline geldi.

Hazine altınları neden gitti
Hazine altınları, borç miktarının arttığı ve ödeme güçlüğü çekildiği bir aşamada İngiltere'ye gönderildi. Gönderimin nedeni ve amacı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu nedenle, irdelemeyle bir sonuca ulaşmak zorundayız.
Durum şudur: Türkiye altın rezervinin tümüne yakınını (% 92), emanet adı altında rehin bırakmıştır. Bu durum, verilen ödünün dışardan gelen ciddi ve önemli bir istemin karşılığı olduğunu göstermektedir.
Merkez Bankası'ndaki rezervin önemli bölümü, özel şirketler ya da kişilerden tahvil senedi ve kredi karşılığı alınan paralardan oluşmaktadır. Hazinenin kendi parası değildir. Yeterli rezerv olmazsa, günü geldiğinde tahvillerin ödemesi yapılamayacaktır. Ekonominin kırılganlığı ve yaşanmakta olan çatışmalı ortam göz önüne alındığında, yapılan işin yaratacağı olumsuzluk kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
İngiltere'nin Türkiye ile kurduğu ticari ilişkiler konusunda sicili kirlidir. Birinci Dünya Savaşı öncesinde, Osmanlı devletinin parasını peşin ödeyerek yaptırdığı gemileri, savaşı gerekçe yaparak teslim etmemişti. Fırsatını bulduğunda bir gerekçe uydurup altınlara el koyma olasılığı vardır.

Altınlar rehin mi?
Altınlar borca karşılık rehin bırakılmış olabilir. Dış borcun önemli bölümü, devletin kefaletinde özel şirketlere aittir. Özel şirketler ekonomik durgunluk ve dolardaki artış nedeniyle güç durumdadır. Dışarıya olan borçlarını ödeyememe olasılığı vardır.
Bu durumda devlet kendi borcuyla birlikte şirket borçlarını da ödemek zorunda kalacaktır. Oysa, bugün borç alarak borç öder duruma düşülmüştür. Gelir düzeyi düşük, ürettiğinden çok tüketen bir ülke haline gelen Türkiye, sürekli duruma gelen cari açıkla, borç ödemek bir yana, günlük yaşamını bile borç alarak yürütür durumdadır. Bu nedenle, eğer borca karşılık rehin bırakıldılarsa, altınların geri dönmeme olasılığı yüksektir.

Osmanlı'ya geri dönüş
Türkiye, Osmanlı'nın son dönemine geri dönmüş durumdadır. Borçlar ödeme sınırını aşmış, gelirler düşmüştür. Varlıklarını satarak ayakta kalmaya çalışmaktadır. Borç ödeyemez duruma düşen Osmanlı İmparatorluğu, borç ödeme işini Düyunu Umumiye İdaresi'ne vermişti. Benzer uygulama, farklı yöntem ve araçlarla günümüzde de yapılmaktadır.
Ülkenin varsıllığını dışarıya aktarma işleyişi, "Kemal Derviş yasalarıyla" Türk hukuk sistemine yerleştirilmiş ve 14 yıldır uygulanmıştır. Özelleştirmeler, toprak satışları, madenler, işletme imtiyazları ve kiralamalarla toplanan paralarla harcama yapılmış, bunlar yetmeyince dışarıdan borç alınmıştır. Bugün gelinen yer, borç alarak borç taksidi ödeme noktasıdır.

Varlık Fonu
Varlık Fonu, Duyunu Umumiye'nin günümüzdeki sürümüdür; onun yaptığı işleri yapacaktır. Kolay toplanan devlet gelirlerine el koyacaktır.
Varlık Fonu uygulaması, bütçesi fazla veren zengin ülkelerin, refahın geleceğe taşınması için uyguladığı bir girişimdir. Türkiye'de tam tersi bir amaç için uygulamaya sokulmuştur. Belli ki, refah değil borç ve yoksulluk geleceğe taşıyacaktır.
Devlet varlıklarının elde kalanları, yeni borç alabilmek ve ayakta kalmak için kullanılacaktır. Varlık Fonu'nun amacı; "dış kaynak temin etmek" ve "büyük ölçekli yatırımlara kaynak sağlamak" olarak açıklanmıştır. Bu açıklama, parasız kalmanın ve borç bulamamanın itirafı niteliğindedir.
"Dış kaynak temin etmek", yeni dış borç bulmak demektir. Ayrıca, hükümet, "büyük ölçekli yatırımlara kaynak" ayırmamakta bunları kefil olarak özel şirketlere yap-işlet-devret ile yaptırmaktadır. Bu nedenle, açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçek şudur: Altınların rehine verilmesi yetmemiştir ve para elde etmek için kalan devlet kurumları elden çıkarılmaktadır. Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, borsa İstanbul Anonim Şirketi, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme Anonim Şirketi, Eti Maden ve Çaykur; altınları bekleyen sona doğru yola çıkarılmıştır.

Kaynak aktarımı
Avrupa'ya kaynak aktarımı; dış borca ödenen faizlerden ayrı olarak, farklı yöntem ve araçlarla sürekli hale gelmiştir. Türkiye, Gümrük Birliği Protokolü'nü imzaladığı 1995 yılından 2016 yılına dek, Avrupa'yla yaptığı dış ticarette verdiği açık 267 milyar dolardır. Bu açık; borç faizleri, özel şirket ve kişi aktarımları gibi açık olanlar dışındaki muazzam bir dolaylı kaynak aktarımıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Metin Aydoğan / diğer yazıları
Gezi Parkı olaylarının yıldönümü
Taksim demir ağlarla örüldü
PSG tarihindeki ilki tarihi bir skorla kazandı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu
ABD'nin ateşkes önerisine Hamas: ‘10 esir serbest bırakılacak’
ABD: ‘Hamas’ın yanıtı kesinlikle kabul edilemez’
Fenerbahçe, sezonu galibiyetle kapattı
Maç istifa sesleriyle başladı
Marmaray'da çocuklarının yanında darbetmişti
Tutuklandı
İsrailliler Batı Şeria'da kaçak yerleşim kurmaya çalışıyor
Filistinlilere ait bir evin kalıntıları üzerine...
Erdoğan'ın hedefinde CHP var
'Bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı'
Sabrediyorlar ancak nereye kadar!
Sanayici gerçekten zor durumda
Çok kritik uyarı
Hesap numaranızı verirken iyi düşünün
Umreye gideceğiniz firmayı iyi araştırın!
Dini tur şirketleri şikayetlerin merkezinde
İşte 171 günde dönenlerin sayısı
Suriyelilerin dönmeye niyeti yok
Adana'ya da sıçradı
İBB'ye 5. dalga operasyon
İstanbul'a 5. operasyon
Çok sayıda belediye başkanı gözaltına alındı
İsrail, Gazze'deki ateşkesin amacını açıkladı
İran'a odaklanmak için...
Suriye-İsrail dolaylı müzakereleri sürüyor
Suriye Enformasyon Bakanı açıkladı
Gezi Parkı olaylarının yıldönümü
Taksim demir ağlarla örüldü
PSG tarihindeki ilki tarihi bir skorla kazandı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu
ABD'nin ateşkes önerisine Hamas: ‘10 esir serbest bırakılacak’
ABD: ‘Hamas’ın yanıtı kesinlikle kabul edilemez’
Fenerbahçe, sezonu galibiyetle kapattı
Maç istifa sesleriyle başladı
Marmaray'da çocuklarının yanında darbetmişti
Tutuklandı
İsrailliler Batı Şeria'da kaçak yerleşim kurmaya çalışıyor
Filistinlilere ait bir evin kalıntıları üzerine...
Erdoğan'ın hedefinde CHP var
'Bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı'
Sabrediyorlar ancak nereye kadar!
Sanayici gerçekten zor durumda
Çok kritik uyarı
Hesap numaranızı verirken iyi düşünün
Umreye gideceğiniz firmayı iyi araştırın!
Dini tur şirketleri şikayetlerin merkezinde
İşte 171 günde dönenlerin sayısı
Suriyelilerin dönmeye niyeti yok
Adana'ya da sıçradı
İBB'ye 5. dalga operasyon
İstanbul'a 5. operasyon
Çok sayıda belediye başkanı gözaltına alındı
İsrail, Gazze'deki ateşkesin amacını açıkladı
İran'a odaklanmak için...
Suriye-İsrail dolaylı müzakereleri sürüyor
Suriye Enformasyon Bakanı açıkladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.