Günlerdir üzülüyor kahroluyor içimden geçenleri, duygularımı sizlerle paylaşmak istedim kısmet bugüne imiş.
Sevgili Okurlar:
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyeti yıkmaya teşebbüs eden Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının 15 Temmuz 2016 gecesi hain saldırılarını gerçekleştirmek için harekete geçtiler. Ne yazık ki Büyük önder Atatürk'ün peygamber ocağı dediği ordumuzun içinde, Milletin ekmeğiyle, parasıyla, utanmadan askeri üniformalarla aramızda dolaştılar yüzümüze güldüler. Allah'a şükürler olsun başarılı olamadılar.
Değerli okurlar, 1960 darbesi olduğunda 15 yaşında genç bir delikanlıydım. Ne Muhtıralar ne darbeler yaşadım. 12 Eylül 1980 darbesinde 36 yaşında, ABD ve batı kapitalizme karşı ezilen, sömürülen halkın ve emekçi işçilerin sendika yöneticisi Disk Genel İş Ege Bölge Başkanı olduğum o gün yakalanıp İstanbul metris cezaevinde açılmış davalarda 5 yıl yargılandım.
Şunu söylemek istiyorum: O günlerde hain ve kahpe kapitalizme karşı mertçe mücadele verdik. O günün koşullarında ülkemizde sıkıntılar vardı. Fakat bu günkü gibi paralelcilik, mezhep ayrımcılığı, ötekileştirme. Türk-Kürt Kavgası yoktu.
Ordumuz dünyanın en güçlü ordusuydu. Ordumuzla övünürdük. Aradan tam 36 yıl geçmiş, 73 yaşına ulaşmış, Türkoğlu Türk değerli Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın anlatımlarından edindiğim bilgilerle övündüğüm Ehl-i Beyt sevgisi ile yaşayan Müslümanım şükürler olsun.
Gelelim konumuza; hainliğin tohumlarının atıldığı 12 Eylül 1980 darbesi ile birlikte örgütlenmeye başladılar. Ülkenin resmi kurum ve kuruşlarında ordumuz içinde geliştikçe gelişti. Fetullah Gülen denen hain din kisvesi altında salya, sümük camilerde ve televizyonlarda fetvalar veriyordu. Şu şekilde duyumlar alıyorduk. Şöyle ki: "Acele etmeyin yavaş yavaş, sinsi sinsi kısa zamanda değil uzun zaman içinde sivil toplum ve Ordu içinde güçlenin" gibi bilgiler verdiği biliniyordu. Onu sevenler önünde elpençedivan duruyorlardı. Bu adama nasıl inanıyorlar diyerek bu kişilere kızıyor F. Gülen haininden nefret ediyordum.
Meğer bu günlere hazırlanıyormuş. 1980'den bugüne kadar iş başına gelmiş iktidarlar ve Liderleri seçim zamanı bu fetö haininin elini öpmek için sıraya giriyorlardı.
Hala hala 2002 seçimlerinde el ele vererek birlikte iktidar olan AKP yöneticileri 17-25 Aralık dahi bunları durduramadı. Hepimizin bildiği yolsuzluk iddiaları ile araları açıldı. Feto'dan ayrıldılar. Onlara paralelci diyerek temizliğe giriştiler. Ne istediniz de vermedik deyip cezaevlerini doldurdular. Bunu hazmedemeyen Fetö-terör örgütünün başı CIA ajanı olduğu kesinleşen, dinlerarası diyalogcu Fetö kin ve intikam almak için ABD ile birlikte Türkiye'yi geri dönüşü mümkün olmayan bir iç savaşa sokarak Türkiye'yi tam bir cehenneme çevirecekti.
Ama Türk halkı birlik ve beraberlik ruhu ile Ordu içinde ayaklanan hainlere karşı büyük bir direnişle bu hainleri bozguna uğrattı Milletimiz Türkiye'nin dört bir yanında meydanlara çıkarak isyana karşı Vatanına sahip çıktı. Bu süreçte siyasilerin ve liderlerin birleştirici beyanatları bize güç kattı.
Kapitalist batının tüm politikalarından vazgeçip tam Bağımsız Türkiye'yi yeniden oluşturmalıyız. Tam bağımsız olmanın yolu ekonomik bağımsızlıktır. Bu fırsat Türk milletinin elinde. Çözüm var. Bu reçete ve proje bugün dünyanın ve bilim adamlarının kabul ve takdir edip 120'ye yakın ülkede uygulanmaya geçilen, Rusya'da 2005 yılından beri uygulanan ve kanunlaşan Batı'ya ve ABD'ye meydan okuyan Rusya Devlet Başkanı Putin'in uyguladığı Prof. Dr. Haydar BAŞ hocamın MEM, Sosyal Devlet Milli Devlet politikaları sayesindedir.
İktidar sahipleri Muhalefet parti liderleri, geç kalmadan Atatürk'ün bağımsız Türkiye'yi yeniden inşa etmek için sizi bekleyen Prof. Dr. Haydar Baş hocama gelerek ne yapmanız gerektiğini öğrenin. Bu fırsat bir daha elinize geçmez bizden söylemesi.
Değerli hocam Prof. Dr. Haydar Baş, iyi ki varsınız.
Saygılarımla
Sevgili Okurlar:
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyeti yıkmaya teşebbüs eden Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının 15 Temmuz 2016 gecesi hain saldırılarını gerçekleştirmek için harekete geçtiler. Ne yazık ki Büyük önder Atatürk'ün peygamber ocağı dediği ordumuzun içinde, Milletin ekmeğiyle, parasıyla, utanmadan askeri üniformalarla aramızda dolaştılar yüzümüze güldüler. Allah'a şükürler olsun başarılı olamadılar.
Değerli okurlar, 1960 darbesi olduğunda 15 yaşında genç bir delikanlıydım. Ne Muhtıralar ne darbeler yaşadım. 12 Eylül 1980 darbesinde 36 yaşında, ABD ve batı kapitalizme karşı ezilen, sömürülen halkın ve emekçi işçilerin sendika yöneticisi Disk Genel İş Ege Bölge Başkanı olduğum o gün yakalanıp İstanbul metris cezaevinde açılmış davalarda 5 yıl yargılandım.
Şunu söylemek istiyorum: O günlerde hain ve kahpe kapitalizme karşı mertçe mücadele verdik. O günün koşullarında ülkemizde sıkıntılar vardı. Fakat bu günkü gibi paralelcilik, mezhep ayrımcılığı, ötekileştirme. Türk-Kürt Kavgası yoktu.
Ordumuz dünyanın en güçlü ordusuydu. Ordumuzla övünürdük. Aradan tam 36 yıl geçmiş, 73 yaşına ulaşmış, Türkoğlu Türk değerli Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın anlatımlarından edindiğim bilgilerle övündüğüm Ehl-i Beyt sevgisi ile yaşayan Müslümanım şükürler olsun.
Gelelim konumuza; hainliğin tohumlarının atıldığı 12 Eylül 1980 darbesi ile birlikte örgütlenmeye başladılar. Ülkenin resmi kurum ve kuruşlarında ordumuz içinde geliştikçe gelişti. Fetullah Gülen denen hain din kisvesi altında salya, sümük camilerde ve televizyonlarda fetvalar veriyordu. Şu şekilde duyumlar alıyorduk. Şöyle ki: "Acele etmeyin yavaş yavaş, sinsi sinsi kısa zamanda değil uzun zaman içinde sivil toplum ve Ordu içinde güçlenin" gibi bilgiler verdiği biliniyordu. Onu sevenler önünde elpençedivan duruyorlardı. Bu adama nasıl inanıyorlar diyerek bu kişilere kızıyor F. Gülen haininden nefret ediyordum.
Meğer bu günlere hazırlanıyormuş. 1980'den bugüne kadar iş başına gelmiş iktidarlar ve Liderleri seçim zamanı bu fetö haininin elini öpmek için sıraya giriyorlardı.
Hala hala 2002 seçimlerinde el ele vererek birlikte iktidar olan AKP yöneticileri 17-25 Aralık dahi bunları durduramadı. Hepimizin bildiği yolsuzluk iddiaları ile araları açıldı. Feto'dan ayrıldılar. Onlara paralelci diyerek temizliğe giriştiler. Ne istediniz de vermedik deyip cezaevlerini doldurdular. Bunu hazmedemeyen Fetö-terör örgütünün başı CIA ajanı olduğu kesinleşen, dinlerarası diyalogcu Fetö kin ve intikam almak için ABD ile birlikte Türkiye'yi geri dönüşü mümkün olmayan bir iç savaşa sokarak Türkiye'yi tam bir cehenneme çevirecekti.
Ama Türk halkı birlik ve beraberlik ruhu ile Ordu içinde ayaklanan hainlere karşı büyük bir direnişle bu hainleri bozguna uğrattı Milletimiz Türkiye'nin dört bir yanında meydanlara çıkarak isyana karşı Vatanına sahip çıktı. Bu süreçte siyasilerin ve liderlerin birleştirici beyanatları bize güç kattı.
Kapitalist batının tüm politikalarından vazgeçip tam Bağımsız Türkiye'yi yeniden oluşturmalıyız. Tam bağımsız olmanın yolu ekonomik bağımsızlıktır. Bu fırsat Türk milletinin elinde. Çözüm var. Bu reçete ve proje bugün dünyanın ve bilim adamlarının kabul ve takdir edip 120'ye yakın ülkede uygulanmaya geçilen, Rusya'da 2005 yılından beri uygulanan ve kanunlaşan Batı'ya ve ABD'ye meydan okuyan Rusya Devlet Başkanı Putin'in uyguladığı Prof. Dr. Haydar BAŞ hocamın MEM, Sosyal Devlet Milli Devlet politikaları sayesindedir.
İktidar sahipleri Muhalefet parti liderleri, geç kalmadan Atatürk'ün bağımsız Türkiye'yi yeniden inşa etmek için sizi bekleyen Prof. Dr. Haydar Baş hocama gelerek ne yapmanız gerektiğini öğrenin. Bu fırsat bir daha elinize geçmez bizden söylemesi.
Değerli hocam Prof. Dr. Haydar Baş, iyi ki varsınız.
Saygılarımla
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehmet Dinç / diğer yazıları
- Allah dostu Haydar Baş / 12.05.2020
- Duayen gazeteci! / 21.02.2018
- Sendikalar ve işçiler / 19.08.2017
- Çözümün merkezi / 06.08.2017
- Türkiye'nin bağımsız olmasının adresi / 06.08.2016
- Duayen gazeteci! / 21.02.2018
- Sendikalar ve işçiler / 19.08.2017
- Çözümün merkezi / 06.08.2017
- Türkiye'nin bağımsız olmasının adresi / 06.08.2016