AKP hükümeti, dozunu azaltmak durumunda kalsa da, Suriye konusunda hala Don Kişotluk'tan vazgeçmiyor.Başbakan R. T. Erdoğan ve AKP erkanı, vahim duruşları ve kof çıkışlarıyla, küresel provokasyon mühendislerinin iştahlarını kabartıyorlar.Nevzat Yalçıntaş hoca gibi hahamlarla sarmaş-dolaş AKP'nin ve Çankaya köşkünün akıl hocaları bile, "Arap Baharı" Batı'nın toplum mühendisliğidir, Bush'un "terörizmle mücadelemiz Haçlı seferidir" sözü ve NATO'nun "Komünizm tehlikesi kalktı, şimdi İslam'dır hedefimiz" açıklaması bölgemizin dizaynının arka planındaki dinamiklerdir, diye ikaz ederken? Erdoğan ve ekibi, sapları ellerinde kalmış kör savaş baltalarını hala sallamaya devam ediyorlar.Suriye'ye yönelik BOP'lu savaşın baş aktörleri geri çekildi.Kertenkelenin kuyruğu kesilip gövdesinden ayrıldıktan sonra kuyruk üç-beş dakika daha hoplamaya -zıplamaya devam eder? ABD ve Haçlı dünyasının kuyruğu olmuş AKP hükümetinin durumu bunu andırıyor.Rusya savaş kertenkelelerini kesip-biçti; AKP hoplayıp-zıplıyor.Obama topu Temsilciler Meclisi'ne attı.NATO, bizim ilkelerimize uymaz, dediİngiltere çark etti.Fransa'da iktidar ve muhalefet bölündü, iktidar viraj aldı.Sadece Erdoğan ile İsrail hala köpürüyor, hoplayıp-zıplıyorlar.Erdoğan ve ekibi, savaş ateşinin düştüğü tam bu kavşakta, hoplayıp-zıplayarak, derin NATO ve derin İsrail gibi, küresel ve bölgesel provokatif odaklara adeta zemin hazırlıyorlar.Beşşar Esad, yeni oyunu önceden fark etti? Esad, "Ankara'nın her türlü lojistik destek vererek eli kanlı isyankarları sınırımızdan içeri soktuğunu biliyoruz, ancak Türkiye'den hangi tür saldırı olursa olsun, asla karşılık vermeyiz" diyerek devlet adamlığı kıratı yüksek ve basiretli bir mesaj veriyor. Provokasyoncuların oyunlarını bozuyor.Erdoğan gibi, başdanışmanı Yalçın Akdoğan ise, öyle laflar ediyor ki, provokasyoncular bayram yapıyor. "Esad'ın Türkiye'ye saldıracağını zannetmiyorum ama" diye başlıyor Akdoğan, "Türkiye'ye saldırı, NATO ülkesine saldırıdır, Türkiye de kendisini savunacak güce sahiptir" diyerek, adeta küresel ve bölgesel derin provokasyon odaklarına adete "gel gel" yapıyor.Akdoğan, Suriye'nin Türkiye'ye saldırmasının delilik ve intihar olacağını savunuyor... Nereden çıktı bu senaryo?!Bu orta oyunda, Hz. Peygambere hakaret eden eski Danimarka Başbakan'ı Fogh Rasmussen, NATO Genel Sekreteri olarak öteden ses veriyor? Rasmussen, bayram değil seyran değil, Türkiye'ye herhangi bir saldırı halinde korunması için her türlü planımız hazır, diye sesleniyor.Hatırlayın, 2005'te alemlere rahmet Hz. Muhammed'e (sav) hakaret içeren karikatürleri ülkesinde yayan ve özür dilemeyen dönemin Danimarka Başbakanı Rasmussen hakkında Erdoğan ve AKP erkanı esip gürlemişti. "NATO Genel Sekreterliği seçimini veto edeceğiz" numaraları çekmişlerdi. Üye ülkelerin ittifakının şart olduğu sekreterlik seçiminde AKP, Rasmussen'e destek vererek seçtirmiş; Erdoğan, bu "Rasmussen'in onuruna Rixos Otel'de iftar" vermişti.Tescilli İslam düşmanı Rasmussen, Türkiye'ye muhtemel bir Suriye saldırı halinde biz koruruz, diye ilan ediyor. Hz. Peygamber düşmanı Rasmussen, AKP'ye ve AKP'nin basiretsizliği yüzünden savaşa sürüklenmiş Türkiye'yi koruyup kollayacak? AKP ne hallere düşmüş; bu hallerini anlamak için bir sepet akıl yetmez, külhan gibi bir yürek ve tam bir iman da lazım! Dünya âlem, Suriye'ye müdahaleyi gündeminden çıkartmış, böyle kirli bir işe bulaşmamanın yollarını arıyor, Esad Türkiye'ye karşı asla saldırı içinde olmayacaklarını deklare ediyor; bayram değil-seyran değil, Ankara ve NATO kanatlarından "Suriye'nin saldırısı"ndan söz ediliyor.Bu durumda, yoksa derin NATO ve derin İsrail güçleri, Suriye ordusu kıyafetlerine bürünerek Türkiye'ye dönük bir provokatif saldırı hazırlığı içerisinde midirler, diye sormadan edemiyor!TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu raporu anlatmıyor mu, ülkemizde derin NATO'nun nice faili meçhul operasyonlar gerçekleştiklerini!? Üç-beş çapulcu muhalife Suriye ordusu kıyafeti giydirip ellerine tutuşturdukları kimyasal balıklı füzellerle bu tarafa doğru bir-iki atış yaptırırlarsa, "illa savaş illa savaş" diye İsrail ile cemaat halinde hop oturup-hop kalkanlar, bu provokasyonun içinden hangi akıl ve iz'anla çıkacaklar?!Dün ülkemiz içinde bunu yapanlar, tam mevsimini yakaladıkları şu süreçte, Rusya'nın okkalı siyaseti karşısında başlatamadıkları Suriye Bölge Savaşını bu tip provokatif eylemlerle Türkiye'nin sırtına yüklemeyeceklerine kim garanti verebilir?!Erdoğan ve ekibi, hoplamayı-zıplamayı bıraksın, Türk milletinin başını yok yere belaya sokmasınlar? Âlem giderken Mersin'e, onlar gitmesinler tersine!