Yabancı oyuncu meselesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devreye girmesiyle yeniden yüksek dozda tartışılmaya başlandı.
O da yabancı istilasından şikayet edince yabancı oyuncu karşıtlarının sayısı hızla arttı.
Açıkçası ben de bu durumdan şikayetçiyim.
Artık İstiklal marşı okuyacak oyuncu kalmadı deme noktasına doğru gidiyoruz. Örneğin Galatasaray, Kasımpaşa maçına 9 yabancı ve 2 Türk ile çıktı. Kasımpaşa'da da yine 9 yabancıya karşı 2 Türk vardı. Yani maç başlarken sahadaki 22 futbolcudan sadece 4'ü Türk'tü. Diğer takımlarda da tablo farklı değil.
* * *
Durum gerçekten vahim?
Meseleye 'yabancı düşmanlığı yapılıyor' diye bakmak da yanlış!
Zira getirilen yabancıların kalitesi ortada. Birkaçı hariç vasat düzeydeler. Ya futbol yetenekleri sınırlı, ya futbolu bırakma yaşındalar ya da müzmin sakatlar.
Artık futbolu yönetenlerin meseleye rant penceresinden değil de ulusal çıkarlar açısından bakma zamanı geldi.
Yapılması gereken ilk iş yabancı transferine bir standart getirmek. Örneğin İngiltere, ülkelerinin milli takımlarında belli bir sayıda oynamayan oyuncuların ülkeye transferine izin vermiyor. Bizim de ligimizin yabancı çöplüğüne dönmesini engelleyecek benzer kriterler getirmemiz gerek.
* * *
Yabancı meselesi sadece futbolun değil tüm spor dallarının en önemli problemi olmaya başladı. Basketbol takımlarımızda neredeyse Türk yok. Atletizm milli takımının yarısından fazlası Afrikalı, masa tenisi milli takımı uzak doğululardan oluşuyor. Uzun lafın kısası Türksüz bir Türk sporu ile karşı karşıyayız.
* * *
Devşirme sporcularla Türk sporunu belli bir noktaya getirme çabası (eğer ortada bir iyi niyet varsa) bir akıl tutulması olsa gerek. Bu politika ülkenin gerçek evlatlarını (zaten spor yapma imkanları kısıtlı) spordan soğutmaktan başka bir işe yaramıyor. Örneğin bir Türk genci varını yoğunu ortaya koyup atletizm yapacak ama bir Afrikalı gelip milli formayı giyecek. Nitekim ortada devşirmeler vasıtasıyla elde edilmiş doğru dürüst bir başarı da yok.
* * *
Tüm dallarda başarının da başarısızlığın da bu ülkenin evlatları eliyle yaşanması gerek. Böyle olmalı ki bu ülke bizim ülkemiz diyebilsinler.
Aslında bu durum Türkiye'nin son dönemde maruz kaldığı yabancı istilasının spora yansımasından başka bir şey değil.
Bankalarından KİT'lerine kadar birer birer yabancılara satılan bir ülkenin sporunun da yabancıların eline geçmesine şaşmak aslında şaşırılacak bir durum.
Saygılar?
O da yabancı istilasından şikayet edince yabancı oyuncu karşıtlarının sayısı hızla arttı.
Açıkçası ben de bu durumdan şikayetçiyim.
Artık İstiklal marşı okuyacak oyuncu kalmadı deme noktasına doğru gidiyoruz. Örneğin Galatasaray, Kasımpaşa maçına 9 yabancı ve 2 Türk ile çıktı. Kasımpaşa'da da yine 9 yabancıya karşı 2 Türk vardı. Yani maç başlarken sahadaki 22 futbolcudan sadece 4'ü Türk'tü. Diğer takımlarda da tablo farklı değil.
* * *
Durum gerçekten vahim?
Meseleye 'yabancı düşmanlığı yapılıyor' diye bakmak da yanlış!
Zira getirilen yabancıların kalitesi ortada. Birkaçı hariç vasat düzeydeler. Ya futbol yetenekleri sınırlı, ya futbolu bırakma yaşındalar ya da müzmin sakatlar.
Artık futbolu yönetenlerin meseleye rant penceresinden değil de ulusal çıkarlar açısından bakma zamanı geldi.
Yapılması gereken ilk iş yabancı transferine bir standart getirmek. Örneğin İngiltere, ülkelerinin milli takımlarında belli bir sayıda oynamayan oyuncuların ülkeye transferine izin vermiyor. Bizim de ligimizin yabancı çöplüğüne dönmesini engelleyecek benzer kriterler getirmemiz gerek.
* * *
Yabancı meselesi sadece futbolun değil tüm spor dallarının en önemli problemi olmaya başladı. Basketbol takımlarımızda neredeyse Türk yok. Atletizm milli takımının yarısından fazlası Afrikalı, masa tenisi milli takımı uzak doğululardan oluşuyor. Uzun lafın kısası Türksüz bir Türk sporu ile karşı karşıyayız.
* * *
Devşirme sporcularla Türk sporunu belli bir noktaya getirme çabası (eğer ortada bir iyi niyet varsa) bir akıl tutulması olsa gerek. Bu politika ülkenin gerçek evlatlarını (zaten spor yapma imkanları kısıtlı) spordan soğutmaktan başka bir işe yaramıyor. Örneğin bir Türk genci varını yoğunu ortaya koyup atletizm yapacak ama bir Afrikalı gelip milli formayı giyecek. Nitekim ortada devşirmeler vasıtasıyla elde edilmiş doğru dürüst bir başarı da yok.
* * *
Tüm dallarda başarının da başarısızlığın da bu ülkenin evlatları eliyle yaşanması gerek. Böyle olmalı ki bu ülke bizim ülkemiz diyebilsinler.
Aslında bu durum Türkiye'nin son dönemde maruz kaldığı yabancı istilasının spora yansımasından başka bir şey değil.
Bankalarından KİT'lerine kadar birer birer yabancılara satılan bir ülkenin sporunun da yabancıların eline geçmesine şaşmak aslında şaşırılacak bir durum.
Saygılar?
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021