Ayvalık, Balıkesir'in Ege sınırları içerisinde kalan ve muhteşem güzellikleri göz kamaştıran bir ilçesi. Yüzölçümü açısından büyük olmasa da dağların denize dik uzanmasının getirdiği yer şekillenmeleri sebebi ile 22 ayrı ada ve adacık da Ayvalık ilçesine bağlı.
Nüfus mübadelesi sonrasında genelde Makedonya, Girit ve Midilli'de yaşayan Türklerin yerleştiği Ayvalık günümüzde güzelliği ile tüm Anadolu'nun gözde dinlenme ve tatil mekanlarından birisi konumunda.
Gelelim 'Üç Mavi'ye…
Ayvalık ilçesine ve kıyılarına bir harita programından bakmanızı tavsiye ederim doğrusu. İlçe ile bağlantılı adaları ve koyları hemen fark edeceksiniz ama haritadan fark edemediğiniz önemli bir ayrıntı var: Kara parçaları ile çevrilmiş turkuaza çalan pırıl pırıl suların şekillendirdiği gözalıcı koylar…
Ege'nin asli mavisinden apayrı bu renk sadece kıyı boyunca uzanmamakta aksine tüm koyu da kaplamakta ve pek tabi böyle olunca da hali ile adeta Ege'nin nazar boncuğu mavisi denizi ile turkuaz ışıltısı koylarını yeri geldiğinde sadece ince bir kara parçasının ayırdığını göreceksiniz ki bu iki mavinin buluşmasına beyaza çalan gökmavisi de katıldığında iki mavinin üzerinde adeta onları kucaklarmış gibi sarılmış gökyüzü sahnesi sizi kesinlikle mest edecektir.
Bu manzaranın harikulade temaşa edildiği yer ise adını sevmesem de şeytan sofrası denilen bölge. Neden böyle denildiğiniz bir hikayesi var elbette ama ismine takılmayın ve güzel ülkem betimlemesinin aslında ne kadar doğru olduğuna gidin ve kendiniz kani olun.
Zeytin ormanları...
Ayvalık denince aklınıza denizden önce zeytin ve zeytinyağı gelmelidir aslında ama bizatihi Ayvalık yoluna girdiğinizde göreceksiniz ki zeytincilik bölgede bir yaşam tarzı adeta. Dağ taş zeytin ağacı dersek pek de abartmış olmayız öyle ki zeytin ağaçları sadece zeytin bahçeleri boyunca değil aynı zamanda yol boyunca ve devlet arazileri üzerinde de bulunmakta. Başka bir deyimle zeytin adeta bölgenin bitki örtüsü hüviyetinde ve böylesi bir yoğunluğa 'zeytin ormanları' ifadesi de yanlış kaçmaz sanırım.
Ülkemizde zeytini ile ünlü pek çok ilçemiz bulunmakla birlikte Gemlik zeytinlerinin ne kadar tercih edildiği malumunuz. Kişisel olarak tat uzmanı iddiam olmamakla birlikte zeytinlerin ve yağlarının tadını ayırt eden biri olarak Ayvalık'ta yetişen bir zeytinin tadını başka bir bölgeye değişmem doğrusu ve hatta defalarca başıma gelmiştir ki 'bunun tadı gerçekten enfes' dediğim limon zeytinyağı karışımı ya Ayvalık ya da yakın bölge çiftliğine ait çıkmıştır.
Sözün kısası şu ki, Ayvalık zeytini ve zeytinyağını salatalarınızda deneyiniz efendim, pek tabi soğuk ve ilk sıkım hali ile.
İşte tam da bu cümleyi kurmanın peşine aklıma ilk gelen asgari ücretle çalışan bir vatandaşımızın tüm bu güzelliklerden ve bu tatlardan ne kadar nasibinin olabildiği maalesef. İyi bir zeytinyağının kilosu o kadar artmış durumdaki ya da tersten bakarsak asgari ücretin alım gücü o kadar düşmüş durumdaki artık bu güzelliklerden ya tamamen uzağız ya da ancak tadımlık niyetine alabiliyoruz.
Şimdi ise cümlenin hası ile bitirelim 'gezi' yazımızı; "Milli Ekonomi Modeli'nin getirdiği refah ile birlikte asgari ücreti beş bin Türk Lirası'na rahatlıkla yükseltebiliyoruz" derken aslında tüm bu güzellikleri de 'doya doya' birlikte, bizler paylaşalım demiş olmuyor muyuz?
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020