Ulu Cami Bursa belgeliğinde
'Bursa Ulu Cami' kitabının editörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Bilal Kemikli, eserin iki yabancı yazarın da yer aldığı geniş bir kadro ile hazırladığını vurguladı. Ulu Cami'nin yapılmasında Osmanlı'nın iki temel misyonu bulunduğunu kaydeden Kemikli, "Ulu Cami Osmanlı'nın vizyonunu ortaya koyan bir proje. Rumeli ve Bizans'a dönük hedefleri ortaya koyan bir eser. Bir diğer misyonu ise Ulu Cami ile Bursa artık resmen bir Osmanlı şehri olmuştur. Çünkü Osmanlı şehirlerinin merkezinde büyük bir cami vardır. Aynı zamanda Süleyman Çelebi Mevlidi burada yazmıştır. Burası bir okuldur, hocaların dersler okuttuğunu tespit ettik. Önemli bir kütüphanedir, hat sanatları ile de önemli bir sanat merkezidir. İslam dini açısından 5 önemli mabetten biridir. Geçmişte Rumeli'den hacca gidenler önce Bursa'ya gelip Ulu Cami'de namaz kılar, sonra hacca gidermiş. Yani burası bu kadar önemli bir mabet" dedi.
Ulu Cami, Osmanlı Devleti'nin dördüncü hükümdarı Yıldırım Bayezıd tarafından mimar Ali Neccar'a 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır. Rivayete göre sultan, Niğbolu Zaferi öncesinde savaşı kazanmak için Allah'a yalvarmış ve 20 cami yaptırmayı adamıştı. Zaferden sonra damadı Emir Sultan'ın teklifi ile 20 cami yerine 20 kubbeli tek bir cami yaptırmaya karar vermişti. Cami, zaferden elde edilen ganimet ile yapılacaktı. 1 Mart 1855 tarihlerindeki büyük depremde 17 kubbesi çöken cami, onarım görerek 1862 yılında tekrar ibadete açılmış, 1889 yangınında da hasar görmüştür. Hemen hemen eşit büyüklükteki 20 kubbesinin ortasındaki kubbe açık olarak yapılmıştır. Telle örtülü bu orta kubbeden giren yağmur damlaları havuzda toplanır, ışık ise camiyi aydınlatırdı. Günümüzde kubbe camekanla kaplı olduğunda yağmur suyu toplama işlevini gerçekleştirmiş, ama aydınlatma görevi devam etmektedir.