Sahip olduğunuz ilmin ışığı ile, etrafınızı aydınlatarak, insanlara doğruyu ve doğru yolu göstererek onları her türlü zarara ve tuzağa düşmekten korumak boynunuzun borcu değil midir?
Bizzat şahit olduğunuz yanlışları, yalanları ve talanları, faillerinin kimliğine bakmadan, partisine, kliğine, ekolüne ve mensubiyetine bakmadan dillendirmek ve elbette eleştirmek zorunda değil misiniz?
Hırsızlık yapanların, yolsuzluk yapanların, haksızlık yapanların kimliği ve kişiliği sizin o konularda konuşmanıza mani oluyorsa eğer, sahip olduğunuz ilmin hakkını vermiş sayılır mısınız?
Zalimin zulmüne mani olmak suretiyle zalime dahi yardım etmek yolu tavsiye edilmişken, ilminizi zulmün devamı istikametinde kullanmanız 'ilmin ve alimin zulmü' sayılmaz mı?
İlmi, zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin ve yolsuzluğun engellenmesi, yok edilmesi yolunda değil de tam aksine bu kötülüklerin yaygınlaşması yolunda kullananlar, ilme en büyük zulmü yapmış olmazlar mı?
Kamu mallarına çökenler, tüyü bitmemiş yetimin hakkını iç edenler, falancalar ve filancalar ise, zinhar haramdır, karınlarına ateş doldurmuş gibidirler ama şu guruptan, şu partiden iseler, kitaplara bir bakmak lazım, bir çıkar yol bulmak lazım şeklindeki bir tavır sizce, ilim namusuna, ilim haysiyetine yakışır mı?
Yönetim katında bulunanların, kamu mallarını, kamu kaynaklarını kendi özel mülkiyetlerine geçirmelerini mazur gösterecek herhangi bir gerekçe biliyor musunuz?
Kamu görevlilerinin, milletin hizmetinde olması gereken bürokratların, hiç de hak etmedikleri üçer-beşer maaş almalarının sizce makul bir izahı olabilir mi ve bu konularda sizlerin sus-pus olmanızın makul bir gerekçesi var mı?
Bir anekdot:
Vatandaşın Kadı Efendiye gelerek; "efendim dağda otlarken bir hayvanın diğerini vurup uçurumdan yuvarlaması halinde ne lazım gelir?" sorusuna "hayvandır, bir şey lazım gelmez" şeklinde cevaplaması üzerine vatandaş; "efendim, vuran bizim hayvan uçurumdan düşen ise sizinki" demesi üzerine; "dur bakalım, iş değişti, ver bakalım şu kara kaplı kitabı" demiş.
Sosyal hayatın, hukuk düzeninin ve adalet mekanizmasının bugün bu fotoğraftan daha vahim bir durumda olmasında, ilim sahipleri olarak sizlerin payı ne kadardır, hiç düşündünüz mü?
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024