Üretici yüksek faizden şikayetçi
Merkez Bankası politika faizini 7 aydır yüzde 14’te sabit tutmasına rağmen, bankaların ticari kredi faizleri ortalama yüzde 29.74 ile 4 yılın zirvesine ulaştı. Üreticiler ise bu orana da ulaşamıyor. Finansa ulaşmanın zorluğundan dert yanan sanayiciler kredi faizlerinin yüzde 40’ları aştığını, hatta yüzde 50’ler seviyesinde olduğunu belirtiyor
30.07.2022 15:38:00





MURAT ÇABAS / HABER ANALİZ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son 7 aydır politika faizini yüzde 14'te sabit tutuyor. Fakat bu faiz oranı üreticiyi ve tüketiciyi ilgilendirmiyor. Zira üreticisiyle tüketicisiyle vatandaşlar bu orandan kat kat daha fazla faiz oranlarıyla üretim ya da tüketim yapabiliyor.
Faizler 4 yılın zirvesinde
Merkez Bankası verilerine göre, ortalama ticari kredi faizleri geçen hafta yüzde 29.74'e yükselerek son 4 yılın zirvesine yükseldi. Faiz indirimlerinin başladığı Eylül 2021 öncesinde ticari kredi faizleri yüzde 21 seviyelerinde bulunuyordu. Ortalama ticari kredi faizi yüzde 29.74 oranında gözükse de üreticiler finansa bu oranla ulaşamıyor. Piyasaya yansıyan faiz oranlarının yüzde 40'ı aştığı belirtiliyor. Faiz ortalamasını, halen yüzde 17-18'lerde fiyatlama yapan ancak limiti olan müşterilerin dahi kredi kullanamadığı kamu bankaları düşürüyor. Spot ticari kredilerde geçen yıl yüzde 21-22'lerde olan faiz oranı şimdilerde yüzde 40-45'e kadar çıkıyor. Bir yıl önce yüzde 18-20'lerde olan rotatif ticari kredi faizleri ise yüzde 47-55 aralığına kadar yükselmiş durumda. Rotatif krediler, bankaların müşterilerine kısa süreli nakit ihtiyacının karşılanması amacıyla belli bir limit dahilinde istenildiği zaman kullandırdığı nakdi kredi ürünüdür. Bankacılık uzmanları, kamu veya özel hemen hemen tüm bankaların üç ay üzeri spot fiyatlama yapamadığını, bunun da orta ve uzun vadede faizlerin daha da yükseleceği anlamına geldiğini söylüyor. Ayrıca bankaların kredi satmak için uğraşmadığını, Merkez'den yüzde 14 ile borçlanan bankaların, Hazine'ye yüksek faiz ile borç verdiğini, bankaların ana müşterisinin Hazine olduğunu belirtiyorlar.
Üretici finansa ulaşamıyor
Üreticilerin en büyük sorunlarından birisi, üretim için ihtiyaç duydukları finansa ulaşmakta zorluk çekmeleri. Üstelik ulaşabilenler de yüksek faiz oranlarına maruz kalıyor. Bu durumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu sosyal medya hesabından, "Türkiye'nin her il ve ilçesinden bankalara yönelik şikayetler artıyor. Firmaların kredi talepleri karşılanmıyor veya çok yüksek maliyetler çıkarılıyor. Üretim, istihdam, yatırım için bankaları daha duyarlı ve yapıcı olmaya davet ediyorum" cümleleriyle ifade etmişti. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da, İSO Meclisi Temmuz ayı olağan toplantısında sanayicilerin bu noktadaki şikayetlerini TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu'na iletti. Ticari kredi faizlerinin yüzde 40'ı aştığını belirten Bahçıvan şunları söyledi: "Bankalarda TL cinsi ticari kredi faizleri yüzde 40 bandını aştı. Yüksek faiz yükü altında gerçekten çok zorlu mücadele vermekte olan sanayicilerimizin faiz maliyetlerinin düşmesine dönük çalışmaların en güçlü taraftarı olacağından kuşku duyulmasın. Ancak ekonomik güven ve küresel gerçeklerle uyum sağlamayan birtakım adımlar kısa vadede yüksek faize dönük bazı çözümler getirse dahi oluşturdukları güven kırılganlıkları, beklentilerdeki bozulmanın etkisiyle hem finansal kaynaklara erişimi zorlaştırmakta hem de maliyetleri artırmaktadır." Bahçıvan'ın TL cinsi ticari kredi faiz oranlarına ilişkin verdiği yüzde 40 oranına ilişkin bir başka sanayici ise, "Erdal başkan çok mütevazı söyledi. Yüzde 40 dedi ama banka faizleri yüzde 45, yüzde 50 şu an. Belki firmadan firmaya fark vardır ama sanayicinin bu faizleri ödemesinin imkanı yok" dedi.
Üretici sıfır faizli kredi ile desteklenmeli
"Nas var, faiz haram" diyerek MB politika faizini yüzde 19'dan yüzde 14'e düşüren hükümete, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, "Madem faiz haram, devlet bankalarından, çiftçime, işçime, memuruma, asgari ücretlime sıfır faizli kredi ver. Elinden tutan mı var?" diye seslenmişti. Üreticinin elini güçlendirecek bir finansal politikanın nasıl olacağı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin "Üretim" başlığı altında şu şekilde anlatılmaktadır: "Ekonomilerde gerek mal, gerekse hizmet anlamında üretim, kalkınmanın ve büyümenin tek kaynağıdır. Üretim olmadan ne insanlara istihdam sağlayabilir, ne de ihtiyacımız olan mal ve hizmetlere sahip olabiliriz. Ekonomi politikalarının hedefi; üretmek ve bu üretilenleri halkına tükettirebilecek bir geliri oluşturmaktır. Para ile para kazanma yerine üretim ve pazarlama ile para kazanma anlayışı ekonomilerde hayata geçirilmediği sürece ne gerçek manada ülke ekonomilerinin büyümesi ne de insanına iş imkanı sunması mümkündür. Milli Ekonomi Modeli'mizde hedef hem üreten, hem de tüketme kabiliyetine sahip bir toplum ortaya çıkarmaktır. Üretmeden kağıt üzerinde hayali spekülatif oyunlarla kalkınmak mümkün değildir. Faizle parayı piyasanın dışına çeken kapitalist anlayış paranın en temel vazifelerinden biri olan üretimin tahrik edilmesini engelledi. Eğer üretimin önünü açmak istiyorsak öncelikle bloke edilmiş olan sermayeyi özgürlüğüne kavuşturmak zorundayız. Maliyetli para ile yatırım yapmanın en önemli problemlerinden biri üretim maliyetlerinin artması ve maliyet enflasyonuna sebebiyet vermesidir. Maliyetlerin artması ya fiyatları yukarı çekecek; bu da mala olan talebi kısacak, ya da üreticinin kârından veya işçi ücretlerinden kısıntıya sebep olduğu için yatırım cazibesini azaltacaktır. Devlet sıfır faizle proje mukabili isteyen herkese ama herkese sermaye desteği sağlamalıdır. Ayrıca faizlerin sıfırlanmış olması vatandaşın elindeki tasarrufların da belli ellerde bloke edilmesine değil, aksine piyasada dolaşarak hem üretimi, hem de tüketimi desteklemesine imkan verecektir."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son 7 aydır politika faizini yüzde 14'te sabit tutuyor. Fakat bu faiz oranı üreticiyi ve tüketiciyi ilgilendirmiyor. Zira üreticisiyle tüketicisiyle vatandaşlar bu orandan kat kat daha fazla faiz oranlarıyla üretim ya da tüketim yapabiliyor.
Faizler 4 yılın zirvesinde
Merkez Bankası verilerine göre, ortalama ticari kredi faizleri geçen hafta yüzde 29.74'e yükselerek son 4 yılın zirvesine yükseldi. Faiz indirimlerinin başladığı Eylül 2021 öncesinde ticari kredi faizleri yüzde 21 seviyelerinde bulunuyordu. Ortalama ticari kredi faizi yüzde 29.74 oranında gözükse de üreticiler finansa bu oranla ulaşamıyor. Piyasaya yansıyan faiz oranlarının yüzde 40'ı aştığı belirtiliyor. Faiz ortalamasını, halen yüzde 17-18'lerde fiyatlama yapan ancak limiti olan müşterilerin dahi kredi kullanamadığı kamu bankaları düşürüyor. Spot ticari kredilerde geçen yıl yüzde 21-22'lerde olan faiz oranı şimdilerde yüzde 40-45'e kadar çıkıyor. Bir yıl önce yüzde 18-20'lerde olan rotatif ticari kredi faizleri ise yüzde 47-55 aralığına kadar yükselmiş durumda. Rotatif krediler, bankaların müşterilerine kısa süreli nakit ihtiyacının karşılanması amacıyla belli bir limit dahilinde istenildiği zaman kullandırdığı nakdi kredi ürünüdür. Bankacılık uzmanları, kamu veya özel hemen hemen tüm bankaların üç ay üzeri spot fiyatlama yapamadığını, bunun da orta ve uzun vadede faizlerin daha da yükseleceği anlamına geldiğini söylüyor. Ayrıca bankaların kredi satmak için uğraşmadığını, Merkez'den yüzde 14 ile borçlanan bankaların, Hazine'ye yüksek faiz ile borç verdiğini, bankaların ana müşterisinin Hazine olduğunu belirtiyorlar.
Üretici finansa ulaşamıyor
Üreticilerin en büyük sorunlarından birisi, üretim için ihtiyaç duydukları finansa ulaşmakta zorluk çekmeleri. Üstelik ulaşabilenler de yüksek faiz oranlarına maruz kalıyor. Bu durumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu sosyal medya hesabından, "Türkiye'nin her il ve ilçesinden bankalara yönelik şikayetler artıyor. Firmaların kredi talepleri karşılanmıyor veya çok yüksek maliyetler çıkarılıyor. Üretim, istihdam, yatırım için bankaları daha duyarlı ve yapıcı olmaya davet ediyorum" cümleleriyle ifade etmişti. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da, İSO Meclisi Temmuz ayı olağan toplantısında sanayicilerin bu noktadaki şikayetlerini TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu'na iletti. Ticari kredi faizlerinin yüzde 40'ı aştığını belirten Bahçıvan şunları söyledi: "Bankalarda TL cinsi ticari kredi faizleri yüzde 40 bandını aştı. Yüksek faiz yükü altında gerçekten çok zorlu mücadele vermekte olan sanayicilerimizin faiz maliyetlerinin düşmesine dönük çalışmaların en güçlü taraftarı olacağından kuşku duyulmasın. Ancak ekonomik güven ve küresel gerçeklerle uyum sağlamayan birtakım adımlar kısa vadede yüksek faize dönük bazı çözümler getirse dahi oluşturdukları güven kırılganlıkları, beklentilerdeki bozulmanın etkisiyle hem finansal kaynaklara erişimi zorlaştırmakta hem de maliyetleri artırmaktadır." Bahçıvan'ın TL cinsi ticari kredi faiz oranlarına ilişkin verdiği yüzde 40 oranına ilişkin bir başka sanayici ise, "Erdal başkan çok mütevazı söyledi. Yüzde 40 dedi ama banka faizleri yüzde 45, yüzde 50 şu an. Belki firmadan firmaya fark vardır ama sanayicinin bu faizleri ödemesinin imkanı yok" dedi.
Üretici sıfır faizli kredi ile desteklenmeli
"Nas var, faiz haram" diyerek MB politika faizini yüzde 19'dan yüzde 14'e düşüren hükümete, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, "Madem faiz haram, devlet bankalarından, çiftçime, işçime, memuruma, asgari ücretlime sıfır faizli kredi ver. Elinden tutan mı var?" diye seslenmişti. Üreticinin elini güçlendirecek bir finansal politikanın nasıl olacağı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin "Üretim" başlığı altında şu şekilde anlatılmaktadır: "Ekonomilerde gerek mal, gerekse hizmet anlamında üretim, kalkınmanın ve büyümenin tek kaynağıdır. Üretim olmadan ne insanlara istihdam sağlayabilir, ne de ihtiyacımız olan mal ve hizmetlere sahip olabiliriz. Ekonomi politikalarının hedefi; üretmek ve bu üretilenleri halkına tükettirebilecek bir geliri oluşturmaktır. Para ile para kazanma yerine üretim ve pazarlama ile para kazanma anlayışı ekonomilerde hayata geçirilmediği sürece ne gerçek manada ülke ekonomilerinin büyümesi ne de insanına iş imkanı sunması mümkündür. Milli Ekonomi Modeli'mizde hedef hem üreten, hem de tüketme kabiliyetine sahip bir toplum ortaya çıkarmaktır. Üretmeden kağıt üzerinde hayali spekülatif oyunlarla kalkınmak mümkün değildir. Faizle parayı piyasanın dışına çeken kapitalist anlayış paranın en temel vazifelerinden biri olan üretimin tahrik edilmesini engelledi. Eğer üretimin önünü açmak istiyorsak öncelikle bloke edilmiş olan sermayeyi özgürlüğüne kavuşturmak zorundayız. Maliyetli para ile yatırım yapmanın en önemli problemlerinden biri üretim maliyetlerinin artması ve maliyet enflasyonuna sebebiyet vermesidir. Maliyetlerin artması ya fiyatları yukarı çekecek; bu da mala olan talebi kısacak, ya da üreticinin kârından veya işçi ücretlerinden kısıntıya sebep olduğu için yatırım cazibesini azaltacaktır. Devlet sıfır faizle proje mukabili isteyen herkese ama herkese sermaye desteği sağlamalıdır. Ayrıca faizlerin sıfırlanmış olması vatandaşın elindeki tasarrufların da belli ellerde bloke edilmesine değil, aksine piyasada dolaşarak hem üretimi, hem de tüketimi desteklemesine imkan verecektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.