Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden Hz. Mevlana
* Fânîlik şuuru ve düşüncesi
Varlık âlemi mukayyet bir zaman için mevcuttur. Ezelî ve ebedî olan ancak Allah'tır. Rahman sûresinin 26-27. âyet-i kerimelerinde "Yeryüzünde olan her canlı fânîdir. Fakat azamet ve ikram sahibi olan Rabbinin Zât'ı bâkîdir." buyurulmaktadır. Ölüm, mevcudun tadacağı bir gerçektir. Ölüm, mutlak âleme açılan bir kapıdır. Acıdır, fakat dostlara kavuşturur. Önce kabir hayatı ile başlayan yeni bir âlemdir. Ölüm son değil; sonsuzluğun kapısıdır. Ebedîliğin başıdır ölüm... Şairin dediği gibi;
"Onunla başlar herşey, onunla biter fâni,
Ebedilik sırrında, ebedilik kervanı."
Cum'a sûresinin 8. ayetinde Cenab-ı Hak; "Ey Resûlüm! Onlara de ki: Haberiniz olsun, o kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak gelip size kavuşacaktır. Sonra hem gizliyi, hem aşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, O size neler yaptığınızı haber verecektir (Buna göre sizi cezalandıracaktır)." buyurmaktadır. Ölümle hemdem olanın, eli ve dili de emin olur. Çünkü elin ve dilin işlediklerinin, mezkur âyet-i kerimeye göre hesabı vardır.
İnsanın kendini muhasebe etmesi, varlığının sebep ve hikmetlerini düşünmesi, mutlak hesap gününde hesap vermesi içindir. Çeşitli münasebetlerle yapacağımız kabir ziyaretlerinde de, bu mahiyette bir tefekkür yapmamız şarttır. Toprak altındakilerinin yerinde olmaya çalışmak, onların yaşadığı gerçeği hayatta iken yaşamak... İşte, kabir ziyaretinin mânâsı bu...
* Takva
Takva, Allah'tan korkma hâlidir. Takva sahibine 'müttakî' denir. Allah indinde üstünlük servet ve soy ile değil, ancak takva iledir. Allah'ın sevdiği haldir, takva... Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de; "Bu, o kitapdır ki, kendisinde hiç şüphe yoktur ve takva sahipleri (müttakîler) için delildir; yol göstericidir"; "Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır" buyurularak müttakîler övülmektedir.
İslâm'da üstünlük ölçüsü nesep-ırk değildir. Nitekim bir ayet-i kerimede: "Kıyamet gününde aralarında nesep farkı gözetilmez ve onlara kimin nesillerinden olduklarını da sormayacaklar." buyurulmaktadır.
Mevlâna bu mânâyı Mesnevî'de şöyle vurgular: "Bil ki; bu yolda soyun-sopun kıymeti yoktur. Fazilet ve mazhariyetin mihrabı zühd ü takvadır."
* Fânîlik şuuru ve düşüncesi
Varlık âlemi mukayyet bir zaman için mevcuttur. Ezelî ve ebedî olan ancak Allah'tır. Rahman sûresinin 26-27. âyet-i kerimelerinde "Yeryüzünde olan her canlı fânîdir. Fakat azamet ve ikram sahibi olan Rabbinin Zât'ı bâkîdir." buyurulmaktadır. Ölüm, mevcudun tadacağı bir gerçektir. Ölüm, mutlak âleme açılan bir kapıdır. Acıdır, fakat dostlara kavuşturur. Önce kabir hayatı ile başlayan yeni bir âlemdir. Ölüm son değil; sonsuzluğun kapısıdır. Ebedîliğin başıdır ölüm... Şairin dediği gibi;
"Onunla başlar herşey, onunla biter fâni,
Ebedilik sırrında, ebedilik kervanı."
Cum'a sûresinin 8. ayetinde Cenab-ı Hak; "Ey Resûlüm! Onlara de ki: Haberiniz olsun, o kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak gelip size kavuşacaktır. Sonra hem gizliyi, hem aşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, O size neler yaptığınızı haber verecektir (Buna göre sizi cezalandıracaktır)." buyurmaktadır. Ölümle hemdem olanın, eli ve dili de emin olur. Çünkü elin ve dilin işlediklerinin, mezkur âyet-i kerimeye göre hesabı vardır.
İnsanın kendini muhasebe etmesi, varlığının sebep ve hikmetlerini düşünmesi, mutlak hesap gününde hesap vermesi içindir. Çeşitli münasebetlerle yapacağımız kabir ziyaretlerinde de, bu mahiyette bir tefekkür yapmamız şarttır. Toprak altındakilerinin yerinde olmaya çalışmak, onların yaşadığı gerçeği hayatta iken yaşamak... İşte, kabir ziyaretinin mânâsı bu...
* Takva
Takva, Allah'tan korkma hâlidir. Takva sahibine 'müttakî' denir. Allah indinde üstünlük servet ve soy ile değil, ancak takva iledir. Allah'ın sevdiği haldir, takva... Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de; "Bu, o kitapdır ki, kendisinde hiç şüphe yoktur ve takva sahipleri (müttakîler) için delildir; yol göstericidir"; "Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır" buyurularak müttakîler övülmektedir.
İslâm'da üstünlük ölçüsü nesep-ırk değildir. Nitekim bir ayet-i kerimede: "Kıyamet gününde aralarında nesep farkı gözetilmez ve onlara kimin nesillerinden olduklarını da sormayacaklar." buyurulmaktadır.
Mevlâna bu mânâyı Mesnevî'de şöyle vurgular: "Bil ki; bu yolda soyun-sopun kıymeti yoktur. Fazilet ve mazhariyetin mihrabı zühd ü takvadır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.