Uzak Doğu ısınıyor
Çin ve Rusya'nın tehditlere karşı ortak tavır kararı alması başta ABD olmak üzere Batılı ülkeleri rahatsız etti. ABD savaş gemisinin, Çin'in Güney Çin Denizi'nde seyir faaliyetinde bulunması gerginliği tırmandırırken; ABD ve AB, bölgede Çin'e karşı 2 günlük ortak deniz tatbikatı gerçekleştirdi. Fransız lider Macron, AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ile 4 Nisan'da Pekin'e ziyaret gerçekleştirecek
25.03.2023 17:01:00 / Güncelleme: 25.03.2023 19:16:49





MURAT ÇABAS/ DETAY HABER
Çin ve Rusya'nın, ekonomik olarak bağımsızlıklarını elde ettikten sonra dünyada tek kutuplu dünyaya son verip, güç dengesinin doğuya kaydığı çok kutuplu bir dünyayı oluşturmaları, ABD'nin başını çektiği Batı dünyasını son derece rahatsız ediyor. Batılı ülkeler, uyguladıkları kapitalist sistemin çökmesi sebebiyle, yaptırımlarla ve ticaret savaşlarıyla Çin ve Rusya'nın bileğini bükemeyince, bu sefer bölgesel gerilimleri tırmandırma ve kışkırtma politikalarına yöneldiler. Geçtiğimiz yıl Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı öncesi Rusya'yı hedef alarak yaşanan gelişmeler şu sıralar benzer bir şekilde Uzak Doğu'da, Çin'i hedef alarak yaşanıyor. Ukrayna topraklarında yaşanan Ukrayna'yı yerle bir eden bilek güreşi, Tayvan'da da yaşanır mı bunu zaman gösterecek ama son gelişmeler bu sürecin yaklaştığına işaret ediyor.
ABD ve AB, Çin'e karşı tatbikat yaptı
ABD ve Avrupa Birliği (AB), tarafların Çin'e karşı Hint-Pasifik stratejilerini esas alan iki günlük bir deniz tatbikatı gerçekleştirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "23 ve 24 Mart 2023 tarihlerinde, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri, 2 Aralık 2022'deki AB-ABD Üst Düzey İstişare toplantısında kararlaştırıldığı gibi ortak bir deniz tatbikatı düzenledi" ifadesi kullanıldı. Tatbikata, Amerikan savaş gemisi USS Paul Hamilton, AB Deniz Kuvvetleri Atalanta Operasyonu'na bağlı İspanyol gemisi Reina Sofia ve İtalyan gemisi Carlo Bergamini'nin katıldığı bilgisi verilen açıklamada, tatbikatta gemiye çıkış prosedürleri, gemi navigasyonu ve entegrasyonu geliştirmeyi amaçlayan eğitimler yapıldığı kaydedildi. Tatbikatın nerede yapıldığına yer verilmeyen açıklamada şunlar kaydedildi: "ABD ve AB, Hint-Pasifik'te deniz güvenliği için ortak çalışmaları ve koordinasyonu ileriye taşıyacaklarını ve denizlerin uluslararası hukuka uygun kullanımını desteklemek için çaba göstereceklerini teyit etmektedirler." Tatbikatın ana hedefinin Pasifik bölgesinde büyük güç rekabeti kapsamında Çin'e karşı koymak olduğu ifade ediliyor.
Macron yine sahnede
Rusya-Ukrayna savaşından önce Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Rus lider Putin ile görüşmeler gerçekleştirmişti. Şimdi benzer bir diplomasi Çin'e yönelik yürütülüyor. Macron, 4 Nisan'da Çin'e resmi bir ziyarette bulunacak. Çin ziyaretini AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yapacağı duyuruldu. Macron, AB Liderler Zirvesi'nde yaptığı açıklamada, von der Leyen'e, Fransa ile Avrupa'nın "tek ses" olduğunu vurgulamak için ziyarette kendisine eşlik etmesini önerdiğini belirtti. Pekin'i ziyaretinde Avrupa gündemini izlemeyeceğini, Fransa'nın kendi diplomatik gündemi olduğunu ifade eden Macron, AB Liderler Zirvesi'nin marjında görüştüğü Almanya Başbakanı Olaf Sholz ile "ortak vizyonu" paylaştıklarını, buna göre Rusya'ya baskı için Çin ile temas halinde olmanın gereğine inandıklarını dile getirdi.
ABD gerilimi körüklüyor
ABD savaş gemisinin, Çin'in, Güney Çin Denizi'nde egemenlik iddiasında bulunduğu Spartly Adaları yakınındaki seyir faaliyetinin yol açtığı gerginlik sürüyor. ABD, Çin'in uyarısına rağmen Arleigh Burke sınıfı güdümlü füze muhribi USS Milius'u tekrar bölgeye gönderdi. ABD'nin Pasifik'teki 7. Filosundan yapılan açıklamada, "Güney Çin Denizi'ndeki yasa dışı egemenlik iddiaları, denizlerde seyrüsefer ve uçuş serbestisine, serbest ve engelsiz ticari faaliyetlere ve kıyıdaş ülkelerin ekonomik fırsat özgürlüğüne tehdit oluşturuyor" ifadesine yer verildi. Çin Savunma Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, "geminin bölgeden çıkartıldığını" belirtti, ABD'yi "Güney Çin Denizi'nde barış ve istikrara zarar vermekle" suçladı. Açıklamada, ABD'nin "Güney Çin Denizi'ni askerileştirdiği" ve "seyrüsefer hegemonyası peşinde olduğu" ifade edildi. Pekin yönetimi, ABD'ye "provokatif eylemlerine son vermesi, aksi halde beklenmedik gelişmelerin sonuçlarına kanatlanacağı" uyarısında bulundu.
Japonya'dan dikkat çeken rapor
Japonya, yıllık dış politika raporunda, Çin'in bölgesel nüfuzunu "en büyük stratejik meydan okuma" olarak nitelendirecek. Resmi Kyodo ajansının kabine kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Japonya Dışişleri Bakanlığının "Diplomatik Bluebook 2023" raporunda, Çin'in nüfuzuna yönelik vurgu güçlendirilecek. Rusya-Ukrayna krizi sonrası Pekin-Moskova ilişkilerinin derin endişeye yol açtığı kaydedilecek raporda Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarın önemi vurgulanacak.
'Çin ve Rusya, çok kutuplu bir dünyayı savunuyor'
Çin ve Rusya'nın yıllardır devam eden ve son olarak Şi Cinping'in Moskova ziyaretinde Rus lider Putin ile pekiştirdikleri ittifak ve ortak tavır politikasına Batılı ülkelerin yetkilileri demokrasiye karşı otoriterleşme olarak değerlendirmişlerdi. Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang Batıdan gelen bu iddialara yanıt olarak şunları söyledi: "Çin ve Rusya'nın, dünyada artan tek taraflılığa ve hegemonya girişimlerine karşı stratejik koordinasyonu güçlendirmesi önem taşıyor. Bugün dünyanın temel çatışması, bazı ülkelerin söylediği gibi demokrasi ile otoriterlik arasında değil, kalkınma ile kalkınmanın bastırılması, küresel adalet ile güç siyaseti arasında. Çin ve Rusya, küresel yönetimi uluslararası toplumun beklentilere göre yönlendirmek ve 'ortak geleceği paylaşan topluluğu' inşa etmek için birlikte çalışması gerekiyor. Çin ve Rusya, çok kutuplu bir dünyayı ve uluslararası ilişkilerin daha demokratik hale gelmesini savunuyor. Bu, uluslararası eşitlik ve adalet talepleri ile örtüşüyor." Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Rusya ziyaretinde iki ülke liderleri, "kapsamlı stratejik ortaklık koordinasyonunu" küresel ölçekte derinleştirme taahhüdünde bulundu.
Çin ve Rusya'nın, ekonomik olarak bağımsızlıklarını elde ettikten sonra dünyada tek kutuplu dünyaya son verip, güç dengesinin doğuya kaydığı çok kutuplu bir dünyayı oluşturmaları, ABD'nin başını çektiği Batı dünyasını son derece rahatsız ediyor. Batılı ülkeler, uyguladıkları kapitalist sistemin çökmesi sebebiyle, yaptırımlarla ve ticaret savaşlarıyla Çin ve Rusya'nın bileğini bükemeyince, bu sefer bölgesel gerilimleri tırmandırma ve kışkırtma politikalarına yöneldiler. Geçtiğimiz yıl Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı öncesi Rusya'yı hedef alarak yaşanan gelişmeler şu sıralar benzer bir şekilde Uzak Doğu'da, Çin'i hedef alarak yaşanıyor. Ukrayna topraklarında yaşanan Ukrayna'yı yerle bir eden bilek güreşi, Tayvan'da da yaşanır mı bunu zaman gösterecek ama son gelişmeler bu sürecin yaklaştığına işaret ediyor.
ABD ve AB, Çin'e karşı tatbikat yaptı
ABD ve Avrupa Birliği (AB), tarafların Çin'e karşı Hint-Pasifik stratejilerini esas alan iki günlük bir deniz tatbikatı gerçekleştirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "23 ve 24 Mart 2023 tarihlerinde, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri, 2 Aralık 2022'deki AB-ABD Üst Düzey İstişare toplantısında kararlaştırıldığı gibi ortak bir deniz tatbikatı düzenledi" ifadesi kullanıldı. Tatbikata, Amerikan savaş gemisi USS Paul Hamilton, AB Deniz Kuvvetleri Atalanta Operasyonu'na bağlı İspanyol gemisi Reina Sofia ve İtalyan gemisi Carlo Bergamini'nin katıldığı bilgisi verilen açıklamada, tatbikatta gemiye çıkış prosedürleri, gemi navigasyonu ve entegrasyonu geliştirmeyi amaçlayan eğitimler yapıldığı kaydedildi. Tatbikatın nerede yapıldığına yer verilmeyen açıklamada şunlar kaydedildi: "ABD ve AB, Hint-Pasifik'te deniz güvenliği için ortak çalışmaları ve koordinasyonu ileriye taşıyacaklarını ve denizlerin uluslararası hukuka uygun kullanımını desteklemek için çaba göstereceklerini teyit etmektedirler." Tatbikatın ana hedefinin Pasifik bölgesinde büyük güç rekabeti kapsamında Çin'e karşı koymak olduğu ifade ediliyor.
Macron yine sahnede
Rusya-Ukrayna savaşından önce Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Rus lider Putin ile görüşmeler gerçekleştirmişti. Şimdi benzer bir diplomasi Çin'e yönelik yürütülüyor. Macron, 4 Nisan'da Çin'e resmi bir ziyarette bulunacak. Çin ziyaretini AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yapacağı duyuruldu. Macron, AB Liderler Zirvesi'nde yaptığı açıklamada, von der Leyen'e, Fransa ile Avrupa'nın "tek ses" olduğunu vurgulamak için ziyarette kendisine eşlik etmesini önerdiğini belirtti. Pekin'i ziyaretinde Avrupa gündemini izlemeyeceğini, Fransa'nın kendi diplomatik gündemi olduğunu ifade eden Macron, AB Liderler Zirvesi'nin marjında görüştüğü Almanya Başbakanı Olaf Sholz ile "ortak vizyonu" paylaştıklarını, buna göre Rusya'ya baskı için Çin ile temas halinde olmanın gereğine inandıklarını dile getirdi.
ABD gerilimi körüklüyor
ABD savaş gemisinin, Çin'in, Güney Çin Denizi'nde egemenlik iddiasında bulunduğu Spartly Adaları yakınındaki seyir faaliyetinin yol açtığı gerginlik sürüyor. ABD, Çin'in uyarısına rağmen Arleigh Burke sınıfı güdümlü füze muhribi USS Milius'u tekrar bölgeye gönderdi. ABD'nin Pasifik'teki 7. Filosundan yapılan açıklamada, "Güney Çin Denizi'ndeki yasa dışı egemenlik iddiaları, denizlerde seyrüsefer ve uçuş serbestisine, serbest ve engelsiz ticari faaliyetlere ve kıyıdaş ülkelerin ekonomik fırsat özgürlüğüne tehdit oluşturuyor" ifadesine yer verildi. Çin Savunma Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, "geminin bölgeden çıkartıldığını" belirtti, ABD'yi "Güney Çin Denizi'nde barış ve istikrara zarar vermekle" suçladı. Açıklamada, ABD'nin "Güney Çin Denizi'ni askerileştirdiği" ve "seyrüsefer hegemonyası peşinde olduğu" ifade edildi. Pekin yönetimi, ABD'ye "provokatif eylemlerine son vermesi, aksi halde beklenmedik gelişmelerin sonuçlarına kanatlanacağı" uyarısında bulundu.
Japonya'dan dikkat çeken rapor
Japonya, yıllık dış politika raporunda, Çin'in bölgesel nüfuzunu "en büyük stratejik meydan okuma" olarak nitelendirecek. Resmi Kyodo ajansının kabine kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Japonya Dışişleri Bakanlığının "Diplomatik Bluebook 2023" raporunda, Çin'in nüfuzuna yönelik vurgu güçlendirilecek. Rusya-Ukrayna krizi sonrası Pekin-Moskova ilişkilerinin derin endişeye yol açtığı kaydedilecek raporda Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarın önemi vurgulanacak.
'Çin ve Rusya, çok kutuplu bir dünyayı savunuyor'
Çin ve Rusya'nın yıllardır devam eden ve son olarak Şi Cinping'in Moskova ziyaretinde Rus lider Putin ile pekiştirdikleri ittifak ve ortak tavır politikasına Batılı ülkelerin yetkilileri demokrasiye karşı otoriterleşme olarak değerlendirmişlerdi. Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang Batıdan gelen bu iddialara yanıt olarak şunları söyledi: "Çin ve Rusya'nın, dünyada artan tek taraflılığa ve hegemonya girişimlerine karşı stratejik koordinasyonu güçlendirmesi önem taşıyor. Bugün dünyanın temel çatışması, bazı ülkelerin söylediği gibi demokrasi ile otoriterlik arasında değil, kalkınma ile kalkınmanın bastırılması, küresel adalet ile güç siyaseti arasında. Çin ve Rusya, küresel yönetimi uluslararası toplumun beklentilere göre yönlendirmek ve 'ortak geleceği paylaşan topluluğu' inşa etmek için birlikte çalışması gerekiyor. Çin ve Rusya, çok kutuplu bir dünyayı ve uluslararası ilişkilerin daha demokratik hale gelmesini savunuyor. Bu, uluslararası eşitlik ve adalet talepleri ile örtüşüyor." Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Rusya ziyaretinde iki ülke liderleri, "kapsamlı stratejik ortaklık koordinasyonunu" küresel ölçekte derinleştirme taahhüdünde bulundu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.