Görecek gözü olanların gözlerinden asla kaçmayacak gerçek şu ki; Edirne'den Ardahan'a, Sinop'tan Anamur'a tüm ülkede baştan başa her il ve ilçede özellikle ucuz ekmek kuyrukları uzadıkça uzuyor.
Son yıllarda çeşitli medya mecralarında sıkça haber olan, semt pazarlarında gün karardıktan sonra insanların Pazar atıklarından sebze-meyve temin etmeye çalıştıkları gerçeği, iktidar medyası tarafından kurgu olarak lanse edildi ve üstü sürekli örtülmeye çalışıldı, fakat ekmek kuyrukları öyle boyutlara ulaştı ki artık saklamalarına imkan yok.
Ekmek kuyruğunda bekleyenler için; 'onların derdi ekmek değil, kasıtlı görüntü oluşturmaktır' diyen yandaşlar bile, kendi komşularını, uzak-yakın akrabalarını ekmek kuyruğunda görünce yüzleri kızardı mı bilinmez ama, dut yemiş bülbüle dönmüş oldukları kesin.
İşitme engeli olmayanlar için asla saklanamayacak bir gerçek var ki; memleketin dört bir köşesinden 'açız, geçinemiyoruz, ısınamıyoruz' feryatları yükseliyor.
Yirmi yıldan beri ülkenin bin bir çeşit kaynakları ve varlıkları buharlaştırıldığı için, bir avuç mutlu azınlığın kasasına ve kesesine aktarıldığı için, temel gıda maddelerini ve en temel ihtiyaç kalemlerini temin etmek için kuyruklar uzadıkça uzuyor.
İktidar koltuğuna oturdukları günden beri, kendilerinden önceki iktidarları memlekette uzun kuyruklar oluşturmakla suçlayan mevcut siyasi iktidar kadrosu, tek başına yirmi yıllık yönetimleri sonunda sebep oldukları kuyrukları artık savunamıyorlar.
Kuyrukların yavaş yavaş oluşmaya başladığı ilk günlerde, 'bunlar varlık kuyrukları' diyerek savunmaya çalıştı iseler de, bizzat kuyrukta, yağmurda-yağışta bekleyen seçmenin sert cevabı ile karşılaştılar.
Tekrarlanan İstanbul seçimlerinde farkın on binlerden sekiz yüz binlere çıkması işte o 'varlık kuyrukları' söylemine duyulan tepkinin bir sonucu idi.
Şimdi her alanda ve her kalemde hızla oluşan ve uzadıkça uzayan kuyruklara dair iktidar cenahından gelen savunmalar, adeta burnundan soluyan vatandaşın öfkesini artırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Duymuş olmalısınız, çiçeği burnunda Hazine ve Maliye bakanımız, açıklanan yeni ekonomi programında eğer başarı sağlanamazsa üzüleceğini söylemiş ve daha neler neler söylemiş…
Söylediklerine dikkatle kulak vermek gerek, ne de olsa hazine ve maliyemiz ona emanet.
Yarın ola hayır ola.
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024