17 Kasım ülkeyi işgalci haçlıya teslim eden Vahdettin'in İngiliz gemisi ile kaçışının yıl dönümüydü. İsmini burada yazmaktan haya ettiğim bir televizyon kanalı bu konuda bir video hazırlamış. Her zamanki gibi, kargadan kartal çıkarmaya çalışmış ama yine eline yüzüne bulaştırmış.
Baştan sona saçmalıklarla, çelişkilerle ve yalanlarla dolu bir videoyu sosyal medyada paylaşarak ne yapmak istedikleri hepimizin malumu tabii ki…
Biz onlar gibi yapmayalım ve tarihi gerçeklerden hareket ederek konuya açıklık getirelim.
16 Kasım 1922 günü Vahdettin, İstanbul'daki İngiliz işgal orduları başkomutanı Harington'a bir dilekçe gönderiyor. Daha sonra Harington'ın anılarından öğreniyoruz ki, bu dilekçeden önce kaçış planları yapılmış ve Harington kendisinin padişahı zorla kaçırmadığını, belgelemek için de bu yazıyı istemiş. Bakın ne diyor bu dilekçede Vahdettin;
"Dersaadet (İstanbul) işgal orduları Başkomutanı General Harington Cenaplarına… İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden, İngiltere devlet-i fahimesine (yüce İngiltere devletine) iltica ve bir an evvel İstanbul'dan mahall-i ahara naklimi (başka bir yere götürülmemi) talep ederim efendim."
16 Teşrin-i sani (Kasım) 1922 Müslümanların Halifesi Mehmet Vahideddin
Büyük Türk milletinin düşürüldüğü durumu görüyor musunuz? Şanlı geçmişini nasıl da bir çırpıda silip atıyor. Vahdettin, "yüce İngiltere devleti!"ne sığınmak için İngiliz komutanına neredeyse yalvarıyor.
Vahdettin'i paklamak için hazırlanan video bu zihniyetin gerçek yüzünü de bize gösteriyor elbette.
Bakın bir yerinde ne anlatıyor. Neymiş, aslında Vahdettin kurtuluşun Anadolu'da olduğunu düşünüyor ve Anadolu'ya geçmek için fırsat kolluyormuş. Ama İngilizler bunu öğrenmiş ve tehdit edip eğer böyle bir şey yaparsa İstanbul'dan ayrılıp Yunanlılara terk edeceklerini söylemişler. Yunan işgalinden korkan Vahdettin, yüz binlerce vatan evladını kurtarmak için planından vazgeçmiş.
Meğer İngilizler ne mübarek insanlarmış! İşgalci değilmiş! Onlar demek milletin namusunu, dinini, vatanı korumak için gelmişler.
Yazıklar olsun bunu yapanlara, seslendirenlere, utanmadan bunun gerçek olduğunu anlatanlara…
Çanakkale'de 250 bin vatan evladını şehit eden bu İngilizler değil miydi?
Vatanın her bir köşesini işgal eden haçlı çizmeleri bu İngilizlere ait değil miydi?
Türk milletinin harim-i namusuna göz diken bunlar değil miydi?
Yunan'ı bu ülkenin başına musallat eden yine onlar değil miydi?
Atatürk önderliğinde Türk milletinin verdiği ölüm kalım savaşını engellemek için elinden geleni yapan bu İngilizler ve onların emir eri Vahdettin değil miydi?
Diyorlar ki, Vahdettin İngilizlerle işbirliği yaptı. Ben de diyorum ki, bu ifade yeterli olmaz. O, sadece işbirliği yapmadı, İngilizler ne demişse harfiyen yerine getirdi. Tam bir emir eri gibi hareket etti. Çünkü bütün ümidi işgalci haçlı İngiliz'de idi.
Atatürk ve Türk milleti, Sakarya savaşı günlerinde her türlü zor şartlara rağmen istiklal mücadelesi verirken, İngiliz emir eri Vahdettin 60 yaşlarındayken gösterişli bir düğünle Eylül 1921'de bilmem kaçıncı evliliğini 18 yaşındaki bir kızla yapıyordu.
Vahdettin ne bu hamleyi yaparken, ne yüce İngiltere devleti derken hiçbir hicap duymamıştır. O'nun tek derdi kendini kurtarmak ve padişahçılık oynamaya devam etmektir.
Vahdettin'in ne mal olduğu belgeleriyle ortadadır. O en baştan beri Atatürk'e ve milli mücadeleye karşı haçlının yanında saf tutmuştur. Milli mücadelenin başarıya ulaştığını gördüğü anda da kaçmıştır.
- Atatürk olmasaydı! / 22.09.2023
- Dikkat! Konu Anayasa / 15.09.2023
- Sohbet ‘spaces’ odası izlenimleri / 08.09.2023
- Hatırlıyor musunuz? / 01.09.2023
- Haydar Baş olmak / 14.04.2023
- Kitap, ama hangi kitap? / 15.01.2022
- Bırakın gençler konuşsun… / 08.01.2022
- Gözlerdeki ışıltı / 01.01.2022
- Eserinizle gurur duyabiliyor musunuz? / 29.11.2021