Yaşlılarımızın hatıra ve tecrübe muhabbetleri arasında sıkça kullandıkları bir teşhis var, bilmem siz de rastladınız mı? Derler ki; bir başkası bize yapamaz, bizim kendi kendimize yaptığımız kötülüğü... El-hak, doğrudur.
Devletlularımız, milletimizin eğitim ve giyim-kuşam gibi temel hak ve özgürlükleriyle haddinden fazla meşgul olup engellemeye devam ededursunlar; global odaklar, "etnik parselasyon projesi"nin temel kavramı haline dönüştürülen 'halkların hakları'nın onaylanıp devreye alınmasını beklemekteler.
Dün bu etnik parselasyon projesine ilişkin "ikiz sözleşmenin yani Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar ile Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmeleri"nin Çankaya'da onay bekleyen yasalarından iki maddesine değinmiştim. Diğer bazı maddelerini ise, yüreğiniz ağzınıza gelmesin diye bugün sunacağımı belirtmiştim.
1. madde, 2. bent: Bütün halklar, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilirler? Bir halk, sahip olduğu maddi, kaynaklardan hiçbir şartta yoksun bırakılamaz.
25. madde: Bu sözleşmede herhangi bir hüküm, halkların kendi doğal zenginliklerini ve kaynaklarını tam olarak ve serbestçe kullanma ve yararlanma haklarını zayıflatacak bir biçimde yorumlanamaz.
Bu maddeler, Müslüman milletimizin asıl çoğunluğuyla ilgili değil tabii? Milletimizin kaynakları IMF talimatlarına tabiidir çünkü.
Buradaki hükümler, milletimizin 'etnik parselasyon'u sonucu ortaya çıkartılmak istenen 'halklar'ın kaynaklarını korumak ve garanti altına almak içindir.
13. madde, 3. bent: Taraf devletler, anne-babaların ve mümkünse vasilerin kendi inançlarına uygun biçimde çocuklarına dinsel ve ahlaki eğitim sağlama haklarına saygı gösterir.
Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin benzer 18. madde, 4. bendi: Taraf devletler, anne-babaların ve mümkünse vasilerin kendi inançlarına uygun biçimde çocuklarına din ve ahlak eğitimi verilmesini isteme özgürlüğüne saygı göstermeyi taahhüt eder.
Etnik parselasyona konu 'halklar'ın bu haklarına saygı gösterilir ama, milletimizin asıl çoğunluğunun mesela çocuklarının başörtülü olarak eğitim hakkından istifade etmelerinin engellenmesi görmezlikten gelinebilir.
Madde 27: Etnik, dinsel veya dilsel azınlıkların bulunduğu bir devlette, böyle bir azınlığa mensup bulunan kişiler grubun diğer üyeleriyle birlikte toplu olarak kendi kültürel haklarını kullanma, kendi dinlerinin gereği ibadeti etme ve uygulama veya kendi dillerini kullanma hakları sağlanacaktır.
Bu düzenlemeler Müslüman milletimiz için değil, öncelikle ve özellikle gayr-i Müslim vatandaşların ve de 'etnik parselasyon'dan pay kapma sevdasına kapılmış 'mikro kültürlü'lerin rahatlığını ve özgürlüğünü temin etmek içindir.
Bu kadar da olur mu demeyin; apartman altlarında 'ayin yerleri' açılması için devre yapanlar, bu alanda hayli hayli devre yapmışlardır. 'Onlar'sız hangi işin göbeği kesildi bugüne kadar; iş onlarda biter. Bu iş de öyle.
Olan yine vatanımıza, milletimize, medeniyetimize oluyor. Bu vahim gidişat; vatanım, dinim, medeniyetim benim canımdır, anamdır, babamdır, namusumdur diyen BTP'lilerden gayrı kimin umurunda?..
En akıllı geçinenler bile, bırakın artık şu Vatan-Millet-Sakarya edebiyatını demiyorlar mı? Yazık ediyoruz kendimize, milletimize, medeniyetimize yazık? Çoook ucuza harcanıyoruz.
40. maddeye göre devletler, BM Genel Sekreteri'ne ikiz sözleşmede sözkonusu edilen halkların haklarına ilişkin attıkları adımları bildirmeyi ve ilerleme raporları vermeyi taahhüt ederler. Bu raporlar, BM İnsan Hakları Komitesi'ne gönderilir.
41. madde ise sözleşmeye taraf olan devletin, diğer bir devlet tarafından ilgili hususlarda hakları ihlal ettiği düşünülen devlete ve BM'ye şikayetine imkan tanır. Şikayetin alındığı tarihten itibaren altı ay içinde tarafları tatmin edici bir gelişme olmazsa dosya, BM İnsan Hakları Komitesi'nin önüne gelir.
Bundan böyle ABD, IMF ve AB şeflerinin yanı sıra, BM'nin 'etnik parselasyon' şeflerinin de gönlünü almak durumunda Türkiye.
Ne dermiş büyüklerimiz; bir başkası bize yapamaz, bizim kendi kendimize yaptığımızı.
Yüce Allah akıbetimizi hayreylesin?
Devletlularımız, milletimizin eğitim ve giyim-kuşam gibi temel hak ve özgürlükleriyle haddinden fazla meşgul olup engellemeye devam ededursunlar; global odaklar, "etnik parselasyon projesi"nin temel kavramı haline dönüştürülen 'halkların hakları'nın onaylanıp devreye alınmasını beklemekteler.
Dün bu etnik parselasyon projesine ilişkin "ikiz sözleşmenin yani Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar ile Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmeleri"nin Çankaya'da onay bekleyen yasalarından iki maddesine değinmiştim. Diğer bazı maddelerini ise, yüreğiniz ağzınıza gelmesin diye bugün sunacağımı belirtmiştim.
1. madde, 2. bent: Bütün halklar, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilirler? Bir halk, sahip olduğu maddi, kaynaklardan hiçbir şartta yoksun bırakılamaz.
25. madde: Bu sözleşmede herhangi bir hüküm, halkların kendi doğal zenginliklerini ve kaynaklarını tam olarak ve serbestçe kullanma ve yararlanma haklarını zayıflatacak bir biçimde yorumlanamaz.
Bu maddeler, Müslüman milletimizin asıl çoğunluğuyla ilgili değil tabii? Milletimizin kaynakları IMF talimatlarına tabiidir çünkü.
Buradaki hükümler, milletimizin 'etnik parselasyon'u sonucu ortaya çıkartılmak istenen 'halklar'ın kaynaklarını korumak ve garanti altına almak içindir.
13. madde, 3. bent: Taraf devletler, anne-babaların ve mümkünse vasilerin kendi inançlarına uygun biçimde çocuklarına dinsel ve ahlaki eğitim sağlama haklarına saygı gösterir.
Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin benzer 18. madde, 4. bendi: Taraf devletler, anne-babaların ve mümkünse vasilerin kendi inançlarına uygun biçimde çocuklarına din ve ahlak eğitimi verilmesini isteme özgürlüğüne saygı göstermeyi taahhüt eder.
Etnik parselasyona konu 'halklar'ın bu haklarına saygı gösterilir ama, milletimizin asıl çoğunluğunun mesela çocuklarının başörtülü olarak eğitim hakkından istifade etmelerinin engellenmesi görmezlikten gelinebilir.
Madde 27: Etnik, dinsel veya dilsel azınlıkların bulunduğu bir devlette, böyle bir azınlığa mensup bulunan kişiler grubun diğer üyeleriyle birlikte toplu olarak kendi kültürel haklarını kullanma, kendi dinlerinin gereği ibadeti etme ve uygulama veya kendi dillerini kullanma hakları sağlanacaktır.
Bu düzenlemeler Müslüman milletimiz için değil, öncelikle ve özellikle gayr-i Müslim vatandaşların ve de 'etnik parselasyon'dan pay kapma sevdasına kapılmış 'mikro kültürlü'lerin rahatlığını ve özgürlüğünü temin etmek içindir.
Bu kadar da olur mu demeyin; apartman altlarında 'ayin yerleri' açılması için devre yapanlar, bu alanda hayli hayli devre yapmışlardır. 'Onlar'sız hangi işin göbeği kesildi bugüne kadar; iş onlarda biter. Bu iş de öyle.
Olan yine vatanımıza, milletimize, medeniyetimize oluyor. Bu vahim gidişat; vatanım, dinim, medeniyetim benim canımdır, anamdır, babamdır, namusumdur diyen BTP'lilerden gayrı kimin umurunda?..
En akıllı geçinenler bile, bırakın artık şu Vatan-Millet-Sakarya edebiyatını demiyorlar mı? Yazık ediyoruz kendimize, milletimize, medeniyetimize yazık? Çoook ucuza harcanıyoruz.
40. maddeye göre devletler, BM Genel Sekreteri'ne ikiz sözleşmede sözkonusu edilen halkların haklarına ilişkin attıkları adımları bildirmeyi ve ilerleme raporları vermeyi taahhüt ederler. Bu raporlar, BM İnsan Hakları Komitesi'ne gönderilir.
41. madde ise sözleşmeye taraf olan devletin, diğer bir devlet tarafından ilgili hususlarda hakları ihlal ettiği düşünülen devlete ve BM'ye şikayetine imkan tanır. Şikayetin alındığı tarihten itibaren altı ay içinde tarafları tatmin edici bir gelişme olmazsa dosya, BM İnsan Hakları Komitesi'nin önüne gelir.
Bundan böyle ABD, IMF ve AB şeflerinin yanı sıra, BM'nin 'etnik parselasyon' şeflerinin de gönlünü almak durumunda Türkiye.
Ne dermiş büyüklerimiz; bir başkası bize yapamaz, bizim kendi kendimize yaptığımızı.
Yüce Allah akıbetimizi hayreylesin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019