Van Gölü Havzası’nda tehlike
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, geçtiğimiz yılın şubat ayında Van Gölü Havzası'nın yüzde 95'lik kısmı karla kaplıyken, bu yılın aynı ayında havzanın yüzde 50'ye yakın kısmının karla kaplı olmasının endişe verdiğini söyledi
19.03.2021 01:53:00





Geçtiğimiz günlerde Türkiye ve pek çok ülke için uydu üzerinden görüntüleme yapan NASA, 11 Ocak 2021 tarihinde yayımladığı görüntülerle Türkiye'nin yeraltı suları için kritik durumu gözler önüne sermişti. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün daha önce yayımlanan kuraklık haritalarına göre Türkiye'nin önemli bölümünün yağış almadığı, 'olağanüstü, çok şiddetli ve şiddetli kuraklık' yaşandığını gösteren haritalarda olduğu gibi NASA'nın yayımladığı haritada da şiddetli kuraklık tehlikesine işaret edildi.
Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş ise Van Gölü Havzasının 2020 yılının şubat ayı ile 2021 yılının şubat ayı uydu görüntülerini inceledi. Görüntülere göre geçtiğimiz yıl yüzde 85-95 civarında kar yağışı görülürken, bu yıl ise yüzde 50-60 civarında kar görüldü.
'Eskisi kadar kar düşmüyor'
İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Akkuş, son yıllarda gerek ülkemizde, gerekse de dünya genelinde küresel iklim değişimiyle beraber mevsimlerin uzunluk seviyelerinin de değiştiğini belirtti. Doğu Anadolu Bölgesinde artık kış aylarının daha kısa yaşandığı ortaya çıkan bir gerçek olduğunu ifade eden Akkuş, "Eskisi kadar kar yağışı düşmüyor. Diğer taraftan kar olarak düşmesi gereken yağışlar da yağmur olarak düşüyor. Yağmur yağışı önemli ama kuraklık açısından esas önemli olan kar yağışıdır.
Çünkü yağmur yağışları yüzey akışlarıyla beraber göle dökülürken, kar yağışları ise adeta su deposu görevi görüyor. Yaz aylarında gerek çiftçilerin gerekse de 15 bin insanın geçimini sağladığı inci kefalleri için çok büyük bir öneme haizdir. Yaz aylarında bir taraftan suya ihtiyaç duyan çiftçiler, diğer taraftan üremek için akarsulara göç eden ve suya ihtiyaç duyan balıklar karşımıza çıkıyor. Fakat özellikle son yıllarda kar yağışının azalması bu noktada kuraklık sorununu ortaya çıkarıyor" dedi.
'Salma sulama yöntemlerinden vazgeçilmeli'
Kuraklığın en çok etkisini buharlaşmanın yüksek olduğu yaz aylarında hissedileceğinin altını çizen Akkuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun önünü geçmek için ne yapmalıyız? Özellikle bölgedeki ürün desenini değiştirmemiz lazım. Suya çok ihtiyaç duyan bitkilerin yerine alternatif ürünler ekmememiz lazım. Ülkemizin su tüketiminin yüzde 75'lik kısmı tarımsal sulamaya gidiyor. Tarımsal sulamada da vahşi sistem denilen salma sulama yöntemlerinden vazgeçmek gerekiyor. Suyu daha az kullanan yağmurlama ve damla sulama gibi sistemlere geçmek gerekiyor. Çünkü bu durum bize hızla yaklaşıyor, buna bir tedbir almamız ve bununla uyumlu bir şekilde yaşamaya alışmamız gerekiyor." İHA
Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş ise Van Gölü Havzasının 2020 yılının şubat ayı ile 2021 yılının şubat ayı uydu görüntülerini inceledi. Görüntülere göre geçtiğimiz yıl yüzde 85-95 civarında kar yağışı görülürken, bu yıl ise yüzde 50-60 civarında kar görüldü.
'Eskisi kadar kar düşmüyor'
İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Akkuş, son yıllarda gerek ülkemizde, gerekse de dünya genelinde küresel iklim değişimiyle beraber mevsimlerin uzunluk seviyelerinin de değiştiğini belirtti. Doğu Anadolu Bölgesinde artık kış aylarının daha kısa yaşandığı ortaya çıkan bir gerçek olduğunu ifade eden Akkuş, "Eskisi kadar kar yağışı düşmüyor. Diğer taraftan kar olarak düşmesi gereken yağışlar da yağmur olarak düşüyor. Yağmur yağışı önemli ama kuraklık açısından esas önemli olan kar yağışıdır.
Çünkü yağmur yağışları yüzey akışlarıyla beraber göle dökülürken, kar yağışları ise adeta su deposu görevi görüyor. Yaz aylarında gerek çiftçilerin gerekse de 15 bin insanın geçimini sağladığı inci kefalleri için çok büyük bir öneme haizdir. Yaz aylarında bir taraftan suya ihtiyaç duyan çiftçiler, diğer taraftan üremek için akarsulara göç eden ve suya ihtiyaç duyan balıklar karşımıza çıkıyor. Fakat özellikle son yıllarda kar yağışının azalması bu noktada kuraklık sorununu ortaya çıkarıyor" dedi.
'Salma sulama yöntemlerinden vazgeçilmeli'
Kuraklığın en çok etkisini buharlaşmanın yüksek olduğu yaz aylarında hissedileceğinin altını çizen Akkuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun önünü geçmek için ne yapmalıyız? Özellikle bölgedeki ürün desenini değiştirmemiz lazım. Suya çok ihtiyaç duyan bitkilerin yerine alternatif ürünler ekmememiz lazım. Ülkemizin su tüketiminin yüzde 75'lik kısmı tarımsal sulamaya gidiyor. Tarımsal sulamada da vahşi sistem denilen salma sulama yöntemlerinden vazgeçmek gerekiyor. Suyu daha az kullanan yağmurlama ve damla sulama gibi sistemlere geçmek gerekiyor. Çünkü bu durum bize hızla yaklaşıyor, buna bir tedbir almamız ve bununla uyumlu bir şekilde yaşamaya alışmamız gerekiyor." İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.