Vatandaş parasını harcarken kılı kırk yarıyor!
İstinye Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Özdurak, "Yüksek enflasyon, hanehalkını iki ana konuda zorluyor: Hem alım gücümüz hızla düşüyor hem de tasarruf etmek imkânsız hale geliyor. 2025 verilerine göre, finansal dengesini korumak isteyen hanehalkının yüzde 63’ü harcamalarını aktif olarak kontrol ettiğini belirtiyor. Bu, geçmişe göre çok daha dikkatli bir bütçeleme refleksi geliştirdiğimizi gösteriyor" dedi.
01.11.2025 01:10:00
AHMET TURAN YİĞİT
AHMET TURAN YİĞİT





31 Ekim Dünya Tasarruf Günü dolayısıyla ailelerin tasarruf yönelimleriyle ilgili açıklamalarda bulunan İstinye Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Özdurak, tasarruf etme alışkanlıklarının son dönemde uygulanan sıkı para politikaları, yüksek enflasyon ve dalgalanan piyasalar nedeniyle köklü bir değişimden geçtiğini belirtti. Özdurak, halkın piyasalardaki oynaklıktan yorulduğunu ve daha sağlam, daha az riskli ve enflasyondan korunma potansiyeli yüksek çözümlere yani fonlara, altına ve yüksek faizli mevduata yöneldiğini söyledi.
Bütçe kontrol altında
Ailelerin artık bütçelerini geçmişe kıyasla çok daha sıkı kontrol altında tutmaya eğilimde olduğunu belirten Doç. Dr. Caner Özdurak, şunları söyledi: "Yüksek enflasyon, hanehalkını iki ana konuda zorluyor: Hem alım gücümüz hızla düşüyor hem de tasarruf etmek imkânsız hale geliyor. 2025 verilerine göre, finansal dengesini korumak isteyen hanehalkının yüzde 63'ü harcamalarını aktif olarak kontrol ettiğini belirtiyor. Bu, geçmişe göre çok daha dikkatli bir bütçeleme refleksi geliştirdiğimizi gösteriyor. Tasarruf sahipliği oranı genel olarak yüzde 54 civarında seyretse de düzenli tasarruf yapabildiğini söyleyenlerin oranındaki artış dikkat çekiyor. İnsanlar, 'önce harcayayım, kalanı biriktiririm' yaklaşımından uzaklaşıp, zorunlu bir disiplinle gelirin bir kısmını doğrudan ayırmaya başlamış durumda."
Borsa gözden düştü
"Son dönemde yatırım araçlarındaki değişim ise Türk yatırımcısının riske toleransının düştüğünü ve daha profesyonel yönetime yöneldiğini gösteriyor" diyen Doç. Dr. Özdurak, değişen alışkanlıklarla ilgili ise şu bilgileri verdi: "Borsa, 2023 yılında yakaladığı tarihi yatırımcı sayısından uzaklaşıyor. 2023 yılının son çeyreğinde 8.5 milyon kişi ile tarihi zirvesine ulaşan hisse senedi yatırımcı sayısı, 2025 yılının Mart ayı sonunda 6.6 milyon kişiye kadar geriledi. Bu, borsaya olan talebin ciddi ölçüde azaldığını ve yaklaşık 2 milyon yatırımcının piyasadan çekildiğini gösteriyor. Hisse senetlerinden çıkan veya birikimlerini değerlendirmek isteyen vatandaş, parayı yatırım fonlarına kaydırmaya başladı. Yatırım fonları, düşük tutarlarla bile profesyonelce yönetilen ve çeşitlendirilmiş bir portföy sunduğu için cazip hale geldi. Fon büyüklüğü, son 5 yılda 20 kata yakın devasa bir artış gösterdi ve 2025 verilerinde bu büyüme istikrarlı şekilde devam ediyor. Bu, bireysel yatırımcının riskini dağıtma ve uzman yönetimine güvenme eğiliminin yükseldiğini gösteriyor. Yüksek faize rağmen insanlar, likidite ve anında erişim imkânı nedeniyle fiziki varlıklardan vazgeçmiyor. Bu nedenle altın, son 10 yılda hem küresel merkez bankalarının hem de bireylerin gözdesi oldu. Tüketicilerin fiziki altın alımı, son on yılın zirvelerini görmeye devam etti. Bu, altının enflasyon ve belirsizlik dönemlerinde bir numaralı sigorta aracı olma rolünü koruduğunu teyit ediyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































