(dünden devam…)
Vesile konusunu Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in 'Dua ve Zikir' isimli eserinden aktarmaya devam ediyoruz:
"Peygamber Efendimiz nefsi tezkiyeye, Allah'a yürümeye bir vesiledir. Eğer O Peygamber olmasaydı nefisler tezkiye edilemeyecek, Kur'ân öğrenilemeyecek, Allah'a yürünülemeyecekti. Günümüze taşırsak; bizim de Allah'a yürüyebilmemiz için, O Peygamberin yaptığına vâris, bizim nefsimizi terbiye eden, Kur'ân'ı, hikmeti öğreten biri olmalıdır. Yani bir vesile olmalıdır ki, bizi de o yolla Cenâb-ı Hakk'a taşısın.
Bu konuyla ilgili olarak, "Allah ile kul arasına kimse giremez" şeklinde insanları yanıltmaya, yanlışa sürüklemeye yönelik, saptırmalar söz konusudur. Namazda kul Allah'ın huzurundadır. Namazlarda tahiyyat okuyoruz. Bu okuduklarımızın metinleri kudsi hadistir. Okuduklarımızla sadece Resûlullah'a selâm vermekle kalmıyoruz, ceddine ve âline de salavat okuyoruz. Allah ile kul arasına tabii ki kimse giremez, ancak onların adını zikretmemizi Cenâb-ı Hak istiyor. Onlar, Allah'ın dostudur. Onları zikretmek de Allah'ı zikretmektir. Onları sevmek Allah'ı sevmektir. Onlara buğzetmek Allah'a buğzetmektir.
Hiç şüphesiz, Allah ile kul arasına kimse giremez. Yalnız her şeyde olduğu gibi kulun hidâyet ve irşadında da mutlaka bir sebebe ihtiyaç vardır. İrşad ve hidâyetin sebepsiz olacağını düşünmek, İslam'ın ve imanın mantalitesinden mahrumiyetin ifadesidir. Maddî ve mânevî bir işte vasıta gerekir de, dünya ve âhiret hayatının akıbetini belirleyecek derecede mühim olan hidâyet ve irşad meselesinde nasıl olurda bir vasıta gerekmez?
Peygamber Efendimiz kendisini vesile ederek Allah'tan bir dilekte bulunmayı sahabesine öğretmiş tavsiye etmiştir. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Abdest alınan yere gidip abdest al! Sonra iki rekât kılıp şu duaları oku: 'Allahümme innî es'elüke ve etevesselü ileyke bi-nebiyyinâ Muhammedin sallalahu aleyhi ve sellem, nebiyyi'r-rahmeti. Yâ Muhammed, innî eteveccehü bi-ke ilâ Rabbî, fe-yakdî lî hâcetî/Allah'ım! Senden dilerim ve peygamberimiz ve rahmet peygamberi olan Muhammed'in (sallallahu aleyhi ve âlihi) hürmetiyle Sana tevessül ederim. Ey Muhammed! İhtiyacımı görmesi için Seninle Rabbime yöneldim.' Ondan sonra hâcetin ne ise söylersin." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebî;ÜrTirmizî, no. 3578 ve İbn Mâce, no. 1385'de yer almıştır).
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. Çünkü Âdem o gün yaratılmış ve o gün ölmüştür. Sûr'a üfürme de o gün olacaktır. Sa'ka da (yüksek ses) o gün olacaktır. O gün Benim üzerime çok salât ü selâm getirin! Çünkü salâtlarınız Bana sunulmaktadır."
Dediler ki: "Kemiklerin çürüdükten sonra salâtlarımız Sana nasıl ulaşır?"
"Allah, toprağa, peygamberlerin cesetlerini yemeyi haram kılmıştır" buyurdu. (Ebû Dâvud, no. 1047; Nesâî, Cum'a 5/1, III, 91-92 ve İbn Mâce, no. 1085).
Peygamberler, kabirlerinde hayattadırlar, namaz kılarlar, yani tesbih ve tahlilde bulunurlar. (Ö. Nasuhi Bilmen, 500 Hadis-i Şerif Tercümesi ve İzâhı; Suyûtî, Câmiu's-Sagir).
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Allah'ın, ümmetimden Bana selâm getiren gezici melekleri vardır." (Yine) Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurmuştur: "Hayatım sizin için hayırlıdır; siz ona konuşur-sunuz, o da size konuşup anlatır. Ölümüm de sizin için hayırlıdır. Çünkü amelleriniz bana sunulur; amellerinizi hayırlı görürsem, Allah'a hamd ederim. Amellerinizden kötü gördüklerim hususunda da bağışlanması için Allah'tan mağfiret dilerim." (Bezzâr Ahmed, Nesâî, İbn Hibbân ve el-Hâkim tahrîc ettiler).
Sahabesi, O hayatta iken Allah'a yakınlık için O'na ait her şeyi, hatta içtiği suyun artığını dahi vesile edinmiştir. Sehl b. Sa'd'den (radiyallahu anh) rivayetle; Peygamber'e (sallallahu aleyhi ve âlihi) su getirildi, ondan içti. Sağında bir çocuk oturuyordu, solunda da yaşlı insanlar vardı. Çocuğa dedi ki: "Önce bunlara vermeme izin verir misin?" Çocuk şöyle dedi: "Ey Allah Resûlü! Vallahi Senden sonra kimseyi kendime tercih etmem." Bunun üzerine maşrapayı ona verdi. (Bu hadisi Buhârî, Eşribe 19, VI, 248 ve Müslim, Eşribe no. 127-8, s.1604).
(devam edecek…)
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020