İstiklal şairimiz, merhum Akif dedemiz Müslüman Türk milletini oluşturan fertlerin sorumluluklarını, toplumu ilgilendiren meselelere karşı olması gereken duyarlılıklarını kendi nefis üslubuyla şöyle dillendirmişti:"Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?"Olması gereken, ideal olan toplumsal hassasiyet bu, ama kısa zamanda bu manada sürüklendiğimiz nokta kelimenin tam anlamıyla korkunç bir felaket?Kanayan bir yara görünce ciğeri yanan, o kanayan yarayı dindirmek, bir miktar merhem çalmak için gayret eden iyi insanlar sanki iyi atlara binip gitmişler.Tehlike kendi kapısına gelene kadar, hatta kapısını çalana kadar umursamayan, kılını dahi kıpırdatmayan tipler çığ gibi büyüyor. Tehlikeyi haber verenlere de burun kıvırıp geçiyorlar.Koskoca bir ülkenin, seksen milyona yaklaşan nüfusu ile koskoca bir milletin on üç sene boyunca sürüklenip sürüklenip bebek katilinin merhametine terk edilmesi karşısında takınılan tavır, sergilenen suskunluk ve vurdumduymazlık gerçekten ürpertici, gerçekten tehlike sınırlarını aşmış durumda.Mevcut iktidara delicesine destek veren nice hacının-hocanın toz kondurmadıkları, kendilerinden çok şeyler bekledikleri en tepedeki iki isim; Erdoğan ve Arınç'ın tartıştıkları konuya bakar mısınız?Keramati kendilerinden menkul çözüm süreci ile ilgili olarak Erdoğan'ın son çıkışları olmasaymış, İmralı'dan gelen mektup, yayınlanan mesaj daha da olumlu olacakmış!Türk devletinin, Müslüman Türk milletinin bu imam-hatip kadrosu eliyle getirilip bırakılan uçurum karşısında zerre kadar ürpermeyen, vicdanen rahatsız olmayan kitlelerin varlığı istikbalimiz ve istiklalimiz adına son derece endişe vericidir.Katilleri affetme yetki ve salahiyeti sadece ve sadece maktullerin varislerine, yakınlarına ait iken, mevcut iktidar kadrosu bol keseden af dağıtıyor, on binlerce şehidin kanları ellerinden damlayan katiller sürüsü ile masaya oturuyor, bebek katilinden Diyarbakır meydanında ferman üstüne ferman yayınlatıyor da hacımın gıkı çıkmıyor, hocamın kılı kıpırdamıyor.Müthiş bir pişkinlik içinde hala yapılanları savunmaya devam ediyor.Sayın Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde söylediği; "düşünüyorum da BOP Diyarbakır bir yıldız olabilir" cümlesi yavaş yavaş hayata mı geçiyor ne?Zalimin hasmı olma ilkesi, mazlumun yanında olma hassasiyeti hatırlatıldığında da kendisine ezberletilen; "reel politika, konjonktürel durum" masallarını anlatıp duruyor.Vurdumduymazlık hastalığı gerçekten tehlike sınırlarını çoktan aşmış durumda.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024