Amerikan Cumhurbaşkanı Wilson, birinci genel savaş döneminde, ülkesinin çıkarları konu olduğu zaman, Anlaşma gurubu ilende, Bağlaşıklar gurubu ilende siyasi tartışmalara girmiştir. Fakat, ülkesi ile ilgili olan konuları hallederken kullandığı silah, daima akıl ve sabır olmuştur.Wilson, İngiltere ve Fransa ile de siyasi tartışmalara girişmiştir. Bunun da en büyük nedeni Bu iki devletin Almanya ve Avusturya'ya karşı, halkı aç bırakarak isteklerini kabul ettirmeye yönelik kıta ablukasıydı. Wilson'a göre Avusturya ve Almanya'nın dünya ticaretinden dışlanması, ekonomik ve kültürel ilişkilerin kesilmesi, o ülkelerdeki insanların doğal ihtiyaçlarının kesilmesi büyük bir insanlık suçuydu. Tartışmanın ikinci nedeni de yine kıta ablukası idi. Çünkü bu olay, uluslar arası hukuka ve uluslar arası anlaşmalara tamamen aykırı idi. Ayni konuda Almanya'nın uyguladığı Denizaltı savaşı nedeni ile onunla da tartışma başlatmıştı. Gerek Denizaltı savaşı ve gerekse Kıta ablukası Amerika'nın da tecimine zararlıydı. Amerikan halkının ürettiği gıda maddelerinin Almanya ve Avusturya'ya satışına engel teşkil ediyordu. Bunun yanında Amerikan sanayicileri ve onların çıkarları da İngiltere ve Fransa ile ilişkilerin gelişmesini zorluyordu. Gerek genel savaş başlamadan önce gerekse başladıktan sonra Amerikan sanayisinin gelişmesini sağlayan ve üretim artışının sağlanmasını gerektiren en büyük faktör, İngiltere ve Fransa'dan gelen işadamı ve teknisyenlerdir. Bilhassa Ağır sanayide, Almanya ile rekabet edemeyen sanayiciler iflas edince Amerika'ya göç ederek çalışmalarını orada devam ettirdiler. Çünkü Geniş Amerikan topraklarında bol miktarda demir cevheri de Maden kömürü de vardı. Bu nedenledir ki ABD'yi kısa zamanda dünyanın en büyük sanayi devi olmuştur. Bu nedenle sanayi ve ticari alanda çalışan halk tarafından Fransa ve İngiltere'ye duyulan yakınlık Wilson'un diş siyasette aklı ön planda kullanmasını sağlıyordu. Tarım üreticileri ile sanayicilerin çıkarları birbirleri ile çatışınca her iki guruba da sert politikadan ziyade, Amerikan halkını mutlu edecek birliği sağlayacak ve yalnız iç değil, dünya barışına da giden bir yol izliyordu.Bağlaşık gurubu ile olan ilişkilerde; Lusitiana ve Arabik gemilerinin Denizaltı Savaşı nedeni ile batırılınca gemide bulunan birçok Amerikalı da boğularak ölmüştür. Amerikan halkı ölen vatandaşlarının acısı ile Almanya'ya karşı öfkelidir. Halk savaş çığlıkları atmaya başlar.7 Kasım 1915 de de bir Avusturya Denizaltısı, İtalya'nın Ankona adlı gemisini batırır. Bu gemide bulunan Amerikalı yolcular da boğularak ölür. Halk daha öfkeli bir şekilde savaş çığlıkları atarak hükümete baskıda bulunurlar. Diplomatik ilişkilerin kesilmesini ister. Fakat Başkan Wilson akla ve sabra dayanarak barışı devam ettirir. Bu konuda Cumhurbaşkanı Wilson'un politikasını, Amerika Cumhurbaşkanı Özel temsilcisi Havz'ın notları onun takip ettiği siyasi yolun ne olduğunu ifade eder: Eylül 1915 sonlarında Havz'a şunu der: "Beni çok sıkan yön sabrın bir fazilet olmaktan çıktığı anı tespit etmektir". Bu bulmacayı çözmek gerçekten zordu, çünkü başkan kendini bir bütün olarak ele alınan Amerika halk efkarına karşı sorumlu, kendi deyişine göre (onun tarafına bağlı) sayıyordu. Genel savaşın o anlarında halk kesin bir hükme varmamıştı. Çoktan beri Atlantik kıyılarında bazı çevrelerde Wilson'un sabrına karşı hiçbir saygı duygusu beslenilmiyordu. Bu sabır, zevkli ve zevksiz bir takım olaylara yol açıyordu. Bunun tersine olarak yurdun merkez ve uzak batısında başkanın nüfuzu, en çok bir azınlığı ilgilendiren ve önemi ondan da az kimselerce anlaşılan bir savaşa katılmamasına dayanıyordu? Tenkitçiler diyordu ki Wilson, sonu gelmeyen Alman kışkırtmalarına rağmen Amerikanın yansızlığında bu kadar ayak diremesi Almanya'ya karşı hala sevgi beslemesinden ileri gelir. Albay Havz'ın notları Wilson'un, Almanlarca Belçika antlaşmasına pek az değer verilmesi karşısında dehşet duyduğunu gösterir? Tenkitçilere karşı şöyle der: "Baylar, onlar güç durumdadırlar ve vahşi hayvanlara karşı durmaktadırlar Amerika'ca onları durduracak ve savaşa devam işlerini güçleştirecek bir harekette bulunulmasına müsaade edemem." O savaşanlardan ne anlaşma gurubunu ne de Bağlaşıkları tutmuştur. Yalnız Amerikan halkının barışını ve çıkarlarını düşünür.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011