Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci yaşıyor.Lakin Başbakan R. T. Erdoğan'ın kampanya ve konuşmalarına bakılırsa, Türkiye sanki AKP'ye Genel Başkan seçiyor.Demokratik krallık ihtirası ve kavga siyaseti, Erdoğan'ın siyaset anlayışında boy gösteriyor. Vaziyete bakın:Sanki AKP'den başka hiçbir parti, Cumhurbaşkanı adayı çıkartamaz.Erdoğan'dan başka hiç kimse Cumhurbaşkanı adayı olamaz.Erdoğan'dan başka adam yok, aday da olamaz.Erdoğan'dan başkasına oy verenler, nefes dahi alamaz.Erdoğan'ı kabul etmedin mi, AKP'ye oy vermedin mi; işin bitmiş, hayatın kaymıştır.Demokratik krallık anlayışına, değil demokrasi; saltanat bile denmez. Krallık hiç denmez. Krallar bile en azından tebasının her türlü iaşe ve ibatelerini karşılar, halkın karnını doyurur, sırtını giydirirler.Şeytan, bunların icraatlarını görünce, Allah'a sığınıyor.İnsaf ya hu; Yüce Allah bile kendini inkar edeni yaşatıyor, yediriyor, içiriyor, konuşturuyor, adam etmek üzere elçi gönderiyor, hayat hakkı tanıyor.Demokratik krallık ihtirasının yanında ilahlık iddiası bile sönük kalıyor? Bu ne hal, bu ne şaşırmışlık!Demokratik krallık ihtirası öyle bir siyasi maraz ki, bu maraza tutulanlar, kendinden başkasına söz hakkı tanımıyor, nefes aldırmıyor, bir lokmayı dahi çok görüyor, vergi salıyor, ceza vuruyor, kodese tıkıyor.Türkiyeli İslamcılar, bu ihtirasları yüzünden Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesine tutuldular, eş başkan oluverdiler, emir kulu olup çıktılar.Bu ihtiras yüzünden son 10-15 yıldan beri İslam coğrafyası işgal ve katliamlarla cebelleşiyor.Bu koltuk ihtirası ve demokratik krallık hevesi sebebiyle, Türk milleti dağılma süreci, devlet kurumları ve erkleri ise birbirleriyle kapışma nöbeti yaşıyor.Basiretsiz ve kör olmayan herkes, bu vahim siyaset tablosunu görüyor, gözlemliyor, yaşıyor.Bu muhteris ve bencil anlayışın, Türk milletinin ve İslam coğrafyasının ekmeğine yağ sürmediği aşikardır? Yağ sürmeyi koyalım bir tarafa; Türk milletinin ve İslam coğrafyasının elindeki ekmek gitti, emek gitti, insan onuru gitti, hatta vatan ve iman gitti gidiyor.Çok büyük bir felaket, çok tehlikeli bir bahtsızlıktı bu? Türk milleti ve devleti için kıyametti bu!Bu kara bahtın sonlandırılması lazımdı. Türk milletinin ve demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin "basiretli ve uzlaşmacı bir siyaset" ile bu vartadan kurtarılması gerekiyordu. 1978'li yıllardan bu yana ülkemizde ve bölgemizde kardeşlik ve huzurun tesisi için seferber olan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın birlik sesi yankı buldu, meyve verdi. Türk siyaset tarihinde bir ilk oldu; büyük uzlaşı gerçekleşti. Toplumun, klasik tabirle en sağından en soluna kadar tüm kesimlerini temsil eden BTP, CHP, MHP, DSP ve DP, milletin birliğini, devletin ahengini ve bölgenin huzurunu temin etme kıratı ve kumaşında olan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu "milletin adayı" olarak çıkarttılar.Demokratik krallığın ihtiras ve rantından beslenen medya ve siyasetin çakalları ise ezan duymuş gibi ulumaya koyuldular? Olsun. Orman çakalsız olmaz.Vakti geldiğinde bu çakallar da anlayacak ki, meğer büyük uzlaşı ve birlik, topyekün Türk milleti ve devletini kurtaran yegane yoldur. Kendilerini de kurtaracak olan ancak bu birlik yoludur.Ülkede ve bölgede birlik, kardeşlik, ahenk ve huzur için buluşulacak adres budur, büyük uzlaşıdır? Gerisi büyük dalaştır, büyük kıyamettir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019