Ekmek aslanın ağzında dediğimiz günler geride kaldı. Artık ortada yiyecek ekmek yok. Bir de her gün aldığımız yeni bir zam haberi kolumuzu kanadımız kırıyor.Benzine yapılan son zam vatandaşları kızdırdı. Ama ne yapsak boş... Hükümetin uyguladığı ekonomi politikalarıyla bu zamları durdurmanın imkânı yok. Bir taraftan zamlar bir taraftan vergiler...Neye vergi yok ki ülkemizde?! Ev alırsın vergi ödersin, çöp atarsın vergisini ödersin. Bin bir zorlukla bir dükkân açarsın vergi ödersin. Tabela asarsın vergi, o vergi, bu vergi... Zaten satışları kötü olan esnaf bir de vergiler eklenince dükkânını kapatmak zorunda kalıyor. İşsiz kalan vatandaşsa ne yapacağını şaşırıyor. Allah'tan işsizlik vergisi henüz uygulanmıyor! Görünen o ki hükümetin bu politikaları devam edecek ve vatandaş zamlar, vergiler altında ezilip gidecek.Elindeki tüm gelir kaynaklarını, madenlerini satan bir hükümetin halka yüklenmekten başka çaresi yok tabii. Bu sebepten, hükümet sürekli vergileri artırmanın peşinde. Biliyoruz ki, bu bir çözüm değil, bizi uçuruma sürükleyen yanlış bir politikanın adımlarıdır. Milli bir ekonomi uygulanmadıkça bu sorunun çözülmesi mümkün görünmemektedir. Ne yazık ki hükümetin milli bir politika izlemeye niyeti de yoktur."Memiş vergisi" diye halk arasında dolaşan bir söylem vardır. Günümüzde uygulanan vergiler tam da "Memiş vergisi" dedirtecek cinsten. Bu söylemin nasıl çıktığını paylaşarak devam edelim:Kaymakamın biri can sıkıntısından ne yapacağını şaşırır ve yardımcısını çağırıp halkın arasına inmesini ve koyduğu vergileri onlara iletmesini söyler; "Horoz satana vergi kesin, kel olanlara vergi kesin, adı Memiş olanlara vergi kesin ve kılıbık olanlara vergi kesin" der ve yardımcısını gönderir. Adam pazarda dolaşır ve horoz satan birini görünce hemen yanına varır. "Kaymakamın emri var horoz sattığın için vergi keseceğim" der. Vatandaş, "Aman yapma etme benim kazancım zaten az. Elime ne kalır ki?" diye telaşlı telaşlı konuşurken takkesi düşer keli görünür. Adam, "Üstelik kelmişsin, bir de bunun için vergi keseceğiz" der. Vatandaş iyice bunalmıştır. Yandaki tezgâhtan arkadaşı seslenir: "Aman Memiş Ağa, ne istiyorlarsa ver devlete karşı çıkılmaz" deyince tahsildar, "Adın da Memiş'miş. Bir de onun vergisi var" der. Memiş Ağa bunalır, "İyi hoş da ben şimdi hanıma ne diyeceğim" deyince tahsildar son darbeyi de vurur vatandaşa, "Üstelik bir de kılıbıkmışsın. Onun da vergisini de öde bakalım." Memiş Ağa sonunda tezgâhı kapatır işsiz güçsüz ortada kalır.Bizden istenen bu vergiler de olsa olsa MEMİŞ VERGİSİdir. Ne zaman ki bizi Memiş vergisinden kurtaracak bir çözüme kavuşuruz, ancak o zaman refaha ulaşırız. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli (MEM) bizi bu sıkıntıdan kurtaracak tek çözümdür. Bu model Rusya ile birlikte pek çok ülkede kabul görmüştür. Ya bu modelin uygulanmasına fırsat verir MEM ile birlikte iş sahibi olup MEM-iş deriz ya da MEMİŞ olur vergi ödemeye, dükkân kapatmaya devam ederiz.Karar sizin...
Fatma ikbal Şişman / diğer yazıları
- Beyninizi resetleyin / 12.01.2014
- Üç hırsız / 01.01.2014
- Hepimiz kınalı Ali'yiz / 22.11.2013
- Ya MEM-iş. ya memiş! / 21.07.2013
- Bir bekleyiştir Ramazan / 13.07.2013
- Bu maya tutmaz... / 30.06.2013
- Dursak suç, durmasak suç / 24.06.2013
- Üç hırsız / 01.01.2014
- Hepimiz kınalı Ali'yiz / 22.11.2013
- Ya MEM-iş. ya memiş! / 21.07.2013
- Bir bekleyiştir Ramazan / 13.07.2013
- Bu maya tutmaz... / 30.06.2013
- Dursak suç, durmasak suç / 24.06.2013