Hükümetin işi fıkralara kaldı. Sayın Başbakanın Alevilere yönelik vaadleri, Nasrettin Hoca'nın gölü mayalamasına benzer. Elindeki bir kaşık yoğurdu göle daldırıp "ya tutarsa!" diye uğraşıp duruyor. Başbakan ne kadar uğraşsa boş! Bu maya tutmaz.Hacıbektaş'ta birçok aileyle sohbet etme imkanımız oldu. Oradakilerin ortak bir derdi var. "AKP hükümeti öncesinde Alevi Sünni'den, Sünni Alevi'den kız alıp verirdik. Bu hükümet döneminde birbirimizden kız alıp vermez olduk" diyorlar. "Ayrıştırıldık" diyorlar.Şimdi soruyorum: Bu maya tutar mı?Kiliseler ibadethane sayılıp yüzlerce kilise ve kilise evi açıldı. Kiliselerin su ve elektrikleri belediyeler tarafından karşılandı. Cem evleri ise ibadethane olarak bile kabul edilmedi.Şimdi soruyorum: Bu maya tutar mı?İstanbul'da 3. Köprü'nün yapılmasına karar verildi ve isim tartışmaları başladı. Başbakan "Yavuz Sultan Selim" ismini uygun gördü. Aleviler için bu ismin ne ifade ettiğini Başbakan bilmiyor mu?Şimdi soruyorum: Bu maya tutar mı?11 yıllık iktidarlıkları döneminde Aleviler için kıllarını kıpırdatmadılar. Onları görmezden geldiler. Boş vaadlerle Alevilerden oy alacağını zanneden Başbakan aslında kendi pilini bitiriyor. Nasıl mı? Dedik ya, hükümetin işi fıkralara kaldı diye. Bunu da bir fıkrayla bağlayalım:"Eskiden tüccarlar köylülere veresiye verir sonra zamanı gelince veresiyeleri toplamak için köy köy gezermiş. Veresiyeleri toplamak için yola çıkan bir tüccar; parası, atı eşeği olmadığı için yürüyerek şehre giden bir köylüyle karşılaşır. Gitmek istediği köyün yolunu sorar. Köylü köyü gösterir ve sigarasını yakmak için tüccardan ateş ister. Tüccar köylüyle dalga geçmek için yanında taşıdığı el fenerini köylüye veriri. Köylü uzun bir süre el fenerini sigaraya tutar. Işığı sönünce tüccara verir. Tüccar "kusura bakma çakmağın gazı bitti" diyerek köylüyle dalga geçmeye devam eder. Köylü de şehirli de işini bitirip evlerine dönerler. Şehirli arkadaşına yolda rastladığı köylüden alaylı bir şekilde bahseder ve onu çakmak diye el feneriyle nasıl kandırdığını anlatır. Köylünün arkasından gülerler. Köylü de kendi arkadaşına yolda karşılaştığı şehirliyi anlatır ve şehirlinin kendini nasıl kandırmaya çalıştığını söyler ve şunu ekler: Beni çakmak diye el feneriyle kandırdığını sandı ben enayinin pilini bitirdim haberi yok! Ve şehirlinin arkasından gülerler."Ne diyelim son gülen iyi güler...
Fatma ikbal Şişman / diğer yazıları
- Beyninizi resetleyin / 12.01.2014
- Üç hırsız / 01.01.2014
- Hepimiz kınalı Ali'yiz / 22.11.2013
- Ya MEM-iş. ya memiş! / 21.07.2013
- Bir bekleyiştir Ramazan / 13.07.2013
- Bu maya tutmaz... / 30.06.2013
- Dursak suç, durmasak suç / 24.06.2013
- Üç hırsız / 01.01.2014
- Hepimiz kınalı Ali'yiz / 22.11.2013
- Ya MEM-iş. ya memiş! / 21.07.2013
- Bir bekleyiştir Ramazan / 13.07.2013
- Bu maya tutmaz... / 30.06.2013
- Dursak suç, durmasak suç / 24.06.2013