Her gün milyonlarca gazetenin sayfalarında ve köşelerinde hedef kitlelere tomar tomar yalan taşınıyor.Son yıllarda hayatımıza giren "sosyal medya"yı da buna ilave ederseniz kitlelere pompalanan yalanların boyunu, kilosunu ve de hacmini hesap etmek mümkün görünmüyor.Haddi-hududu, hesabı-kitabı bilinmeyen yalan bombardımanının zihinler ve gönüller üzerindeki yıkıcı ve yıkayıcı etkisini de hesap etmek mümkün değil."Ah bu dilim/ Etti beni dilim dilim" diyen şairin şahane tespitinden hareketle diyebiliriz ki, her gün yüzlerce, belki binlerce dilin ürettiği yalanlarla milletimizin zihni ve gönlü dilim dilim doğranıyor, fitne ve fesat tohumları dört bir yana ekiliyor.Siyasi, iktisadi, ekonomik ve hayatın diğer alanlarındaki gelişmeler her gün kendilerini yalanladığı halde iktidar bülteni olarak çıkan gazetelerde yazan-çizen kalem ve kelam erbabı yalan yazmayı, yanlış çizmeyi bir türlü bırakmıyorlar.Her gün koca koca adamlar, koca koca ablalar iktidar çevrelerine hoş görünmek için, onlardan belki bir "aferin" almak için hem kendi vicdanlarına karşı hem de millete karşı yalan söylüyorlar.Toz-pembe tablolar çiziyorlar, alınan her kararı, atılan her imzayı koro halinde alkışlıyor ve fazla değil aradan geçen üç-beş gün, üç-beş hafta ve üç-beş ay bu sayın yazarların hem kendilerini, hem iktidar çevrelerini hem de milleti yanılttıklarını ortaya koyuyor.Yalan ve yanlışları ortaya çıktıktan sonra aynı köşelerinden milletten özür dilemek yerine, yalan ve yanlışlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar. Okur-yazar takımına, aklı başında olan ve memleket meselelerine kafa yoran herkese düşen odur ki, "dost acı söyler" ilkesi gereğince acı da olsa doğruyu söylesinler, doğruya yöneltsinler ve yaklaşan tehlikeleri haber versinler.İktidarlar geçicidir, Ahmet gider Mehmet gelir, Hasan gider Hüseyin gelir ama devletin bekası önemlidir, milleti millet yapan değerlerin ve kurumların bekası önemlidir.Söz söylemek durumunda olan, yazı yazmak konumunda olan, kelam ve kalem erbabı ağızlarından ve kalemlerinden çıkan ve bugün ki hızlı iletişim araçları ile anında kitlelere ulaşan yalanlarının ve yanlışlarının zihinlerde ve gönüllerde, dolayısıyla sosyal bünyede açacağı derin yaraları hesap etmeli ve bin düşünüp bir yazmalılar, bin araştırıp bir söylemeliler.Ne çekiyorsak, yalan-yanlış haberlerin yayılmasından, yalan-yanlış yönlendirmelerin tahribatından çekiyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025