Suriye aleyhinde yapılan yalan haberler, ABD yanlı medya ve basın kuruluşlarının çalışanlarını da isyan ettiriyor.
Geçtiğimiz günlerde bir El Arabiya yazarı olan Eman el Şenavi’nin görüşlerini aktarmıştık. Şenavi, Batı basınının Suriye ile ilgili haberleri hep muhaliflerden aldığını ve bu haberlerin gerçekleri yansıtmadığını belirtmişti.
Suriye aleyhinde yapılan haberlerin bayraktarlığını yapan El Cezire kanalı ise bugünlerde istifa üzerine istifa yaşıyor. Sebep yine yalan haberler…
Geçtiğimiz Mart ayında El Cezire’den bir grup çalışan yalan haberlere dayanamadığı için istifa etmişti, aynı sebeple 5 kişi daha istifa etti.
Bu 5 kişiden biri olan savaş muhabiri Ali Haşim’in istifa gerekçesi oldukça önemli.
Ali Haşim, yaklaşık 5 ay önce canlı yayında Suriye ordusunun Lübnan sınırını bombaladığına dair haberi yalanladı ve ardından kendisinden hemen istifa etmesi istendi.
Bu yalanları vicdanına yediremeyen Ali Haşim istifa etti ama emin olun ki bu tür yalan haberleri içine sindiren binlerce muhabir var.
Ne isteniyor Ali Haşim’den, “Suriye ordusunun Lübnan sınırını bombaladığını söylemesi”. Gerçekte böyle bir şey var mı? Yok. Niçin isteniyor bu yalan haber? Suriye ordusunun ve yönetiminin zulüm yaptığını dünyaya ispatı için…
Peki, Suriye aleyhinde çıkan kötü haberlerin doğruluğuna nasıl inanacaksınız?
Doğruluğu şüphe götüren, hatta aksi ispat edilen yalan bilgilerle nasıl olur da bir yönetimi yargılar, bir ülkeye müdahale etmeyi planlarsınız?
İstifasını veren diğer bir isim ise Yapımcı Ahmet Musa, El Cezire’de çalışmanın her muhabirin hayali olduğunu ama bu hayalin artık depresyona dönüştüğünü belirtiyor.
Musa, muhabirlerin neden depresyona girdiği konusunda da şunları söylüyor:
“Suriye ve Libya ile ilgili gerçekmiş gibi verilenler kanaldakilerin kendi fikirleri, gerçekler montaj yoluyla gizleniyor.”
Gerçekte Suriye’ye sızan batı destekli teröristler ve onların yerli uzantıları tarafından katledilen siviller, sanki Suriye ordusu öldürmüş gibi gösteriliyor.
Ortalıkta yangın falan yok ama bir takım montajlar ve animasyonlar yapılarak sanki binalar, şehirler yanıyormuş gibi gösteriliyor.
Bir senaryo dahilinde Suriye ordusu sanki katliam yapıyormuş gibi gösteriliyor ve herkes kendisine verilen rolü oynuyor. Allah’tan bazı perde arkası görüntüler de ekranlara yansıyor da bunların uydurma olduğunu net olarak görebiliyoruz.
El Cezire’den istifa eden muhabirler, “Gerçekleri bu kadar uzun süre gizlediğimiz için üzgünüz” diyerek itiraflarına son noktayı koyuyorlar.
Evet, bir yalan üzerine Suriye gibi bir İslam ülkesi işgal edilmek isteniyor. Yalanlardan oluşturulmuş gerekçelerle Türkiye buraya sokulmak isteniyor.
Daha da ötesi Türkiye yalan bir senaryoyla Suriye üzerinden komşusu İran ile karşı karşıya getirilmek isteniyor. Ve bence senaryonun asıl hedefi de bu…
Bu tür tehlikeli konularda gerçekler bile defalarca sorgulanması gerekirken, yalan olduğu aşikar olan gerekçelerle bu tür bir ateşe girmek hiç de akıl karı değildir.
Unutmayalım ki bugün yalanlarla Türkiye’ye bu ateşten gömleği giydirenler, yarın aynı yalanları Türkiye için de söyleyecekler ve bu sefer Türkiye’nin boynuna yağlı urganı geçirecekler.
Ayıkmak için daha ne olması lazım.
Geçtiğimiz günlerde bir El Arabiya yazarı olan Eman el Şenavi’nin görüşlerini aktarmıştık. Şenavi, Batı basınının Suriye ile ilgili haberleri hep muhaliflerden aldığını ve bu haberlerin gerçekleri yansıtmadığını belirtmişti.
Suriye aleyhinde yapılan haberlerin bayraktarlığını yapan El Cezire kanalı ise bugünlerde istifa üzerine istifa yaşıyor. Sebep yine yalan haberler…
Geçtiğimiz Mart ayında El Cezire’den bir grup çalışan yalan haberlere dayanamadığı için istifa etmişti, aynı sebeple 5 kişi daha istifa etti.
Bu 5 kişiden biri olan savaş muhabiri Ali Haşim’in istifa gerekçesi oldukça önemli.
Ali Haşim, yaklaşık 5 ay önce canlı yayında Suriye ordusunun Lübnan sınırını bombaladığına dair haberi yalanladı ve ardından kendisinden hemen istifa etmesi istendi.
Bu yalanları vicdanına yediremeyen Ali Haşim istifa etti ama emin olun ki bu tür yalan haberleri içine sindiren binlerce muhabir var.
Ne isteniyor Ali Haşim’den, “Suriye ordusunun Lübnan sınırını bombaladığını söylemesi”. Gerçekte böyle bir şey var mı? Yok. Niçin isteniyor bu yalan haber? Suriye ordusunun ve yönetiminin zulüm yaptığını dünyaya ispatı için…
Peki, Suriye aleyhinde çıkan kötü haberlerin doğruluğuna nasıl inanacaksınız?
Doğruluğu şüphe götüren, hatta aksi ispat edilen yalan bilgilerle nasıl olur da bir yönetimi yargılar, bir ülkeye müdahale etmeyi planlarsınız?
İstifasını veren diğer bir isim ise Yapımcı Ahmet Musa, El Cezire’de çalışmanın her muhabirin hayali olduğunu ama bu hayalin artık depresyona dönüştüğünü belirtiyor.
Musa, muhabirlerin neden depresyona girdiği konusunda da şunları söylüyor:
“Suriye ve Libya ile ilgili gerçekmiş gibi verilenler kanaldakilerin kendi fikirleri, gerçekler montaj yoluyla gizleniyor.”
Gerçekte Suriye’ye sızan batı destekli teröristler ve onların yerli uzantıları tarafından katledilen siviller, sanki Suriye ordusu öldürmüş gibi gösteriliyor.
Ortalıkta yangın falan yok ama bir takım montajlar ve animasyonlar yapılarak sanki binalar, şehirler yanıyormuş gibi gösteriliyor.
Bir senaryo dahilinde Suriye ordusu sanki katliam yapıyormuş gibi gösteriliyor ve herkes kendisine verilen rolü oynuyor. Allah’tan bazı perde arkası görüntüler de ekranlara yansıyor da bunların uydurma olduğunu net olarak görebiliyoruz.
El Cezire’den istifa eden muhabirler, “Gerçekleri bu kadar uzun süre gizlediğimiz için üzgünüz” diyerek itiraflarına son noktayı koyuyorlar.
Evet, bir yalan üzerine Suriye gibi bir İslam ülkesi işgal edilmek isteniyor. Yalanlardan oluşturulmuş gerekçelerle Türkiye buraya sokulmak isteniyor.
Daha da ötesi Türkiye yalan bir senaryoyla Suriye üzerinden komşusu İran ile karşı karşıya getirilmek isteniyor. Ve bence senaryonun asıl hedefi de bu…
Bu tür tehlikeli konularda gerçekler bile defalarca sorgulanması gerekirken, yalan olduğu aşikar olan gerekçelerle bu tür bir ateşe girmek hiç de akıl karı değildir.
Unutmayalım ki bugün yalanlarla Türkiye’ye bu ateşten gömleği giydirenler, yarın aynı yalanları Türkiye için de söyleyecekler ve bu sefer Türkiye’nin boynuna yağlı urganı geçirecekler.
Ayıkmak için daha ne olması lazım.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024