Aman gazeteci hele dur dinle!
İlgilenir misin iman'la, din'le?
Ne yatıp kalkarsın çamla ladinle?
Orman alev alev, derdin odunla!
Ne götürenle ilgileniyorsun, ne de gidenle!
Haktan bihabersin, gününü gün edersin vezirle hanla.
Birgün de, bir sefer de, birazcık da bizleri anla.
Bu ülkenin ekmeği ile, suyu ile beslendiği halde, havasını teneffüs ettiği halde, gönlü bir yana kaymış, gönlü yâdlara kaymış kulları da yaz.
Anadolu topraklarında kök salmış, bu ülkenin suları ile sulanmış, beslenmiş, boy atmış olduğu halde, ayağına yer ettikten sonra dönüp ecnebi şarkılarını söyleyen dilleri de yaz.
Anadolu'nun çilekeş mazlum halkının yardımları ile, destekleri ile büyüdüğü, palazlandığı halde, yediği ekmeğe ihanet ederek, yine bu mazlum milletin ezeli düşmanları, can düşmanları ile tokalaşan elleri de yaz.
Yıllarca Selimiye ile Süleymaniye arasında mekik dokuduğu halde sonunda Vatikan'a Washington'a çıkan yolları da yaz.
Bin yıldan beri Tevhid inancının yaşanmasına zemin olmakla şereflenmiş, ezana, hilale sevdalanmakla değerlenmiş olduğu halde, şimdilerde bütün şirk unsurlarını ihtiva eden kiliselerle kuşatılan diyarları, illeri de yaz.
Tüm bu sinsi tehlikelere karşı bu cennet vatanın asıl sahibi olan Müslüman Türk Milletini uyaranlara, dikkat diyenlere, vatan vatan diyenlere, bayrak bayrak diyenlere, bağımsızlık, istiklal diyenlere "ya istiklal ya ölüm" parolasını hatırlatanlara kıl olan kılları da yaz.
Yıllardır, nice on yıllardır, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed Mustafa'nın ismini kullanarak, mukaddes hayatından sahneleri, kesitleri kullanarak ekmek toplayan, heybesini, ambarını dolduran, sonra da, bu milletin Peygamber sevdasına su katmaya çalışan, haçlılara yağ çeken, ılımlı İslam ekolünün başını çeken mahfilleri de yaz.
Ondört asırdan beri iddia edilmemiş, hiç bir İslam alimi tarafından ağıza alınmamış, kaleme alınmamış olan "Hıristiyanların mazlumları şehid hükmündedir" iddiasını, "Hıristiyan Müslüman çerçevesi" saçmalığını; "Kelimei Tevhid'in ikinci kısmını söylemeyenlere de merhamet nazarı ile bakılmalıdır" cüretkarlığını, Kur'an'ın kimi ayetlerinin çok sert olduğu iddiasını, Vatikan'da ölmeyi düşlemeyi ve Vatikan'a kutsal topraklar gözü ile bakmayı ve daha nice değişimleri, dönüşümleri ve alaşım-karışımları, yani bin türlü, binbir türlü halleri de yaz.
Yaz gazeteci, yaz ki, biline...
İlgilenir misin iman'la, din'le?
Ne yatıp kalkarsın çamla ladinle?
Orman alev alev, derdin odunla!
Ne götürenle ilgileniyorsun, ne de gidenle!
Haktan bihabersin, gününü gün edersin vezirle hanla.
Birgün de, bir sefer de, birazcık da bizleri anla.
Bu ülkenin ekmeği ile, suyu ile beslendiği halde, havasını teneffüs ettiği halde, gönlü bir yana kaymış, gönlü yâdlara kaymış kulları da yaz.
Anadolu topraklarında kök salmış, bu ülkenin suları ile sulanmış, beslenmiş, boy atmış olduğu halde, ayağına yer ettikten sonra dönüp ecnebi şarkılarını söyleyen dilleri de yaz.
Anadolu'nun çilekeş mazlum halkının yardımları ile, destekleri ile büyüdüğü, palazlandığı halde, yediği ekmeğe ihanet ederek, yine bu mazlum milletin ezeli düşmanları, can düşmanları ile tokalaşan elleri de yaz.
Yıllarca Selimiye ile Süleymaniye arasında mekik dokuduğu halde sonunda Vatikan'a Washington'a çıkan yolları da yaz.
Bin yıldan beri Tevhid inancının yaşanmasına zemin olmakla şereflenmiş, ezana, hilale sevdalanmakla değerlenmiş olduğu halde, şimdilerde bütün şirk unsurlarını ihtiva eden kiliselerle kuşatılan diyarları, illeri de yaz.
Tüm bu sinsi tehlikelere karşı bu cennet vatanın asıl sahibi olan Müslüman Türk Milletini uyaranlara, dikkat diyenlere, vatan vatan diyenlere, bayrak bayrak diyenlere, bağımsızlık, istiklal diyenlere "ya istiklal ya ölüm" parolasını hatırlatanlara kıl olan kılları da yaz.
Yıllardır, nice on yıllardır, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed Mustafa'nın ismini kullanarak, mukaddes hayatından sahneleri, kesitleri kullanarak ekmek toplayan, heybesini, ambarını dolduran, sonra da, bu milletin Peygamber sevdasına su katmaya çalışan, haçlılara yağ çeken, ılımlı İslam ekolünün başını çeken mahfilleri de yaz.
Ondört asırdan beri iddia edilmemiş, hiç bir İslam alimi tarafından ağıza alınmamış, kaleme alınmamış olan "Hıristiyanların mazlumları şehid hükmündedir" iddiasını, "Hıristiyan Müslüman çerçevesi" saçmalığını; "Kelimei Tevhid'in ikinci kısmını söylemeyenlere de merhamet nazarı ile bakılmalıdır" cüretkarlığını, Kur'an'ın kimi ayetlerinin çok sert olduğu iddiasını, Vatikan'da ölmeyi düşlemeyi ve Vatikan'a kutsal topraklar gözü ile bakmayı ve daha nice değişimleri, dönüşümleri ve alaşım-karışımları, yani bin türlü, binbir türlü halleri de yaz.
Yaz gazeteci, yaz ki, biline...
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yalana vergi konulsa… / 05.05.2024
- Ümmete ürperti gerek / 04.05.2024
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Ümmete ürperti gerek / 04.05.2024
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024